Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1906 E. 2023/2508 K. 26.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1906 – 2023/2508
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1906
KARAR NO : 2023/2508

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2023
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACILAR : 1- …

VEKİLLERİ : Av. …

DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ -…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 26/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/12/2023

…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.06.2023 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi olan …’in 14/09/2012 tarihinde … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olan … plaka sayılı kamyonun kendisine çarpması sonucunda vefat ettiğini, …. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile … ve …’a karşı açılan dava sırasında davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ve destek miktarının ödenmesinin talep edildiğini ancak şirket tarafından ödeme yapılmadığını, … İş Mahkemesince verilen kararın Yargıtay aşamasında olduğunu, İş Mahkemesinde … için 77.384,45 TL, … için 523,10 TL, … için 2.408,58 TL, … için 208,30 TL olmak üzere toplam 80.524,43 TL olarak destek tazminatı hesaplandığını, bu ilamın …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini ancak borçluların herhangi mal varlığı bulunmadığından bu davayı ikame ettiklerini belirterek, … için 77.384,45 TL, … için 523,10 TL, … için 2.408,58 TL, … için 208,30 TL olmak üzere toplam 80.524,43 TL maddi tazminatın 22.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacılar vekili talep arttırım dilekçesi ile dava değerini arttırarak, toplam 136.371,47 TL olarak belirtmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 29.05.2012 – 2013 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçe limitinin 225.000,00 TL olduğunu, müvekkkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, kusura ilişkin raporun Adli Tıp Kurumundan alınması gerektiğini, meydana gelen kazanın iş kazası olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı ve aylık bağlanıp bağlanılmadığının tespitinin gerektiğini, talep edilen faizin yasal fazi olması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacılar … …, … … ve … … yönünden Adana BAM 3.Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamı ile kesin olmak üzere karar verildiğinden bu davacılar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı … … yönünden davanın kabulü ile; 131.170,13 TL destekten yoksun kalma tazminatının 05/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, 22.08.2017 tarihli bilirkişi heyeti kusur raporu ile müvekkili şirkete sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %60 oranında kusurlu olduğu tespit edilmesine rağmen hükme esas alınan bilirkişi tazminat raporunda %80 oranında kusur üzerinden tazminat hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, işverenin kusurunun müvekkili şirkete yüklenemeyeceğini, davacıların dava konusu kaza sebebi ile sigortalı araç sürücüsü aleyhine …. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile işverene karşı dava açtıklarını ve iş bu davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, ilgili kararda davacılar lehine toplam 80.524,43 TL tazminata hükmedildiğini, …. İş mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ilamında davacılar lehine hükmedilen tazminat hesabının yapılan hesaplamadan tenzil edilmesi gerektiğini, ilk verilen kararda hükme esas alınan kök raporun 2017 tarihinde düzenlendiğini, ek raporun ise 2019 yılı verilerine göre hazırlandığını, bu nedenle davacılar lehine hatalı olarak daha yüksek tazminat hesaplandığını, davaya konu kazanın iş kazası olduğunu, bu nedenle SGK’ya müzekkere yazılarak davacılar için yapılan ödemenin rücu işlemlerinin son durumunun işveren ve sürücü lehine rücu davası açılıp açılmadığının, açılmış ise kime ne kadar rücu edileceğinin ayrıntılı olarak belirlenmesi gerektiğini, hasar kayıtlarına göre sigortalı tarafından davacılara ödeme yapıldığının mevcut olduğunu, bu nedenle müşterek ve müteselsil sorumluluk gereği müvekkili şirket sigortalısı tarafından davacılara ödenen tazminatın araştırılarak hesaplamadan mahsup edilmesi gerektiğini, davaya konu ZMMS poliçesinin tanzim tarihinin 29.05.2012 tarihi olduğunu, bu nedenle PMF tablosu üzerinden hesaplama yapılması gerekirken TRH 2010 yaşam tablosu üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, ayrıca sigortalı araç ticari amaç ile kullanılmamakta olup, kullanım amacının hususi olduğunu, bu nedenle müvekkili şirket aleyhine ticari faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemesince ilk kurulan 28.11.2019 günlü davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 22.12.2022 günlü kararı ile ilk derece mahkemesi kararının …. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında devam etmekte olan rücuen tazmin davasının sonucunun beklenmesi, bu kararın kesinleşmesi akabinde SGK tarafından anılan iş mahkemesinin dosyasındaki davalılardan ne miktarda tazminatın rücuen tahsil edileceği, SGK İl Müdürlüğünden soruşturularak tahsil edilen miktar belirlendikten sonra davalı sigortanın sorumluluğunun tespit edilmesi ve buna göre karar verilmesi gerektiği halde eksik inceleme ve araştırma neticesinde karar verildiği gerekçesi ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince Dairemizin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapılmış ve bu kez 20.06.2023 günlü karar ile davanın kısmen kabulü ile; davacı … … yönünden davanın kabulü ile; 131.170,13 TL destekten yoksun kalma tazminatının 05/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, Mahkemenin iş bu kararına karşı yine davalı sigorta vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davalı vekilinin %80 kusur oranına göre hesaplama yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğu yönündeki istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, 22.08.2017 tarihli bilirkişi heyeti kusur raporu ile müvekkili şirkete sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %60 oranında kusurlu olduğu tespit edilmesine rağmen hükme esas alınan bilirkişi tazminat raporunda %80 oranında kusur üzerinden tazminat hesabı yapılmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de, meydana gelen kazanın oluşumunda … kamyonun ve kazanın meydana geldiği işyerinin … adına kayıtlı olduğu, bu nedenle İş Sağlığı ve Güvenliği ile iligli mevzuat hükümlerine göre …’nin olayın meydana gelmesinde %20 oranında kusurlu olduğu, kazaya neden olan … plaka sayılı aracı kullanan …’un ise %60 oranında kusurlu olduğu alınan bilirkişi raporları ile sabittir. Bu kapsamda neticeten davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı kamyonetin işleteni ve aracın sürücüsünün %80 oranında kusurlu olduğu anlaşılmakla, müteselsil sorumluluk ilkelerine göre desteğin %20 oranındaki kusurunun mahsubu ile bakiye %80 kusur oranına göre hesaplama yapılarak karar verilmiş olmasında herhangi bir yanlışlık olmadığı kanaatine varılmış, davalının bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı sigorta vekilinin …. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile işverene karşı dava açıldığını, bu dosyada hükmolunan tazminatın davacılar lehine hükmedilen tazminattan mahsup edilmesi gerektiği, davanın iş kazası olduğu, bu nedenle rücu hususunun araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ve tazminat miktarına yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili davaya konu kazanın iş kazası olduğunu, bu nedenle SGK’ tarafından yapılan ödemenin rücu işlemlerinin son durumunun işveren ve sürücü lehine rücu davası açılıp açılmadığının, açılmış ise kime ne kadar rücu edileceğinin ayrıntılı olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Dairemizin … Esas … Karar sayılı kararında davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu kabul edilmiş, ilk derece mahkemesi kararının …. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında devam etmekte olan rücuen tazmin davasının sonucunun beklenmesi, bu kararın kesinleşmesi akabinde SGK tarafından anılan iş mahkemesinin dosyasındaki davalılardan ne miktarda tazminatın rücuen tahsil edileceği, SGK İl Müdürlüğünden soruşturularak tahsil edilen miktar belirlendikten sonra davalı sigortanın sorumluluğunun tespit edilmesi ve buna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili ilk verilen kararda hükme esas alınan kök raporun 2017 tarihinde düzenlendiğini, ek raporun ise 2019 verilerine göre hesaplama yapıldığını, bu nedenle davacılar lehine hatalı olarak daha yüksek tazminat hesaplandığını, bu nedenle belirlenen tazminatı kabul etmediklerini ileri sürmüştür. Eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince 2017 yılında davacıların destek zararının belirlenmesi için aktüer hesap raporu alınmış bu rapor davacı vekiline duruşma sırasında usulünce tebliğ edilmiş ancak davacı vekili tarafından süresi içinde rapora karşı itirazda bulunulmamış, aksine davacı vekili mahkemesine sunmuş olduğu 15.12.2017 günlü bedel arttırım dilekçesi ile davacı … yönünden talebini bilirkişi raporundaki miktar kadar olan 131.170,13 TL’ye yükselttiği anlaşılmıştır. Bu durumda davalı sigorta şirketi lehine artık miktar itibari ile usulü kazanışmış hak oluşmuştur.
