Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2372 E. 2023/2249 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/2372 – 2023/2249
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2372
KARAR NO : 2023/2249

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2023
NUMARASI : 2022/… Esas, 2023/… Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.06.2023 tarih ve 2022/… Esas, 2023/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 29/10/2018 günü kendi sevk ve idaresindeki … plaka sayılı elektrikli motosiklet ile seyir halindeyken plakası ve markası tespit edilemeyen aracın önüne çıkan köpeğe çarpmamak için sağ tarafa direksiyonu kırarak elektrikli bisiklete çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, plakası ve kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsü olay yeri terk ettiği için kaza tespit tutanağı tutulmadığını, söz konusu olan kazada plakası ve kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusurlu olduğunu belirterek 8.000 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının ve 100,00 TL geçici bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplamda 8.200 TL tazminatın davalı kuruma başvuru tarihi olan 21/08/2020 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tazmini talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … teminat limiti ile sorumlu olduğunu, … geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmadığını, başvuru tarihinden itibaren faiz taleplerinin yerinde olmadığını, delillerin toplanmasını, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, açılan davanın teminatın yatırılmamış olması nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; her ne kadar MÖHUK 48.madde gereğince yargılama aşamasında davacı müvekkil için teminat talep edilmiş olsa da müvekkil davacının bu teminatı yatırmak için yeterli bir gelirinin olmaması sebebi ile teminat miktarının mahkeme veznesine depo edilmediğini, günümüz ekonomik koşulları göz önüne alındığında herhangi bir geliri olmayan ve geçirmiş olduğu trafik kazası sebebi ile maluliyetinin bulunup iş bulma açısından da zorluk çeken bir bireyin dava aşamasında belirtilen teminatı yatırabilecek olmasının hayatın olağan akışına uygun görülmediğini, işbu sebeple günümüz ekonomik koşulları nedeni ile herhangi bir sosyal ekonomik araştırma yapılmadan fahiş bir miktar teminata hükmedilmesinin ve bu teminatın yatırılmaması nedeniyle davanın usulden reddinin hatalı olup istinaf incelemesi neticesinde kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, meydana gelen yaralamalı trafik kazası sonucu açılan kalıcı ve geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı giderine yöneliktir.
Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden davacı …’nin Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olduğu görülmektedir. Bilindiği üzere yabancı uyruklu vatandaşların Türkiye’de dava açabilmesi için bir teminat yatırması gerekmektedir. Şayet, yabancı uyruklu vatandaşın tabi olduğu ülke ile Türkiye Cumhuriyeti arasında karşılıklılık ilişkisi kapsamında bir ikili anlaşma olması halinde ya da bir uluslararası sözleşme bulunması halinde ilgilinin bu teminatı yatırmasına gerek bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, ülkemiz ile Suriye Arap Cumhuriyeti arasında henüz teminatın muhaf tutulmasına ilişkin olarak ikili bir anlaşma yapılmamıştır. Bu nedenle Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olan davacının teminat yatırması gerektiği değerlendirilmiş ise de, dosyadaki bilgilerden davacının ülkemizde vatandaşlık alabilmek amacı ile müracaat ettiği bilgisi bulunmaktadır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un Teminat başlıklı 48. Maddesine göre; (1) Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Bu zorunluluk 6100 sayılı HMK’nın 114/son maddesi çerçevesinde dava şartı niteliğindedir.
Ancak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını mahkeme önüne getirme hakkı güvence altına alınmıştır. Adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biri olan mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelmektedir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hale getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar, mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir.
5718 sayılı MÖHUK madde 48/1’e göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır”. Ülkemizin taraf olduğu 1951 tarihli Cenevre sözleşmesi 16.maddesi “1. Her mülteci, bütün Taraf Devletler’in topraklar üzerindeki hukuk mahkemelerine serbestçe ve kolayca başvurabilecektir.
2. Her mülteci, sürekli ikametgahının bulunduğu Taraf Devlette, adli yardım ve teminat akçesinden muafiyet dahil, mahkemelere müracaat bakımından vatandaş gibi muamele görecektir.
3. Her mülteci, sürekli ikametgahının bulunduğu ülkenin dışındaki Taraf Devletlerde, o ülkelerin vatandaşlarına 2. fıkrada bahsedilen konular hakkında yapılan muamelenin aynından istifade edecektir.” hükmünü içermektedir.
Ne varki ülkemize göç eden Suriyeli göçmenlerin hukuksal statüleri, mülteci ve sığınmacı konumunda olmayıp “Geçici koruma statüsün“ de olduklarından MÖHUK 48/1.maddesinden doğrudan yararlanmalarında mümkün değildir. Ancak bu kişiler AHİM kararlarında da sıkça yer alan “kırılgan grup“ olarak ifade edilen kişiler kapsamında değerlendirilmelidir. (MSS/Yunanistan/ Belçika kararı) Geçici koruma statüsündeki kişiler, ev sahibi ülkenin diline hakim olmadıkları gibi kendilerine destek olacak bir yapıda bulunmamakta, toplam hayatına katılmaları, büyük oranda devletin katkısı ile mümkün olmaktadır. Uluslararası koruma altına alınan bu kişiler, mülteciler gibi ve hatta onlardan daha fazla kırılgan, imkanları sınırlı, savunmasız ve özel korumaya muhtaç kimselerdir.
Davacının kimlik bilgileri araştırıldığında kendisine yabancı kimlik numarası ile geçici koruma statüsü verildiği görülmektedir. Söz konusu yabancı kimlik numarası ülkemize yasal yollardan girmiş olan Suriye uyruklu vatandaşların koruma talebinde bulunmaları üzerine geçici sığınmacı statüsünde bulunan kişilere verilmektedir. Bu kapsamda davacının Göç İdaresinden almış olduğu yabancı kimlik numarası ile sığınmacı başvurusunda bulunduğu, bu kapsamda ülkemizde yabancı kimlik numarası almak sureti ile geçici koruma statüsünde bulunduğu dolayısı ile AİHM kırılgan grup olarak nitelendirmiş olduğu grup içinde olduğu sabittir.
Ülkemizin de taraf olduğu 1951 tarihli Uluslararası Cenevre sözleşmesi’nin 16. maddesine kapsamında, bir ülkede koruma talebi ile bulunmakta olan yabancı uyruklu kişilerin adli makamlara başvuruları sırasında herhangi bir teminat yatırmaları zorunluluğu bulunmamaktadır. Yine 6458 sayılı yasanın 88/1 maddesinde uluslararası koruma statüsü sahibi kişilerin, karşılıklılık şartından muaf olacağı kabul edilmiştir.
Buna göre yukarıda anılan AİHM kararı ile 6458 sayılı yasanın 88/1 maddesi ve 1951 tarihli Uluslararası Cenevre sözleşmesi’nin 16. maddesine kapsamında, ülkemizde yabancı kimlik numarası almak sureti ile geçici koruma statüsünde bulunan davacının Anayasa’nın 36 maddesi ve AİHS 6. Maddesi kapsamında adil yargılanma hakkının gereği olarak mahkemeye erişim hakkının temini bakımından bu aşamada dava açarken dava şartı niteliğinde olan teminat yatırması zorunluluğu aranmaksızın işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları kapsamında delilleri toplanarak sonucuna göre tarafların talebinin değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece teminat aranmaksızın HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanarak esasa girilmesi gerektiğinden açıklanan nedenlere dayalı davacı vekilinin istinaf taleplerinin, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüyle, kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.06.2023 tarih ve 2022/… Esas, 2023/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksiklikler tamamlanarak davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
7-Talep halinde inceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince, varsa, istinaf eden tarafça yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre İİK’nın 36/5.fıkrası gereğince yatıran/ sunan tarafa İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.28/11/2023

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.