Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/84 E. 2023/1915 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/84 – 2023/1915
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/84
KARAR NO : 2023/1915

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2021
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : … …
VEKİLİ : Av…

DAVALI : … SİGORTA A. Ş.
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 24/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/10/2023

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12.07.2017 tarihinde çift taraflı kaza meydana geldiğini ve sürücü konumunda olan müvekkili … …’nun bu kazada yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 100,00-TL kalıcı ve geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddine, her halükarda haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; Öncelikle Yerel Mahkemece 4 haftalık kesin süresi için sunulması istenilen sağlık kurul raporunun başvuru şartı olarak değerlendirilmesini kabul etmediklerini, Temel Hak ve Hürriyetlerin ancak ve ancak kanuni düzenleme ile sınırlandırılabildiğini, durum böyle iken yukarıda sayılan tüm kanunlardaki dava şartlarının yerine getirilmişken genel işlem şartında belirtilen evrakın sunulmasının dava şartı olarak nitelendirilebilse bile söz konusu durumun Temel Hak ve Hürriyetlerden Hak arama hürriyetini kısıtlamak olduğundan Anayasaya aykırılık teşkil ettiğini, yerel mahkemesinin kararının kaldırılmasını, istinaf başvurularının kabul edilmesini ve yeniden yargılama sonucunda davalarının kabulüne hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, maluliyete bağlı maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
2918 Sayılı yasanın 97. maddesi (Değişik madde: 14/04/2016-6704 S.K. 5. Mad.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklindedir.
Bu madde hükümüne göre davacının trafik kazası nedeni ile tazminat davası açmadan önce sigorta şirketine yazılı olarak başvuru zorunluluğu bulunmaktadır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının Tazminat ve giderlerin ödenmesi başlıklı B2 maddesinde “(Değişik paragraf:RG-2/8/2016-29789) 2.1. Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu genel şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde tazminatı hak sahibine öder. Sigortacının kendisine iletilen belgelere haklı olarak itiraz etmesi veya kendisinin hak sahibinden ya da başka bir kurumdan haklı olarak yeni bir belge talep etmesi halinde söz konusu süre yeni talep edilen belgenin sigortacının merkez veya şubelerinden birine iletilmesinden sonra başlar. Sigortacı hak sahibinden münhasıran hak sahibinin tazminat hakkını etkileyen bilgi ve belgeleri talep edebilir.” hükümüne yer verilmiştir.
Davacının tazminat davası açmadan önce kaza veya zararın tespit edilebilmesi için gerekli olan ve başvuru sırasında sigorta şirketine sunulması gereken belgeler ise maddi zararlar halinde;
• Hak sahibi gerçek kişiler için, T.C Kimlik No.
• Sağlık kurulu raporu, (En azından tedavi belgeleri)
• Kaza raporu. (Kaza tespit tutunağı)
• Mağdura ait son 3 aylık döneme ilişkin ücret belgesi.
• Hak sahibine ait banka hesap bilgileri, şeklinde belirlenmiş olup bu belgelerin sunulması gerekmekte herhangi bir belgenin eksik sunulması halinde sigorta şirketini eksik belgeyi isteme hakkı bulunmaktadır.
Eldeki dosyaya baktığımızda davacı vekili tarafından 02/10/2020 tarihinde dava açılmazdan evvel 21/02/2020 gününde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı bellidir. Dosya içerisinde bulunan hasar dosyasına göre davacı vekilinin başvuru yaparken tazminatın belirlenmesi ve ödenmesi için gerekli olan belgelerden, hak sahibi kişinin TC numarası, kaza tespit tutanağı, hastane genel adli muayene raporu, banka hesap bilgilerini gönderdiği anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketi tarafından davacının bu başvurusuna cevap verilmediği gibi ödeme de yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça sunulan belgeler dikkate alındığında davalıya yapılan başvurunun usulüne uygun olduğu anlaşılmaktadır. Zira davalı şirket tarafından eksik belge bulunduğu gerekçesiyle davacı tarafa herhangi bir cevap verilmemiştir.
Her ne kadar Yerel Mahkeme tarafından davacı vekiline Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre düzenlenmiş sağlık kurulu raporunu sunmak üzere kesin süre verilmiş ve verilen süre içerisinde raporun sunulmamış olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, usulüne uygun başvuru şartının varlığı dikkate alınarak yargılamaya devam edilmesi ve ilgili maluliyet raporunun Mahkemece alınması gerektiği gözetilmeksizin davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı görülmekle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Mahkemece usulüne uygun başvurunun varlığı dikkate alınarak, taraf delillerinin toplanılmasının ve gerekli raporların alınmasının ardından sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, bu nedenle HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davacı vekilinin istinaf taleplerinin, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 24.10.2023

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır