Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1773 E. 2022/1496 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1773 – 2022/1496
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1773
KARAR NO : 2022/1496

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : 2021/… 2022/…

DAVACI : … HESABI
VEKİLİ : Av.

DAVALI : 1 -… –

VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2 -…
VEKİLİ : Av…
İLİŞKİLİ KİŞİ : …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar
Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 29/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Taraflar arasında açılan İtirazın İptali davasında Adana …. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığının merci tayini yolu ile giderilmesi talebi sonucu Dairemize gelen dosyanın incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kaza tarihi olan 30/06/2017 tarihinde borçlu … adına kayıtlı olan ve diğer borçlu …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın Adana İli, Yüreğir İlçesi, … Mah.’nde … plakalı araç ile karışmış olduğu trafik kazasında … plakalı araç sürücüsü … yaralandığını, kaza yapan … plakalı aracın kaza tarihinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ( Trafik ) bulunmadığını, bu nedenle yaralanan …’ın müvekkili kuruma yapmış olduğu başvuru neticesinde toplanan bilgi ve belge ile yapılan hesaplamalar neticesinde kendisine müvekkili tarafından 11/01/2019 tarihinde toplam 59.638,00 TL ödeme yapıldığını, … Hesabı Yönetmeliğinin 16. Maddesi ve ilgili yasalar gereğince kurumun zararına sebep olan araç işleteni ve sürücüsü olan davalılara karşı rücu hakkının doğduğunu, iş bu rücu hakkına istinaden Adana 9. İcra müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasında borçlular hakkında açılan ilamsız icra takibine davalı borçlular tarafından itiraz edilmekle icra müdürlüğü tarafından takibin durduğunu belirterek, Adana 9. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamını, yargılama safhasında ortaya çıkabilecek tazminattan indirim sebeplerinin bulunması halinde hak sahibinin gerçek zararının tespit ettirilerek tespit edilen gerçek zarar tutarından kusur ve her türlü indirim tutarlarının düşüldükten sonra toplam 59.638,00 TL asıl alacak ile 529,39 TL takibe kadar işlemiş yasal faizinin davalılardan tahsiline, davalılar aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talebi ile Adana Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine dava açtığı görülmüştür.
Adana ….Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/01/2021 tarih 2019/… Esas 2021/… Karar sayılı ilamı ile, Dava, 2004 sayılı İİK’nun 67. maddesine dayalı itirazın iptaline ilişkin olduğu, 2004 sayılı İİK’nun 67. maddesine göre: “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceğini, itiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır. “
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir.
İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur.
İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir.
İtirazın iptali davasında, alacakla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. Yargılama sonunda icra takibine itirazın kısmen ya da tamamen iptali ile takibin devamına ya da davanın reddine dair karar verilmelidir.
İtirazın iptali davasında dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması mümkün olup, arttırılan kısım yönünden tahsil davası olarak hüküm kurulmalıdır. Davaya konu miktarın ıslah yoluyla arttırılması itirazın iptali davasının niteliğini değiştirmez ve tamamını tahsil davasına dönüştürmez.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4…..2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K). Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/14360 E, 2008/7511 K.).
Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir.
İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın … üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Bu halde, asıl alacak bakımından takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmelidir…” (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2014/24792 esas, 2015/35197 karar sayılı ve 14.12.2015 tarihli ilamı)
-Adana 9. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı … Hesabı vekili tarafından, borçlular … ve … hakkında toplam 60.167,39 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, takibe borçlular tarafından yapılan itiraz neticesinde katibin durduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 1, 114 ve 115. maddeleri gereğince mahkemenin görevli olup olmadığı hususunun kamu düzeni ile ilgili olması, davanın görevli mahkemede görülmesi gerektiği hususunun dava şartı olması, mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını re’sen araştırmak zorunda olması ve göreve ilişkin dava şartı noksanlığının süre verilmekle giderilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla yargıtay ilamı ve toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirilerek mahkemelerinin 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c, 115 ve 382/2-ç,1 maddeleri gereğince görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Adana Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair karar verildiği görülmüştür.
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/01/2022 tarih 2021/… Esas 2022/… Karar sayılı ilamı ile; hak sahibi tarafından davacı … Hesabı’na yapılan başvuru ardından davacı … Hesabı tarafından yapılan ödemenin rücuan tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, icra takibine yapılan itirazın iptali (rücuan tazminattan kaynaklı) talebinin Yargıtay kararları ve BAM ilamında da belirtildiği üzere Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından karşı görevsizlik kararı vererek dosyanın merci tayini için dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından ödenen meblağın araç maliki olan davalılardan tahsili amacıyla açılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/…. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
… hesabı yönetmeliğini 16. Maddesinde ise … hesabının ödeme yapması durumunda ZMMS poliçesi yaptırmakla yükümlü olan ve fakat bu poliçeyi yaptırmayan kişilere karşı ödemiş olduğu miktarı rücu edebileceği düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. ….7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacı … hesabı, ZMMS yaptırmakla yükümlü olduğu halde bu poliçeyi yaptırmayan kişinin ödemekle yükümlü olduğu zararı …. Kişiye ödemiş ve bu …. kişiye ödemek zorunda kaldığı bedeli de davalı gerçek kişilere rücu etmiştir. Bu durumda görevli mahkemenin tayininde sigortasız araç sürücüsü ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yukarıda anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi eldeki davada davalı gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
Her ne kadar Dairemizce daha önceki bir kısım kararlarda … Hesabı tarafından şahıslar aleyhine açılan rücuen tazminat davalarında, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 03.11.2020 tarih 2020/7592 Esas 2020/9097 kararları nedeniyle Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş ise de, davanın haksız fiilden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiğinden Dairemizce son uygulama olan Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğuna dair karardan dönülerek görüş değiştirmek durumunda kalınmıştır.
Somut olayda, davacı, … Hesabı Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmektedir. Davalılar tacir sıfatını haiz değildir. Uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı bu tür davalarda görevli Mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, Adana …. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılarak yargı merci olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçeleri Açıklandığı Üzere;
1-Adana …. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için merci tayini talep eden mahkemesine İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi .29/04/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip