Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2243 E. 2021/2657 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2243
KARAR NO : 2021/2657

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :….
NUMARASI : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : ….

VEKİLİ : Av. …
TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : ….
Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2019 tarih ve … Esas … sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :
Davalı şirket kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle müvekkili şirkete ait sayaçları mühürlediğini, fahiş bir bedel tahakkuk ettirdiğini ve bu bedel ödenmeden müvekkiline enerji hizmeti vermediğini, işlerin durması tehdidi altında tahakkuk ettirilen bedeli taksitlendirilerek ödemek zorunda kaldığını, toplamda 188.058,06 TL ödeme yaptığını, müvekkili şirketin kaçak elektrik kullanımı söz konusu olmadığını, ödemeleri elektriğin açılması amacı ile yapmak zorunda kaldığını, davalı şirket müvekkiline haksız olarak kaçak kullanım cezası tahakkuk ettirdiğini, davalı şirketin hangi yasal hesaplama yöntemini uyguladığı belli olmayan fahiş bedelleri müvekkili şirketten tahsil etmesinden bahisle, davalı tarafından tahakkuk ettirilen bedelin iptali ile 1.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesinin talep etmşitir.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Davacı tarafın iddialarının aksine 01/02/2017 tarih …. seri nolu kaçak tutanağı içeriğinde de yer verildiği üzere, davacı şirkete ait işyerinde yapılan kontrollerde şirket tarafından kesilen enerjiyi şirket bilgisi dışında yükümlülüklerini yerine getirmeden açarak kullandığının tespit edildiği, bu durum kullanıcıya izah edilerek sayacın enerjisi kesilip mühür altına alındığını, daha sonra yapılan kontrollerde kesilen enerjiyi şirketin yükümlülüklerini yerine getirmeden açarak kullandığının tespit edildiğini, sayacın arızalı olduğunu, yeni sayaç takıldığını sistemden endeks okuması tespit edilmesi nedeni ile enerjinin kesildiğini yani 2 adet kaçak tutanağının bulunduğunu bunun üzerine davacının taksitlendirme yaptığını beyan etmekle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
” Davanın REDDİNE,”şeklinde karar verildiği görülmüştür.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Müvekkili şirketin kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmayıp ödemeleri elektriğinin açılması amacıyla yapmak zorunda kaldığını, davalı şirketin müvekkiline haksız olarak kaçak kullanım cezası tahakkuk ettirdiğini ve ödenmediği takdirde müvekkilinin elektriğinin açılmaması tehdidinde bulunduğunu, davalı şirketin tüm işlemleri yasalar ve yönetmelikler ile düzenlenmiş olup, tüketici aleyhine keyfi tutum ve işlemlerde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu,davalı şirketin hangi yasal hesaplama yöntemini uyguladığı belli olmayan fahiş bedelleri müvekkili şirketten tahsil etmesi sebebiyle taraflarınca açılmış iş bu davanın kabulü gerekmekte iken yerel mahkemenin kararının maddi gerçeklere ve hukuka aykırı olduğundan mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; kaçak elektrik tahakkuku nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup;
Davacı 01/02/2017 tarihli ve 16/03/2017 tarihli kaçak elektrik kullanım tutanakları nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve istirdat talep etmiş ilk derece mahkemesince davacının kurum tarafından kesilen elektriği yükümlülüklerini yerine getirmeden mühür fekki yapmak suretiyle izinsiz açarak sayaçtan geçecek şekilde elektrik kullanımı yaptığından dolayı işyerinde kaçak olarak elektrik kullanımı yapıldığı kabul edilmiş ve sayacın üzerinde kaydedilmiş miktarlar baz alınarak ilk faturada tarifenin 1,5 katı, 2.fatura ise mükerrer kaçak kullanım dolayısıyla tarifenin 2 katı alınmak suretiyle kaçak faturalarının yönetmelik hükümlerine uygun olarak doğru hesaplandığı tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26. maddesinin (a) fıkrasına göre, gerçek veya tüzel kişilerin; ” Kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi,”, (b) fıkrasına göre; ” Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da yapı bina giriş noktasından sayaca kadar olan tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,” ile (c) fıkrasına göre de ; ” Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması,” kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak tanımlanmıştır.
6100 Sayılı HMK 204/2.maddesinde, yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgelerin, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılacağı açıklanmıştır.
Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerden olup buna göre davacı tarafın davalı şirket tarafından kesilen elektriği yükümlülükleri yerine getirmedin açarak elektirik enerjisi kullandığı ve davacı taraf tutanağın aksini ispat edememiş olup buna göre de Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26. maddesinin (c) fıkrasına göre,kaçak kullanım hususunun sabit olduğu anlaşılmışır.
Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 26. maddesinde kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilen kullanımlara yer verilmiş olup aynı Yönetmeliğin 27. ve devamı maddelerinde kaçak elektrik tüketim bedelinin hesaplamasının ne şekilde olacağı 29. Maddesinde faturalandırmada esas alınacak süre ve 30 maddesinde kaçak elektrik enerjisinin faturalandırılması düzenlenmiştir.
Tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 30 maddesine göre göre; kaçak elektrik enerjisi kullananlara, (kaçak bedeli tahakkukunun) dahil olduğu abone grubu üzerinden aktif enerji bedelinin (1,5) katı olarak, tekerrürü hâlinde ise (2) katı gözönüne alınarak hesaplanacağı hüküm altına alınmıştır. EPDK’nun bu kararından da anlaşıldığı üzere kaçak kullanımlarda kaçak tahakkuku normal kullanım bedelinin (1,5) katı, kaçak kullanımın tekrarı hâlinde ise iki katı olarak hesaplama yapılır.” düzenlenmesi bulunmaktadır.
Buna göre kaçak kullanımlarda kaçak tahakkuku normal kullanım bedelinin (1,5) katı, kaçak kullanımın tekrarı hâlinde ise (2) katı olarak hesaplanmaktadır. Somut olayda, dosya kapsamındaki bilgi belgelerden, davacı hakkında dava konusu 01/02/2017 tarihli ve 16/03/2017 tarihli tarihli kaçak tutanaklarının bulunduğu anlaşılmakta olup buna göre bilirkişinin raporunun da Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 30 maddesi gereği mükerrer kaçak kullanım nedeniyle yürürlükte olan tek terimli aktif enerji bedelinin 2 katı uyarınca hesaplama yapılması gerektiğine dair düzenleme doğrultusunda düzenlenmiş olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöndeki itirazlarının yerinde olmadığı ve bu itibarla ilk derece mahkemesince hukuki nitelendirmenin dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve mahkeme hükmünün yasal unsurları taşıdığı, istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.HÜKÜM:
1-Davacı vekilinin İstinaf Başvurusu’nun HMK 353/1-b-1 md.si gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken istinaf karar harcı olan 59,30.-TL. İstinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40.-TL. Harcın mahsubu ile bakiye 14.90.-TL harcın istinaf talebinde bulunan davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf ile ilgili yapılan masrafların istinaf talebinde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4-Kararın tebliği, harç vb. işlemlerin 6100 Sayılı HMK’nın ve 359/3 md. uyarınca Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’ın ilgili hukuk dairesine temyiz yolu açık olmak üzere tarihinde oy birliği ile karar verildi.23/12/2021


Başkan

E-imzalı

Üye

E-imzalı

Üye

E-imzalı

Katip

E-imzalı