Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2421 E. 2023/2314 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/2421 – 2023/2314
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2421
KARAR NO : 2023/2314

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2023
NUMARASI : … Esas, … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … … –
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…

DAVA : İtirazın İptali (Trafik Kazasından Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)

KARAR TARİHİ : 05/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/12/2023

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.07.2023 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dörtyol 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin … E, … K. Numaralı İlamında birleşen dava yönünden 28.687,54 – TL. miktarlı ana paradan eksik istenen 08.08.2012 – 17.06.2020 tarihleri arasındaki 20.301,44 -TL. miktarlı faiz istemine ilişkin olarak, Dörtyol İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı tarafın borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı tarafın yaptığı itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu, Dörtyol 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı Dosyası, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin … esas … karar sayılı dosyasıyla bozularak, dosya Dörtyol 2.Asliye Hukuk mahkemesinin … E. Sayılı Dosya numarasını alındığını, bozma sonrası alınan aktüer raporda davacının maddi zararının 58.687,54TL olduğu belirtildiğini, dava tarihi itibariyle bozma sonrası ıslah yapılamadığından, kök davanın aşan kısmı olan 28.687,54 TL için birleştirme talepli ek dava açılmış, ek dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak faiz, dava tarihinden itibaren talep edildiğini, birleşen davanın açılış tarihi nazara alınarak birleşen dava yönünden faiz başlangıç tarihi olan 17.06.2020 tarihinin temel alındığını, müvekkilinin hak kaybına uğramaması açısından, 20.301,44TL’lik faiz alacağını Dörtyol İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı Dosyasıyla ilamsız icra takibine konu edildiğini, davalı tarafın Dörtyol İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, davalı tarafın takip miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talebini ve davayı kabul etmediklerini, müvekkil şirketin dava açılmasına sebebiyet vermesinin söz konusu olmadığını, bu sebeple müvekkil şirketin yargılama masrafları ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını, derdestlik sebebiyle haksız davanın reddi gerektiğini, zorunlu arabuluculuk başvurusu ve müvekkil şirkete başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nın 114/ı delaletiyle 115/2 uyarınca derdestlik bulunduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; davanın konusunun bakiye faiz istemi olduğunu, kök dava itibariyle bozma sonrası ıslah yapılamadığından kök davayı aşan kısım olan 28.687,54 TL için birleştirme talepli ek dava açıldığını, ek dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak faizin dava tarihinden itibaren talep edildiğini, mahkemece dava tarihi olarak birleşen davanın açılış tarihi nazara alınarak faiz başlangıç tarihini 17.06.2020 olarak belirlediğini, bu durumun taraflarınca temyize konu edilmeyerek davacının 20.301,44 TL’lik faiz alacağı, Dörtyol İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız ve yeni bir icra takibine konu edildiğini, dilekçeye ekli Yargıtay içtihatları gereğince bakiye faiz alacağını, yeni bir icra takibiyle veya dava yoluyla istenmesinde yasal bir engel bulunmadığı açıkça belirtilmesine rağmen davanın kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, asıl dava dosyasında hükmedilmeyen faiz alacağının tahsiline yönelik yapılan takibe yönelik açılmış olan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı tarafça Dörtyol 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı ilamında ek dava yönünden 08.08.2012 tarihinden itibaren faiz talep edilmesine rağmen mahkemece 17.06.2020 tarihinden itibaren faize hükmedildiğini, bu nedenle 08.08.2012 – 17.06.2020 tarihleri arasındaki faiz alacağı için işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukukî korunma sürecini başlatmış olduğundan artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle daha önce açılmış ve hâlen görülmekte olan bir davanın, ikinci kez açılması hâlinde, davacının bu ikinci davayı açmasında hukukî yararı olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı HMK’nun 114’üncü maddesi ile derdestlik dava şartı kabul edilerek maddenin (ı) bendinde “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” düzenlemesine yer verilmiştir. HMK’nun 114. maddesinin gerekçesinde derdestlik itirazının hukuki yarar eksikliğinin somut ve özel planda bir düzenleniş biçimi olduğu, onun da temelinde yatan bu düşünceye uygun işlev görmesinin sağlanabilmesi için ilk itiraz olmaktan çıkartılıp, dava şartına ilişkin usuli itiraza dönüştürülmesinde kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu belirtilmiştir.
Derdest bir davanın ilk koşulu, tarafları, müddeabihi ve dava sebebi aynı olan bir davanın daha önce açılmış olmasıdır. İkinci koşulu ise daha önce açılmış bulunan davanın hâlen görülmekte olması, kesin hükümle sonuçlanmamış olmasıdır. Bu iki koşulun birlikte bulunması hâlinde derdest bir davanın varlığı kabul edilmelidir. Bir davanın açılması ile şekli anlamda kesin hükme bağlanması arasında geçen sürede davanın derdest olduğu kabul edilir (Tanrıver, S.: Medeni Usul Hukukunda Derdestlik İtirazı, 2.b., Ankara 2007, s.8 vd.). Davanın derdest olması, taraflar arasında o konuda ortaya çıkan uyuşmazlığın henüz tam olarak çözümlenemediği anlamına gelir.
Dörtyol 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Kara sayılı dosyasının incelenmesinde 21.06.2012 tarihinde meydana gelen kazada yaralanan davacı için geçici ve sürekli iş göremezlik zararının kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte tahsili için ek dava açıldığı, mahkemece zararın birleşen dava tarihi olan 17.06.2020 tarihinden işleyecek faiziyle tahsiline karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtayda olup henüz karar verilmediği , davacının birleşen davada verilen faizin eksik olup iş bu dava ile eksik ödenen faizin tahsilinin istendiği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalara göre somut olaya bakıldığında, Dörtyol 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının tarafları ve dava konusunun aynı olduğu, davacının faiz başlangıç tarihine yönelik itirazlarını ilgili dosyada ileri sürmesi gerektiği, Dörtyol 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı ilamının henüz kesinleşmediği anlaşılmakla, davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-ı maddeleri uyarınca derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere asıl ve birleşen davada verilen hükmün değiştirilmesi niteliğinde olacak iş bu davanın açılması mümkün değildir. Davacı o davada itiraz ve temyiz sebepleri olarak ileri sürülecek hususta iş bu davayı açmakla konusu, tarafları aynı olan dava açmış olduğundan derdestlik nedeniyle mahkemece verilen ret kararı yerinde görülmüştür.
Mahkemece yapılan tespitler dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davanın usulden reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcı peşin ve tam olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (20.301,44 TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.05/12/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.