Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2541 E. 2022/277 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2541
KARAR NO : 2022/277
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2019
NUMARASI : 2016/… Esas – 2019/… Karar
DAVACI :
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : TESPİT
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI :
VEKİLİ : Av.
TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 01/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/07/… tarih ve 2016/… Esas, 2019/… Karar sayılı hükümüne karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 10/12/2019 tarih ve 2019/1909 Esas, 2019/1400 Karar sayılı görevsizlik kararı ile gönderilmekle yapılan esas incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Davacı şirketin 13/08/2010 tarihinde imzalanan sözleşme ile önceden takılmış olan su saati üzerinden davalı Meski’nin … numaralı su abonesi olduğunu, su saatinin davacı şirket tarafından takılmadığını, davacı şirketin abonesi olarak davalıdan aldığı suyu 1.000 adet kapasiteli tekne ve yat ihtiyaçları ile Yat Limanı içerisinde bulunan işyerlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için kullandığını, davacı şirketin ilk abonelik gününden itibaren davalı Meski tarafından tahakkuk ettirilen su paralarını günü gününe ödediğini, davacı şirket ödemelerini muntazam olarak 2011 yılının 4. ayından itibaren düzenli yapmakta iken davalı kurum tarafından 15/08/2016 tarih ve … numaralı fatura ile bir anda tahakkuk ettirilen 2.168.180,00.-TL’lik su borcu karşısında şaşkına döndüğünü, nitekim her ay ortalama 2.000,00.-TL – 2.500,00.-TL’lik fatura ödemesi yaparken bir anda karşısına böyle bir rakam çıktığını, davalı ile yapılan görüşmeler neticesinde bu borcun kaynağının davalı Meski’nin yaptığı yanlış okumadan kaynaklandığının iddia edildiğini, davalının son olarak gönderdiği 11/11/2016 tarihli ihbarname ile suyun kesileceğinin bildirildiğini, bu nedenle işbu davayı açma gereği doğduğunu, davalının davacı şirketten talep ettiği su parası miktarını kabul etmediklerini, davacı şirketin davalıya ihbarnamede belirtilen 2.168.180,00.-TL miktarında borcunun olmasının imkanı bulunmadığını, davacı şirketin kullandığı su hesabının inşaat aboneliği esasına göre yapıldığını, halbuki toplu satış abonesi esasına göre hesaplama yapılması gerektiğini, 26/11/2011 tarihinde yapılan fiili açılıştan itibaren toplu satış aboneliği üzerinden hesaplama yapılması gerektiğinin açık olduğunu, davacı şirkete ait yerde kullanılan suyun hesabının toplu satış abonesi esas üzerinden yapılması halinde davacının ödemesi gereken paranın üçte birine kadar düşeceğini, iki hesap arasında çarpanlarından dolayı 1/3 oranında fark bulunduğunu, yıllardan beridir davacı şirketten istenmeyen su parasının 5 sene sonra istenmesinin davacıyı açıkça zarara uğrattığını, istenilen paranın zamanında istenmesi halinde 60 taksitte ödenecek bir para olduğunu, şimdi toplu olarak bir kerede ödemesinin yapılmasının istendiğini, su saatinin okumaya uygun bulunmaması ve inşaat aboneliği esasına göre hesaplama yapılması nedeniyle ihbarnamede belirtilen 2.168.180,00 TL su borcunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, davanın kabulüne, davacının ihbarnamede belirtilen 2.168.180,00 TL borçlu olmadığını tespitine, davacının davalıya ne miktarda borçlu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Davacı ile davalı idare arasında dava tarihi itibariyle abonelik sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu, 4077 Sayılı Yasa kapsamında görevli mahkemenin Mersin Tüketici Mahkemesi olduğunu, davacı şirketin sunduğu 27/09/2016 tarihli dilekçesi ile adlarına kayıtlı aboneliklerini inşaat aboneliği tarifesi yerine toplu su satışı aboneliği tarifesi olarak değiştirilmesini talep ettiğini, bu taleplerinin yetkili birimlere sorulduğunu, yetkili birimlerden alınan cevaplar uyarınca davacı şirkete toplu su satışı aboneliği verilemeyeceğinin bildirildiğini, davacı şirketin 01/11/2016 tarihinde bir kez daha toplu su satışı tarifesine geçiş için talepte bulunduğunu, ayrıca davacı şirket adına düzenlenen, geçmişe dönük olarak çarpan hatası yapılması nedeniyle eksik tahakkuk ettirildiği anlaşılan 2.168.000,00.-TL’lik tüketimin tahsili amacıyla düzenlenen 2016/8. Dönem faturasına itiraz edildiğini, davacı şirketin sözlü ve yazılı itirazlarına cevap verilmediği beyanının doğru olmadığını, 02/09/2016 tarihli yazı ile davacıya cevap verildiğini, verilen cevabi yazıda suyun kesileceğine dair bir bildirim olmadığının ve istedikleri takdirde taksitlendirme yapılabileceğinin bildirildiğini, 11/11/2016 tarihli ihtarnamenin su kesilme işlemi yapılmadan önce borcunu ödemeye davet için yapılan bir ihbar bildirimi olduğunu, davacı şirketin sayacının kendi talebi doğrultusunda 05/12/2016 tarihinde değiştirildiğini, davacı şirketin aboneliğinin ilk olarak 13/08/2010 tarihinde, abonenin inşaat halinde olması nedeniyle inşaat aboneliği şeklinde yapıldığını, o günden bu güne kadar davacı tarafından abonelik tipi değişikliği talebinde bulunulmadığını, geriye dönük olarak tahakkuk ettirilen bedelin tek seferde ödenmesinin talep edildiği hususunun gerçeği yansıtmadığını davanın usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:
İlk Derece Mahkemesince; davacının davasının HMK’nun 307. maddesi uyarınca feragat nedeniyle reddine, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre dava konusu fatura bedeli olan 2.168.180,00.-TL üzerinden kademeli olarak hesaplanan ve takdir edilen 82.722,70.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendisini bir vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
DAVACI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Mahkeme kararında vekalet ücretinin hesaplanırken nispi olarak yanlış hesaplama yapıldığını, açılan davanın tespit davası olduğunu, bu itibarla gerekçeli kararda borçlu olmadıklarının tespiti diye bir ifade yazıldığını ancak, bu ifadenin yanlış olduğunu açtıkları davada ne miktarda borçlu olduklarının tespitine ilişkin bir dava olduğunu ve bu sebeple vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Meski Evrakları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının kullandığı su nedeni ile ihbarnamede bildirilen miktarda borçlu olmadığı ve davalıya ne miktarda borçlu olduğunun tespiti isteminden ibarettir.
İstinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
Davacı tarafça sunulan dava dilekçesinin açıklama kısmında “Davalıya kullandığımız suya karşılık ne miktarda borçlu olduğumuzun tespiti talebinden ibarettir” ibaresinin yazılı bulunduğu, sonuç kısmında ise ” ihbarnamede belirtilen 2.168.180,00.-TL. Borçlu olmayıp, davalıya ne miktarda borçlu olduğumuzun tespitine” karar verilmesi ibaresinin yazılı bulunduğu ve davacı tarafından 29,20.-TL. Maktu peşin harç yatırılarak davanın açıldığı, tevzi formunda da tespit davası olduğuna ilişkin niteleme bulunduğu ve mahkemesince 12/05/2017 tarihli ön inceleme duruşmasında, uyuşmazlık konusunun davacı şirketin kullanmış olduğu su miktarının üzerinde davalı tarafça su borcu istendiği iddiası ile menfi tespit davası olarak nitelendirildiği, 09/02/2018 tarihli celsede ise davacı vekiline eksik harcı ikmal etmek üzere kesin süre verilerek, kesin süre içerisinde harcın ikmal edilmemesi halinde davayı takipsiz bıraktığının kabulü ile HMK.150. Maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verileceğinin ihtar edildiği, davacı tarafça bu hususta bir itiraz ileri sürülmediği ve 28/03/2018 tarihinde davacı vekilin tarafından tamamlama harcı olarak 36.997,89.-TL miktarında nispi harcın ikmal edildiği, 12/07/2019 tarihli celsede davacı vekilinin davalı ile yapılan anlaşmaya istinaden davadan feragat ettiklerini, davanın niteliği gereği aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesi halinde maktu vekalet ücreti taktir edilmesini talep ettikleri, davalı vekilinin de nispi vekalet ücretine hükmedilmesini talep ettiği ve mahkemesince davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedildiği tespit edilmiştir.
Tespit davası, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 106. maddesinde düzenlenmiş olup, madde hükmüne göre tespit davası yoluyla mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.
Davaya konu talep, bu madde kapsamında tespit davası yoluyla belirlenmesi talep edilebilecek bir hak veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğuna ilişkin olmayıp davalı tarafından tahakkuku yapılan 2.168.180,00.-TL. Miktarında su borcu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, mahkemece harç ikmaline yönelik verilen kesin süre içerisinde de davacı tarafından nispi harcın ikmal edildiği görülmüş olup, mahkemesince harç ikmali yapılan miktar üzerinden kademeli olarak nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde tespit edilen olgulara göre usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle mevcut delillere göre verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla davacı tarafın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b(1) maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL. İstinaf karar harcından peşin alınan 44,40.-TL. Harcın mahsubu ile bakiye 36,30.-TL. Harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 359/3 maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 302/5 maddesi gereğince harç, gider avansı iadesi ve diğer işlemlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu 361/1 maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTALIK süre içerisinde YARGITAY ilgili Hukuk Dairesinde TEMYİZ yolu olmak üzere 01/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan

E-imzalı


Üye

E-imzalı

Üye

E-imzalı

Katip

E-imzalı