Söz konusu rapora karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmiş ve …. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacılara SGK tarafından bağlanan gelirin PSD rücusuna ilişkin değerin tespit edilerek bu tutarın mahsubu gerektiğini talep etmiştir. Bu itiraz üzerine mahkemesince yargılamaya devam olunmuş ve 2019 yılında karar verilmeden önce dosyada rapor hazırlayan bilirkişiden SGK tarafından ödenen PSD mahsubu ile davacıların bakiye zararının tespiti noktasında ek rapor alınmıştır. Ne var ki Bilirkişi tarafından davacının itiraz etmemiş olduğu 2017 yılı verileri kullanılması gerektiği halde 2019 yılı asgari ücret verileri kullanılmış ve bu nedenle ilk raporda belirlenen tazminat miktarları davcılar lehine olacak şekilde artmış olup durum yukarıda belirtildiği gibi davalı lehine oluşan usulü kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olacaktır.
Dairemizin kaldırma kararından sonra sonucu beklenen …. İş Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası incelendiğinde, dava dışı SGK tarafından dava dışı … ve …’a karşı davacıların desteğinin ölünü nedeni ile davacılara yapılan ödemenin peşin sermaye değerinin tazminin talep edildiği, yapılan yargılama neticesinde verilen karara karşı … Bölge Adliye Mahkemesi 10 Hukuk Dairesinin …-… esas karar sayılı karar ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak “B-1-Davanın kısmen kabulü ile; sigortalı …’in haksahiplerine bağlanan ölüm gelirlerinin ilk peşin sermaye değeri nedeniyle oluşan Kurum zararından;
a-29,854.86 TL’nin onay tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b-37,318.58 TL’nin onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı işveren …’den alınarak davacıya verilmesine,
2-290.40 TL cenaze gideri alacağının sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi” şeklinde yeniden hüküm tesis edildiği, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu neticesinde Yargıtay 10. Hukuk Dairesinde yapılan temyiz incelemesinde 2021/10320 esas ve 2021/15751 Karar sayılı karar ile temyiz başvurusunun reddine karar verildiği bu şekilde kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre dava dışı SGK tarafından davacılara ödenen tazminatın rücuya tabi PSD miktarı 67.173,00TL olarak belirlenmiş olup bu miktarın ise davacı …’nin belirlenecek destek tazminatından mahsubu gerekecektir.
Dairemizin kaldırma kararında sonra ilk derece mahkemesince davacı …’nin destekten yoksun kalma zararı davalı lehine belirlenen usulü kazanılmış hak kapsamında 159.045,00 TL olarak belirlenmiş ve bu zarardan SGK tarafından rücusu talep edilen ve hüküm altına alınan 67.173,00 TL mahsubu neticesinde davacının bakiye alacağının 91.872,00 TL olması gerektiği anlaşılmıştır. Bu yönü ile mahkemesince kaldırma kararında belirtildiği gibi PSD değerinin davalı lehine oluşmuş usulü kazanılmış haklar dikkate alınarak mahsup edilmesi neticesinde davacının sonuç zararının belirlenmesi gerektiği halde davalı aleyhine olacak şekilde fazladan tazminat kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu yönü ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
Davalı sigorta vekilinin sigorta tarafından davacılara ödeme yapıldığı, ödenen tazminatın hesaplamadan mahsup edilmesi gerektiği yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili hasar kayıtlarına göre sigortalı tarafından davacılara ödeme yapıldığının mevcut olduğunu, bu nedenle müşterek ve müteselsil sorumluluk gereği müvekkili şirket sigortalısı tarafından davacılara ödenen tazminatın araştırılarak hesaplamadan mahsup edilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, Türk Medeni Kanunun’un 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” buna göre dosya içeriği incelendiğinde davalı sigortalı tarafından davacılara yapıldığı iddia olunan ödemeye dair herhangi bir delil, banka dekontu, makbuz vs. bilgi ve belge bulunmadığı, hasar dosyasına yapılan herhangi bir ödeme bulunmadığı, davalının söz konusu iddialarının soyut iddia niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiş ve reddi gerekmiştir.
