Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1151 E. 2022/981 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1151 – 2022/981
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1151
KARAR NO : 2022/981

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI :…

DAVACI : … .

VEKİLİ : Av…

DAVALI : …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ile İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi arasında verilen karşılıklı görevsizlik kararları nedeniyle oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının merci tayini yoluyla giderilmesi istenilmiş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava İtirazın İptali istemine ilişkindir.
İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından “Davacı … Hesabı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan aracın sürücüsünun neden olduğu kazada dava dışı zarar gören 3. kişiye ödenen maluliyet tazminatını, araç sürücüsünden rücuen talep etmektedir. Dosya kapsamında davanın Türk Ticaret Kanunun 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava, haksız fiilden kaynaklanıyor ise de zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan davalının sorumluluğuna ilişkin olup, … hesabının sorumluluğunun TTK’nın 1483/1. Maddesinden kaynaklanmasına ve aynı Kanunun 4. Maddesine göre TTK’dan kaynaklanan uyuşmazlıkların ticari dava sayılacağının açıkça belirtilmesine göre uyuşmazlığın İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde gerekçe ile görevsizlik kararı vermiştir.
İskenderun Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından “somut uyuşmazlıkta; davacı … Hesabı zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan davalının sürücüsü olduğu aracın neden olduğu kazada yaralanan şahsa ödediği tazminatı, haksız fiilden sorumlu olan davalıdan … Hesabı Yönetmeliğinin 16. Maddesine göre rücuan talep etmektedir.Davalı gerçek kişidir. Bu sebeple davacının … Hesabı olması ve rucüan tazminat talep etmesi nedeniyle, sorumluluğunun dava niteliği itibarı ile haksız fiilden kaynaklanmış olup, davalının gerçek kişi olması ve TTK’nın 4/1. maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava kapsamında bulunmayan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği” şeklinde gerekçe ile hüküm kurulmuştur ve dosyanın merci tayini için Dairemize intikal ettiği görülmüştür.
Dairemizce dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde;
Genel anlamda bir mahkemenin görevi; belirli bir davaya, dava konusunun niteliği veya değerine göre o yerdeki aynı yargı koluna giren ilk derece (hüküm) mahkemelerinden hangisi tarafından bakılacağını ifade eder. İlk derece (hüküm) mahkemeleri; genel mahkemeler ve özel mahkemeler olmak üzere ikiye ayrılır. Genel mahkemeler ise asliye ve sulh hukuk mahkemesi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Hangi davalara özel mahkemelerde, hangi davalara genel mahkemelerde bakılacağı ve genel mahkemelerde bakılacak davalardan hangilerine asliye hukuk mahkemesinde, hangilerine sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı hususuna görev; bunu düzenleyen kurallara da görev kuralları denir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 08.12.1982 günlü 1982/4 Es. ve 1982/4 Ka. sayılı kararına göre ”Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 142. maddesi hükmüne göre, mahkemelerin görevleri kanunla düzenlenir. Öte yandan, 5 Aralık 1977 tarihli, 4/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere, mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup kıyas veya yorum ile genişletilmesi yahut değiştirilmeleri mümkün bulunmamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanunî hâkim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkânı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir (Özbudun, E.: Türk Anayasa Hukuku, Ankara 2005, 8. Baskı, s: 118-119). Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 04.04.2019 tarih 2017/11-10 E. 2019/401 K.)
Öte yandan, dava açılmasının usul hukukuna dair sonuçlarından biri de görevli mahkemenin belirli hale gelmesi olup; kural olarak dava tarihinden sonra görev ve yetkiye etki eden değişikliklerin mevcut davalar bakımından önem taşımayacağı anlamına gelmektedir. (Timuçin Muşul, Medeni Usul Hukuku, Savaş Kitabevi Ocak 2012 s. 121 vd.) Bunun doğal sonucu olarak belirtmek gerekir ki, usul kuralları ve bu kapsamda yer alan görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, aksine düzenleme yoksa derhal uygulanacağından, yapılan görev kuralı değişikliklerinin kanunda istisna niteliğinde geçiş hükümlerine yer verilmediği müddetçe eldeki davalara da uygulanması gerekir. Bunun en temel örneği, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 1. Maddesidir. 6100 sayılı HMK’nun maddesinde “Bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz” hükmüne yer verilmiştir. Yasakoyucu, bu hüküm ile, yapılan kanun değişikliğinden görülmekte olan davaların görev bakımından etkilenmemesi ve yargılamanın mümkün olan en hızlı şekilde sonuçlandırılmasını amaçlamıştır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/b maddesinde rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için zorunlu sigortalara ilişkin olarak koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların, bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla … hesabı oluşturulacağı,
Aynı kanunun geçici 2. maddesine dayanılarak çıkarılan … Hesabı Yönetmeliğinin 16/c maddesinde zarardan sorumlu olan kişilere veya yükümlü sigorta şirketine hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle rücu hakkının kullanılacağı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483 vd. maddelerinde zorunlu sorumluluk sigortaları, aynı Kanunun 4. maddesinde bu kanundan doğan davaların ticari dava sayıldığı,
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/2. maddesinde de ticari davalara asliye ticaret mahkemelerince bakılacağı, asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı … hesabı zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan davalıların karıştıkları trafik kazası sebebi ile mağdura yapılan ödemenin rücuen tahsiline ilişkin dava açılmış olduğu, … hesabının mağdur yerine geçerek haksız fiil sebebi ile talepte bulunduğu, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Davaya bakmakla görevli mahkemenin İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine İADESİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucu oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 22/03/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip