Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1005 E. 2022/1803 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1005
KARAR NO : 2022/1803

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…

DAVALI : …
VEKİLİ : Av…

DAVANIN KONUSU : ALACAK

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : …
VEKİLİ : Av…

TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması

İSTİNAF KARAR TARİHİ : 28/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :Davalı şirketin, müvekkilinden elektrik almış olduğu 2006 yılı başından 2010 yılı sonuna kadar ki dönemde, Danıştay kararı ile sonradan iptal edilen düzenlemeler doğrultusunda müvekkilin …,…,… aboneliklerinden fazladan perakende satış hizmet bedeli tahsil ettiğini, bu dönemde mahkeme kararı gereğince nispi hesaplama yerine tahsil edilmesi gereken sabit bedelinin tarafça bilinmesi ve hesaplanması mümkün bulunmadığından fazladan tahsil edilen alacağın belirsiz olduğunu, müvekkilden tahsil edilmesi gereken sabit PSH bedeli, mahkeme tarafından bilirkişi incelemesi ile tespit edileceğini, bu sebeple fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile müvekkilin …,…,… nolu aboneliklerinden 2007 Ocak ayından 2010 yılı sonuna kadar ki dönemde düzenlenen faturalarda müvekkilden fazladan tahsil ediln şimdilik 100.000,00 TL perakende satış hizmet bedelinin 6183 sayılı kanunun 51. Maddesine göre ödeme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı ile birlikte ödenmesini, 30.03.2018 tarihli dilekçe ile dava değerini arttırarak 221.174,78 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Açılan davanın öncelikle husumet ve zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu edilen dönemde tahsil edilen PSH bedelinin iadesi yönünde karar verilmesi halinde davacı şirketin o dönem için hiç PSH bedeli ödememiş olacağını, Danıştay iptal kararının temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından verilen … Esas … Karar sayılı kararında kararın serbest tüketiciler ile sınırlı olarak uygulanacağı ifadesinin yer aldığını, bu durumda davacı şirketin dava konusu edilen dönemde serbest tüketici niteliğine haiz olup olmadığının önem arz ettiğini, Danıştay kararının sadece serbest tüketiciler ile sınırlı olduğunu düzenlemeye tarifeler üzerinden enerji temin etmeye devam etmiş olan davacı şirketin bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
“Davanın kabulü ile, 221.174,78 TL’nin dava tarihi olan 08/12/2016 tarihinden itibaren 6183 sayılı kanunun 51. Maddesi gereğince gecikme zammı ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Mahkeme tarafından verilen … tarihli karara dayanak teşkil eden bilirkişiler tarafından düzenlenen son raporda esaslı hataya düşüldüğünü, değerlendirmeler hatalı şekilde yapıldığını, raporda, serbest tüketici olmak ile serbest tüketici niteliklerine haiz olmak kavramları karıştırıldığını, davacı tarafından serbest tüketici olduğu iddia edilmiş ise buna ilişkin ikili sözleşmeyi sunması ve ispat etmesi gerektiğini, sözleşme, bir tedarik şirketi tarafından yapıldığını, müvekkili şirket, dağıtım şirketi olduğundan dolayı; böyle bir sözleşmenin kurulması mümkün olmadığını, ayrışma yasal olarak yapılmış olup yine mevzuatın ilgili hükümleri gereği; şirketlerin faaliyet alanları ve sorumlulukları belirlendiğini, perakende hizmet satış bedellerinden müvekkili şirket sorumlu olamayacağını, teknik mevzuata hakim olmayan bilirkişilerce hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının kabul edilemez olduğunu belirtip, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf dilekçesine cevap veren davacı vekili dilekçesinde özetle;
Karşı tarafın yapmış olduğu istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME-GEREKÇE:
Dava; istirdat talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
EPDK ‘nın 24/08/2006 tarih ve 875 sayılı kararında perakende satış hizmeti verilen tüm kullanıcılara kwh bazında belirlenen perakende satış bedelinin uygulanacağı belirtilmiştir. 5496 sayılı kanun ile 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen geçici 9. Maddesinde yer alan fiyat eşitleme mekanizmasının uygulanacağı açıklanmıştır.
Danıştay 13. Hukuk Dairesi’nin … Esas … sayılı kararında sayaç okuma ve faturalama hizmetlerine ilişkin maliyetlerin abone grubuna ve tüketim enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit ücret uygulanması gerektiğinden bahisle EPDK ‘nın 24/08/2006 tarih 875 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir. Danıştay Dava Daireleri Kurulu’nun 24/05/2012 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile bu kararın serbest tüketiciler ile sınırlı olarak uygulanacağı belirtilerek onanmıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 25/02/2014 tarih ve 2014/3111 Esas 2014/2802 Karar No’lu bozma kararında; İptal kararlarının geriye yürüyeceğini, iptal edilen karar hiç alınmamış gibi ilke olarak eski durumun kendiliğinden geri geleceğini iptal edilen karar davacıdan başka kişileri de ilgilendirecek nitelikte ise dava da taraf olmayan fakat iptal edilen kararla ilgisi bulunan üçüncü kişileri de etkileyeceği, yine davacının sabit sayaç okuma bedelinden sorumlu olması nedeni ile bu miktarların mahsup edilerek kalan miktarların tahsiline karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtayın bozma ilamı nazara alınarak mahkemece yeniden verilen karar Yargıtay 3. H.D. Sinin 21.02.2017 tarih 2016/1765 Esas 2017/1707 karar nolu ilamı ile onanmıştır.)
Dava konusu olayda EPDK ‘nın iptal edilen 24/08/2006 tarih 875 sayılı kararı gereğince yapılan fazla ödemelerin tahsili talep edilmektedir. Danıştay iptal kararı serbest tüketiciler için verilmiş olup, EPDK tarafından belirlenen serbest tüketici limitleri belirtilerek buna göre davacının serbest tüketici olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
6446 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (cc) bendinde, serbest tüketici tanımlanmış olup, buna göre Kurul tarafından belirlenen elektrik enerjisi miktarından daha fazla tüketimi bulunduğu veya iletim sistemine doğrudan bağlı olduğu veya organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğini haiz olduğu için tedarikçisini seçme hakkına sahip gerçek veya tüzel kişiler olarak belirtilmiştir.
Yine, Elektirik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliğinin “serbest tüketici kapsamı” başlıklı 5 nci maddesinde de “Aşağıdaki koşulları sağlayan tüketiciler serbest tüketici olarak kabul edilir;
a) İletim sistemine doğrudan bağlı olan tüketiciler,
b) Bir önceki takvim yılına ait toplam elektrik enerjisi tüketimleri serbest tüketici limitini geçen tüketiciler,
c) İçinde bulunulan yılda gerçekleşen toplam elektrik enerjisi tüketimleri serbest tüketici limitini geçen tüketicilerin” serbest tüketici niteliğini kazandığı kabul edilmiş ve bu bağlamda kanunla paralel düzenleme yoluna gidilmiştir.
Dosya kapsamına göre; davacı şirketin tüketimlerinin Ocak 2007 yılı ile Aralık 2010 yılları arasındaki dönemde serbest tüketici sınırları dahilinde olduğunun belirlenmiş olmasına göre EPDK’nın, Danıştay tarafından iptal edilen düzenleyici işlemi esas alarak 01/09/2006 ila 31/12/2010 tarihleri arasındaki geçiş döneminde tanzim ettiği faturalar ile elektrik abonesi olan davacı şirketten, maktu ücretten ayrı tüketilen enerji miktarı (kWh) üzerinden PSH bedelini haksız olarak tahsil ettiği anlaşılmaktadır.
… Elektrik Dağıtım A.Ş ile … … Elektrik Perakende Satış A.Ş olmak üzere iki ayrı şirket olarak faaliyetlerini yürüttüklerini belirtilmiş ise de; … Elektrik Dağıtım A.Ş tedarikçi, diğeri … … Elektrik Perakende Satış A.Ş pazarlayıcı konumunda olup, her iki şirketin müteselsilen sorumlu olduğu tedarikçi olarak davalı şirketin bu bedelin iadesinde sorumlu olduğu anlaşılmıştır. ( Aynı yönde Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2021/6576 E. Ve 2021/11481 K. Sayılı ilamı )

Bu nedenlerle mahkemece; EPDK’nın düzenleyici işleminin Danıştay tarafından iptal edilmesi dikkate alınarak, buna bağlı olarak geçmişe etkili olarak ortadan kalkan düzenleyici işlem nedeniyle davalı şirket tarafından fazladan tahsil edilen PSH bedellerinin davacı şirkete iade edilmesi gerektiği tespit edilerek, bilirkişi raporu ile belirlenen tutarın davalıdan tahsiline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yan bulunmamaktadır.
Mahkemenin dosyada toplanan delillere göre istinaf talebinde bulunanın istinaf başvurusunun HMK.’nun 353/1-b-1 maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;

1-İstinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 md.si gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar harcı olan 15.108,44 TL maktu harçtan, peşin alınan 3.777,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.331,33 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, harç vb. işlemlerin 6100 Sayılı HMK’nın 359/3 md. uyarınca Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde YARGITAY ilgili hukuk dairesinde TEMYİZ YOLU açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/06/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı