Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/80 E. 2023/1575 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/80 – 2023/1575
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/80
KARAR NO : 2023/1575

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … … (…)
ÜYE : … … (…)
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/… Esas, 2021/… Karar

DAVACILAR : 1-…
2- …
3- …
4-…
5- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1-…
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 2-…
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 3-…
VEKİLİ : Av. ..
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ : 21.09.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.09.2021 tarih, 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa … … sürücüsü … … … olan … plakalı motosiklet ile 22.02.2018 tarihinde çarpışması sonucunda başından ağır yaralandığını ve kaza neticesinde tedavi gördüğü … … Devlet Hastanesinde 11.03.2018 tarihinde hayatını kaybettiğini, söz konusu kaza nedeni ile 02.05.2018 tarihinde Güvence Hesabına yapılan başvuru ile … … …’ın kullandığı … … ait araç ile yapılan kaza nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararların tazmininin talep edildiğini ancak Güvence Hesabı tarafından 08.05.2018 tarihli yazısında taleplerinin reddedildiğini, eşinin desteğinden başka hiçbir desteği ve geliri olmayan müvekkili … uğramış olduğu kaza neticesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalması kaydıyla 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan Güvence Hesabı, … … … ve … … müşterek ve müteselsil tahsiline, müteveffanın cenazesinin defin ve giderlerinin müvekkilleri tarafından karşlanmış olup müteveffa için mezar parası, dini ve sosyal bir gelenek halini almış olan yedi yemeği, kırkıncı yemeği gibi dini vecibeler için bir masraf yapılmış olması, bu masraflarında davalılardan Güvence Hesabı, … … … ve … … fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00-TL maddi tazminat ve müvekkillerin bu kaza neticesinde eş/baba hayatını kaybetmiş olmanın verdiği manevi hasarın tartışmasız olduğundan müvekkili eş … … için 50.000,00-TL, oğulları … … için 25.000-TL, … … için 25.000-TL, … … için 25.000-TL, kzı … … için 25.000-TL olmak üzere toplam 150.000,00-TL manevi tazminatın davalı … … … ve … … tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacılar vekili 12.06.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatını 17.266,23 TL’ye ıslah etmiş, bu dilekçeden sonra verdiği talep arttırım dilekçesi ile ise destekten yoksun kalma tazminatını 26.942,87 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı Güvence Hesabı A.Ş vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kuruma dava tarihinden önce başvuruda bulunulduğunu ve kurum tarafından yapılan hesaplamanın davacılar tarafından kabul edilmediğini, müvekkili şirketin zorunlu mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve aracın kusur oranı ile sınırlı olduğunu belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … … vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacıların murisinin meydana gelen kazada gereken önlemlerini almayarak ve yaya yolunu kullanmayarak kazanın meydana gelmesine sebep olduğunu, bu nedenle %100 kusurlu olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; maddi tazminat yönünden; davacı … … bakımından 17.266,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … … … ile … … yönünden kaza tarihi olan 22.02.2018 tarihinden itibaren diğer davalı Güvence Hesabı yönünden 08.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılardan … …’ye ödenmesine, davacı … … cenaze ve defin giderleri yönünden davanın reddine, manevi tazminat yönünden; davacı … … bakımından 20.000,00 TL, davacı … … bakımından 10.000,00 TL, davacı … … bakımından 10.000,00 TL, davacı … … bakımından 10.000,00 TL, … … bakımından 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … … ile … …’den alınarak ayrı ayrı davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar mahkemece 26.942,87 TL olarak bulundukları talep arttırım dilekçeleri ikinci defa ıslah yapılamayacağı bahsiyle reddedilmiş ise de sundukları bu dilekçenin ıslah dilekçesi olmayıp talep arttırım dilekçesi olduğundan ilk dilekçeye göre hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, maddi tazminat yönünden ilk ıslah dilekçesi yönünden karar verilmiş olmasına karşın, karşı vekalet ücretine hükmedilirken hangi sebeple karşı vekalet ücretine hükmedildiğinin belirtilmemiş olduğunu, cenaze ve defin giderleri taleplerinin kurumlar tarafından karşılandığı gerekçesi ile reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmamış olduğunu, kısmen ret nedeni ile karşı vekalet ücretlerinin de istinaf talepleri doğrultusunda kaldırılmasının gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı Güvence Hesabı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Dosyadan aldırılan kusur raporu ile kazaya ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağının birbiri ile çeliştiği halde bu çelişki giderilmeksizin kurulan kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu, AYM’nin iptal kararı doğrultusunda raporun hatalı yönetmeliğe göre hazırlanmış olduğunu, dosyadan aldırılan hesap raporunda Yargıtay uygulamaları kapsamında davacı eşin evlenme ihtimalinin nazara alınması gerektiğini ancak rapor hazırlanırken bu hususun dikkate alınmamış olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın müvekkili dışındaki davalılar yönünden kurulduğunu, aleyhlerine karşı hüküm kurulmaksızın manevi tazminat tutarı için tespit edilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğunu ve dava tarihi olması gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılması ile talepleri doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı … … … vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda asli kusurlunun müteveffa … … olduğunun tespit edilmesine rağmen fahiş bir tazminata hükmedilmiş olduğunu, ayrı ayrı hükmedilen manevi tazminattan kaynaklı olarak yine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/1-3, 55 ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasından doğan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili, davalı Güvence Hesabı vekili ve davalı … … … vekili istinaf etmiştir.
Davacılar vekili ve davalılar vekillerinin hükme esas alınan kusur oranına yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Somut olayda, 22 Şubat 2018 günü saat 11:01 sıralarında, davalı sürücü … … … yönetimindeki … plakalı davalı … …’e ait motosiklet ile … İlçesi, … Caddesini takiben …. Sokak kavşağı çıkışında yolun sağından soluna geçmeye çalışan, davacılar yakını yaya … …’ye çarpması sonucu, ölümle sonuçlanan dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
Olayın meydana geldiği, … Caddesinin; iki yönlü, 9 metre genişliğinde asfalt kaplamalı, düz, eğimsiz, hava ve görüşün açık, yol yüzeyinin kuru ve yerleşim yeri içi olduğu; Çarpmanın, kavşak çıkışında sağ şeritte gerçekleştiği, çarpma noktasından 18,50 metre ileride işaretle belirlenmiş yaya geçidi bulunduğu, motosikletin çarpma noktasından 6,50 metre ileride devrildiği ilk tespitlerde belirtilmiştir.
Dosya içinde mevcut Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; yaya … …’yi, geçit dışından geçmekle kusurlu, sürücü … … … ise, kusursuz olarak işaretlemişlerdir.
Ceza dosyası içinde mevcut bilirkişi … … tarafından hazırlanan 01.12.2017 tarihli raporda; yaya … …’yi, yaya geçidini kullanmamak, kontrolsüz geçiş yapmakla asli kusurlu, sürücü … … … ise, hızını gerekli şartlara göre ayarlamamakla tali kusurlu saymıştır.
Ceza dosyası içinde mevcut bilirkişi … … tarafından hazırlanan 17.04.2018 tarihli raporda; yaya … …’yi, kontrolsüz yola girip ilk geçiş hakkını araca vermemekle asli kusurlu, sürücü … … …’ı ise, hızını gerekli şartlara göre ayarlamamakla tali kusurlu saymıştır.
Dosya içinde mevcut Bilirkişi … … tarafından hazırlanan 28.09.2018 tarihli raporunda; yaya … …’yi, yaya geçidini kullanmamak ve kontrolsüz taşıt yoluna girmekle %75 oranında kusurlu, sürücü … … …’ı ise, hızını gerekli şartlara göre ayarlamamakla %25 oranında kusurlu saymıştır.
Dosya içinde mevcut Karayolları Emekli Fen heyeti tarafından hazırlanan 11.01.2019 tarihli raporunda; yaya … …’yi, yaya geçidini kullanmamak ve kontrolsüz taşıt yoluna girmekle %75 oranında kusurlu, sürücü … … …’ı ise, hızını gerekli şartlara göre ayarlamamakla %25 oranında kusurlu saymıştır.
Yukarıda özetlenen tespitler ve ifade ile dosyada bulunan tüm bilgi ve belgelere göre; davacılar desetigi yaya … …, yayanın yolun karşısına geçmekte olduğu yer bir kavşak çıkışı olmakla birlikte geçiş yaptığı yere 18,50 metre mesafede işaret levhasıyla belirlenmiş bir yaya geçidi bulunmaktadır. Yayanın öncelikle belirlenmiş yaya geçidini kullanması, yola girmeden önce kenarda durup yaklaşan araç olup olmadığına dikkat etmesi, varsa yaklaşmış aracın geçmesini beklemesi gerekirken, aksine davranışla kontrolsüz yola girerek sebebiyet verilen olayda 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68/b-2 (Geçitte yayalar için ışıklı işaret yoksa ve geçit sadece taşıt trafiği ışıklı işareti veya yetkili kişi tarafından yönetiliyorsa, geçecekleri doğrultu açıldıktan sonra taşıt yoluna girmek, Zorundadırlar.) maddesini ihlâlle olayda birinci %75 oranında kusurlu olduğu, davalıya ait motosikletin davalı sürücüsü … … …’ın, yerleşim yeri içinde gündüz vakti seyrederken yolun ilerisine ve yakın çevresine dikkat etmesi, kavşağa yaklaşırken hızını azaltması gerekirken, dikkatsiz seyirle aynı Kanunun 52/a (Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak, Zorundadırlar) maddesini ihlâlle %25 oranında kusurlu bulunduğu anlaşılmakla, hükme esas alınan kusur oranı yerinde görülmekle, taraf vekillerinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davacılar vekilli ve davalılar vekillerinin hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda 22.02.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı … … … sürücüsü, diğer davalı … … işleteni olduğu aracın, davacılar murisine çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisinin vefat ettiği, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü ve işletenin % 25 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacıların ölene yakınlıkları, davacıların ve ölenin yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacılar vekili ve davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı … … … vekilinin hükmedilen manevi tazminatta hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Manevi tazminat davalarında ücret A.A.Ü.T. 10. md.si “(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
(3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.
(4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” 13 md.si ” (1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen MAKTU ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” şeklindedir.
Her bir davacı tarafından talep edilen manevi tazminat talepleri için davacılar arasında HMK 57 ve 58. md.leri gereği ihtiyari dava arkadaşlığı vardır. İhtiyari dava arkadaşlığında davalar birbirinden bağımsızdır. Buna bağlı olarak, iş bu uyuşmazlıkta her bir davalı yönünden talep edilen manevi tazminat ayrı ayrı uyuşmazlıklardır. Buna bağlı olarak ayrı yarı vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davacılar vekilinin ve davalı Güvence Hesabı vekilinin ıslah dilekçesinin konusunu oluşturan 29.03.2021 tarihli hesap raporuna ilişkin istinaf başvurularının incelenmesinde;
TRH 2010 mortalite tablosu esas alınarak zararın belirlenmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebepleri ileri sürmektedir. Aşağıda karara ve davacının ıslah dilekçesine konu 29.03.2021 tarihli bilirkişi raporu TRH 2010 ve progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuştur.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90.maddesined yer alan “…Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır…” hükmü ile aynı Kanunun 92/i maddesinde yer alan; “… Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler…” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanununun 90.maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92.maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu durumda mağdurların zararının ve zararın kapsamının 2918 Sayılı Kanun ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiile dair hükümleri ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede Yargıtay tarafından verilen emsal kararlarda mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosunun uygulanması ve progresif rant yönteminin kullanılması içtihat edilmiştir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 Esas, 2021/1848 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih ve 2020/2598 Esas, 2021/34 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 22.12.2020 tarih ve 2019/5206 Esas, 2020/8874 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/06/2021 gün ve 2021/ 2457 esas ve 2021 / 3304 karar sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13625 esas ve 2022/8912 karar sayılı 16/06/2022 günlü kararı)
Dairemizce hükme esas alınan ve davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi sunulan İlk derece mahkemesi tarafından aldırılan 29.03.2021 tarihi hesap bilirkişi raporu incelendiğinde bilirkişinin davacının zararın belirlenmesine ilişkin olarak “rapor tarihindeki asgari ücret verileri kullanılmak sureti ile davacının kalıcı maluliyet zararı belirlenmiştir. Şu durumda, yukarıda açıklanan yerleşik Yargıtay kararları ile davacının zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosu ve ayrıca progresif rant yönteminin uygulanması içtihad edildiğinden, hesaplama yöntemine ilişkin itiraz haklı görülmemiştir
Davacılar vekilinin hükmedilen destekten yoksun kalınan maddi tazimata yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Dava belirsiz alacak davası türünde açılmış, itiraz üzerine alınan 25.06.2020 tarihli hesap bilirkişi raporndan sonra davacı tarafından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107 nci maddesinin 2 nci fıkrası gereğince verilen dilekçe özü itibariyle talep artırım talebidir.
Mahkeme kararının gerekçesinde belirtildiğinin aksine, davacı vekilinin 25.06.2020 tarihli beyanı aslında bir ıslah işlemi söz konusu olmayıp, davacı tarafından talep artırım hakkı kullanılmıştır. Hukuki nitelik itibariyle talep artırım işlemi ıslah olmadığından, 25.06.2020 tarihli hesap bilirkişi raporundan sonra yapılan bir ıslah da söz konusu değildir.
Açıklanan bu hususlar sebebiyle, mahkemece 30.03.2021 tarihli dilekçesini bir ıslah dilekçesi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz görülerek davacılar vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Davacılar vekilinin hükmedilen cenaze ve defin giderlerine yönelik tazimat için istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Dosya arasındaki belgelerden davacıların cenaze ve defin giderine ilişkin olarak masraf yaptıklarına dair bir delil bulunmamaktadır, öte yandan taziye teşekkür giderleri, yemek giderleri, mevlit gideri vs. gibi zorunlu olmayan cenaze merasimi giderlerine yönelik istemin reddi gerekirken yetersiz gerekçe ispatlanamayan cenaze gideri yönünden reddine kararı verilmesi yerinde görüldüğünden davacılar vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun bu yönüyle kabulü ile, HMK 353/1-b-2. maddeleri gereği ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, davalı Güvence Hesabı ve davalı … … … vekilinin istinaf başvurularının REDDİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.09.2021 tarih, 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
2-Davanın kısmen KABULÜ ile;
-Maddi tazminat yönünden;
-Davacı … … bakımından 26.942,87 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … … … ile … … yönünden kaza tarihi olan 22.02.2018 tarihinden itibaren diğer davalı Güvence Hesabı yönünden 08.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılardan … …’ye ÖDENMESİNE,
3-Davacı … … cenaze ve defin giderleri yönünden davanın reddine,
-Manevi Tazminat yönünden;
– Davacı … … bakımından 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … … ile … …’den alınarak davacıya ödenmesine,
-Davacı … … bakımından 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … … ile … …’den alınarak davacıya ödenmesine,
-Davacı … … bakımından 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … … ile … …’den alınarak davacıya ödenmesine,
-Davacı … … bakımından 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … … ile … …’den alınarak davacıya ödenmesine,
-… … bakımından 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … … ile … …’den alınarak davacıya ödenmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Harç yönünden:
4-Maddi tazminat yönünden karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 1.840,46 TL”den peşin alınan 519,16 TL harcın ve 110,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 629,16 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.211,30 TL harcın davalılardan … … …, … … ve Güvence Hesabından alınarak hazineye irat kaydına,
5-Manevi tazminat yönünden karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 4.098,60 TL harcın davalılardan … … … ile … …’den alınarak hazineye irat kaydına,
Yargılama giderleri yönünden:
6-Davacılar tarafından yatırılan 519,16TL peşin harç ve toplamda 110,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 629,16 TL harcın davalılardan … … …, … … ve Güvence Hesabından alınarak davacılara ödenmesine,
7-Davacının yapmış olduğu 4.556,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranları göz önünde bulundurularak 2.225,60 TL’nin davalılardan … … …, … … ve Güvence Hesabından alınarak davacılara ödenmesine, geri kalan masrafın davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
9-Maddi tazminat yönünden AAÜT gereğince hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan … … …, … … ve Güvence Hesabından alınarak davacı … …’ye ödenmesine,
10-Maddi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT gereğince hesaplanan 1.000,00- TL vekalet ücretinin davacı … …’den alınarak davalılara ödenmesine,
11-Manevi tazminat yönünden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan … … … ile … …’den alınarak davacı … …’ye ödenmesine,
12-Manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’den alınarak davalılardan … … … ile … …’e ödenmesine,
13-Manevi tazminat yönünden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan … … … ile … …’den alınarak davacı … …’ye ödenmesine,
14-Manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’den alınarak davalılardan … … … ile … …’de ödenmesine,
15-Manevi tazminat yönünden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan … … … ile … …’den alınarak davacı … …’ye ödenmesine,
16-Manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’den alınarak davalılardan … … … ile … …’e ödenmesine,
17-Manevi tazminat yönünden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan … … … ile … …’den alınarak davacı … …’ye ödenmesine,
18-Manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’den alınarak davalılardan … … … ile … …’e ödenmesine,
19-Manevi tazminat yönünden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan … … … ile … …’den alınarak davacı … …’ya ödenmesine,
20-Manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalılardan … … … ile … …’e ödenmesine,
İstinaf giderleri açısından;
21-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
22-Harçlar Kanunu uyarınca davalı … … …’dan alınması gereken 5.278,05‬ TL istinaf karar harcının, peşin olarak yatırılan 1.319,51 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.958,54 TL harcın bu davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
23-Harçlar Kanunu uyarınca davalı Güvence Hesabı’ndan alınması gereken 1.179,45 TL istinaf karar harcının, peşin olarak yatırılan 294,3‬0 TL harçtan mahsubu ile bakiye 885,15‬ TL harcın bu davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
24-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
25-Davalı Güvence Hesabı tarafından yapılan 72,60 TL istinafa dosya gönderme ücretinin davalının üzerinde bırakılmasına,
26-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
27-Talep halinde inceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince, varsa, istinaf eden tarafça yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre İİK’nın 36/5. fıkrası gereğince yatıran/ sunan tarafa İADESİNE,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekin bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 21.09.2023

… … … … … … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.