Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/633 E. 2023/692 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/633 – 2023/692
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/633
KARAR NO : 2023/692

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2022
NUMARASI : 2022/… Esas, 2022/… Karar

: 1-…
2-…
VEKİLİ : Av….
DAVALI : … SİGORTA A. Ş. –
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 03/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2022 tarih ve 2022/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.02.2011 tarihinde müvekkillerinin destekçisi … ile … Adana-Tarsus D-400 devlet yolunun Tarsus yönüne gidiş şeridinde bulundukları takside seyir halindeyken, araçta bulunan … telefonla konuşurken birden sinirlenerek yola çıktığını, müteveffa …’nin …’ın zarar görmesini engellemek için peşinden gitmek zorunda kaldığını, o esnada …’nın kontrolünde bulunan … plakalı araç hızını kontrol edemeyerek …’ye sertçe çarpması sonucunda …’nin hayatını kaybettiğini, kaza esnasında mütevefanın …’ı durdurmak için araçtan inmek zorunda kaldığının kaza tutanaklarıyla ve tanık beyanlarıyla ispatlandığını, …’nın kullandığı aracın hızını kontrol edemeyerek yola ani bir şekilde çıkan …’a çarpmasına rağmen yaralanarak atlatmışken, mütevvefa …’nin aracın çarpması sonucu yaşamını kaybettiğini, müvekkil …’nin eşi diğer müvekkil …’nin ise babası olan …’nin sağlığında çeşitli işlerde çalıştığını, son olarak ticari işler yaptığını ve ticari işlerini yürüttüğü esnada hayatını yitirdiğini, kazaya konu … plakalı numaralı aracın, davalı sigorta şirketi tarafından 13.12.2010 tanzim 13.12.2010 başlangıç ve 13.12.2011 bitiş tarihli … nolu poliçe ile sigortalandığını, poliçede ölüm halinde kişi başına ödenen tutarların tamamının müvekillere ödenmesi gerektiğini, müvekkillerinin, müteveffanın ölümü ile perişan olduklarını, müvekkili … çok ağır hastalıklar ve ameliyatlar geçirdiği için çalışamadığını, müvekkiller müteveffanın ölümü ile onun desteğinden yoksun kaldıklarını, şirket tarafından ödenmesi taahhüt altına alınmış bulunan miktarın müvekkillerine ödenmesi halinde az da olsa zararlarını gidereceklerini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin temerrüte düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, haksız, mesnetsiz, usul ve yasaya aykırı davanın usulden reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın HMK 114/2 ve 115 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili; Davalı sigorta şirketinin mahkemece belirtilen belgeler yönünde eksikliğin tamamlanması talebinde bulunmadığını, başvuru evraklarını yeterli görüp taleplerini reddettiğini, dava dosyanın ölüm sebebiyle uğranılan maddi zarara ilişkin olduğunu, miras hukukundan kaynaklı bir hak ve alacağın olmadığını, mirasçı olma şartının aranmadığını, mütevvefanın sağlığında ticari işlerle ilgilendiğini, buna ilişkin resmi kayıtalara taraflarınca ulaşılamadığı vakit tazminat hesabının asgari ücret üzerinden yapılacağını, mütevvefanın hastaneye götürüldükten kısa sonra vefat ettiğini, tüm evrakların savcılık soruşturma dosyasında mevcut olduğunu, bu eksikliğin dava açılırken bildirilen savcılık dosyasından talep edilebilecek bir eksiklik olduğunu, taraflarınca sigorta şirketine gönderilen evraklar arasında otopsi raporunun bulunmadığını, otopsi raporunun da müteveffanın yaşanan trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini kanıtladığını ve ölüm belgesinde yer alan bilgilerin hepsini ve daha fazlasını içermediğini, müteveffanın çeşitli mesleklerde çalıştığını ve sabit bir gelirinin bulunmadığını, bu nedenle gelirinin belgelendirilmesinin imkanının da bulunmadığını, nitekim gelir belgesinin sunulması yönündeki kanuni bir zorunluluğunun da bulunmadığını, sigorta başvuru evrakları arasında nüfus kayıt örneğinin bulunduğunu ve müvekkilleri ile müteveffa arasındaki soy bağı ilişkisini ortaya koyduğunu, kaldı ki destekten yoksun kalma tazminatını alabilmek için müteveffanın murisi olmak zorunluluğunun da bulunmadığını, kişinin sağ iken destek olduğu yönündeki ispatın yeterli kabul edildiğini, yerel mahkemece kurulan hükmün hukuka aykırı , değerlendirmenin de usul ve yasaya aykırı olduğunun anlaşıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasına ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Yerel Mahkemece zorunlu başvuru şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
2918 Sayılı yasanın 97 maddesi (Değişik madde: 14/04/2016-6704 S.K. 5. Mad.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklindedir.

2918 Sayılı Yasanın 97 maddesi (Değişik madde: 14/04/2016-6704 S.K. 5. Mad.) Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekliliğine ilişkin şartın dava şartı olduğu noktasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Somut olayda; davacılar vekili davalı sigorta şirketinden 03/02/2011 tarihinde meydana gelen kaza nedeni davacıların desteği …’nin vefat etmesi nedeni ile destekten yoksun kaldıkları gerekçesiyle maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine tazminatın ödenmesi için gerekli olan tüm belgeler ile eksiksiz olarak başvuru yapılması gerekliliği yasa koyucu tarafından dava şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şart yerine getirilmeden dava açılmış ise dava ön şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmekte ise de; davacılar vekili tarafından davanın açılmasından evvel sigorta şirketine 12.12.2021 tarihinde başvuruda bulunulduğu, başvuru üzerine sigorta şirketi tarafından eksik evrak bulunduğu ve tamamlanması gerektiği gerekçesiyle başvurana bildirim yapılmadığı, davacılar vekili tarafından sunulan belgelerden anlaşıldığı üzere sigorta şirketi tarafından başvurunun sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle e-mail yoluyla açıkça reddedildiği görülmekle sigorta şirketine başvurunun olumsuz sonuçlandığı kabul edilerek yargılamaya devam olunması gerektiği halde eksik belgelerle başvuru yapıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı görüldüğünden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, mahkemece başvuruya yönelik dava şartında eksiklik bulunmadığı gözetilerek yargılamaya devam olunarak delillerin toplanılması gerektiğinden, HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kabulüyle kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2022 tarih ve 2022/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.03/05/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.