Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2365 E. 2021/1564 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2365
KARAR NO : 2021/1564

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İSTİNAF K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :

DAVACI : ….

VEKİLİ : Av…

DAVALI : … …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ :

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi ile Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığının merci tayini yolu ile giderilmesi talebi sonucu Dairemize gelen dosyanın incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirket ile adi ortaklık sözleşmesi yapıldığını, kendisine ait bir C2 ehliyeti olmaması sebebiyle bu anlaşmanın yapıldığını ve sözleşmeye konu …… plakalı aracın mülkiyetini davalının aldığını ve gelir elde etmeye başladığını, kendisine hesap verilmediğinden ortaklık ilişkisinin çekilmez hale geldiğinden bahisle adi ortaklığın feshi ile şimdilik 5000 TL ortaklık payının ödenmesi ile tasfiyeye karar verilmesini talep etmiştir.
Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, davaya konu aracın ticari nitelikte olduğunu ve uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı vermiştir.
Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi, uyuşmazlığın adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklandığından bahisle görevsizlik kararı vermiştir.
Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri bir sözleşme olup, adi ortaklık ilişkisi mutlaka sözleşme temeline dayanır. Adi ortaklık sözleşmesi yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir. Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Yine, TTK’nın 11/1. maddesi uyarınca ticari işletme, “Esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü” işletme olup, 12/1. maddesi uyarınca da, bir ticari işletmeyi “kısmen de olsa” kendi adına işleten kişi tacir kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacının adi ortaklıktan doğan alacak talebinde bulunduğu ve Kulu Vergi Dairesi’nin …. tarihli yazısına göre de dava tarihinden önce ticareti terk ettiği anlaşıldığından, uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir değildir ve adi ortaklığa ilişkin hükümler de Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu durumda mutlak ya da nispi ticari dava söz konusu olmadığına göre davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, ….. E. ….. K. Sayılı ilamı ile “davaya konu uyuşmazlığın adi ortaklıktan kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, bu haliyle davacının TTK hükümlerine göre, adi ortaklığa konu sözleşmelerde dikkate alınması suretiyle tacir sıfatına haiz olup olmadığının araştırılarak, tacir olması halinde uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümleri de gözetildiğinde Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevi içinde olduğu, tacir sıfatını haiz olmadığında ise uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi olarak davanın görülmesi gerekir. O halde mahkemece, davanın taraflarının tacir olup olmamasına göre uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olması halinde davaya devam edilmesi, değilse Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken” şeklinde aynı hususu belirtmiştir.
Açıklanan bu sebeplerle davacının tacir olmadığının anlaşıldığı eldeki davada, uyuşmazlığın Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp çözümlenmesi gerekmektedir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın merci tayini talep eden mahkemesine İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/1-c maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi.23/11/2021


Başkan


Üye


Üye


Katip