Davalı sigorta vekilinin hesaplama yöntemine yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili mahkemesince alınan hesap raporunda PMF tablosu üzerinden hesaplama yapılması gerekirken TRH 2010 yaşam tablosu üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de,
Buna göre mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun her ne kadar zararın belirlenmesi bakımından PMF 1931 yaşam tablosu uygulanmak sureti ile hesaplama yapılmış ise de, bu durum Anayasa Mahkemesi, Yargıtay kararları sonrasında oluşan içtihatlara aykırıdır. Ne var ki, davacının zararının belirlenmesi noktasında TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması halinde, tazminat miktarının PMF yaşam tablosunun kullanılması sureti ile yapılan hesaplamaya göre daha yüksek olacağı tartışmasızdır. Bu noktada davacı tarafın karşı istinafının bulunmaması da dikkate alındığında davalının aleyhine olacak şekilde daha düşük miktarda tazminat miktarının belirlenmesine neden olan PMF yaşam tablosu kullanılmak sureti ile zararın belirlenmesinde istinaf eden tarafın sıfatı dikkate alınarak bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı sigorta vekilinin faizin türüne yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar hükmolunan tazminatlara ticari faiz uygulanamayacağını ileri sürmüş ise de, kazaya neden olan … plaka sayılı sigortalı kamyonetin ruhsat kaydında kullanım amacı “ticari” olduğundan davada temerrüt faizi olarak ticari faize hükmedilmesi yerinde görülmekle, davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmesi kanaati ileaşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun Kabulü ile;
2-HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.06.2023 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
3-Davacılar … …, … … ve … … yönünden Adana BAM 3.Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamı ile kesin olmak üzere karar verildiğinden bu davacılar yönünden yeniden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Davacı … … yönünden davanın kısmen Kabulü İle; 91.872,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 05/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, (davacı … lehine …. İş Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında hükmolunan tazminat dikkate alınarak tahsilde tekerrüre esas olmamak üzere davalıdan tahsiline) fazlaya dair istemin REDDİNE
5-a)-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.275,77 TL karar ve ilam harcından, 275,04 TL peşin harç ile 191,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 466,04 TL harcın mahsubu ile 5.809,73‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-b)-İlk derece mahkemesince 20.06.2023 günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen 8.494,19 TL harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine,
5-c)-İlk derece mahkemesince 20.06.2023 günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen 8.494,19 TL karar harcının davalıdan tahsil edilmiş olması halinde söz konusu tahsil edilen harcın, dairemizce davalıdan tahsiline hükmolunan 5.809,73 TL karar harcından mahsubuna, bakiyenin kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan 275,04 TL peşin harç ile 191,00 TL ıslah harcı ve 29.20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 495,24 TL harcının davalıdan alınarak davalı … …’e ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.809,00 TL bilirkişi ücretleri ve 359,75 TL tebligat/müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.168,75 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.219,40 TL’sinin davalıdan alınarak davacı … …’e ödenmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından harcaması yapılan 133,15 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 39,89 TL’sinin davacı … …’ten alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … …’e verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’ten alınarak davalıya verilmesine,
11-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,

İstinaf giderleri bakımından;
12-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Kesin olan iş bu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
14-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
15-Davalı tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan 216,85 TL posta masrafı ve tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.26.12.2023

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır