Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/779 E. 2023/2488 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/779 – 2023/2488
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/779
KARAR NO : 2023/2488

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- … Sigorta A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 2- …
3- …
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 21.12.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21.12.2023

… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/12/2021 tarih ve 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … adına kayıtlı … plaka sayılı ticari aracın diğer davalı …’ün sevk ve idaresinde iken 18.08.2016 tarihinde otoban üzerinde kontrolsüz ve hatalı şekilde park etmesi ve hiçbir uyarı levhası koymaması üzerine davacının sevk ve idaresindeki motorsiklet ile trafik güvenliğini tehlikeye atan araca çarptığını ve yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davanın kabulü ile davacı için 1.000,00 TL maddi tazminatın (800,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 100,00 TL bakıcı ücreti olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … den tahsil edilerek davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 15.02.2021 dilekçesi ile dava değerini maddi tazminat bakımından 2.994,22 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 99.912,23 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 1.235,25 TL bakıcı ücreti gideri olmak üzere toplamda 104.141,70 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın dava şartı yokluğunda usulden reddinin gerektiğini, davacının müvekkili şirkete eksik evrak ile başvurduğunu, davaya konu kaza sebebiyle başlatılan ceza yargılaması dosyasında alınan tüm kusur raporlarının celbi gerektiğini, davacı ile sigortalı araç sürücüsünün uzlaşmış veya sigortalı araç sürücüsünün beraat etmiş olması halinde davanın esastan reddini talep ettiklerini, dosyanın kusur tespiti yönünden trafik ihtisas dairesine gönderilmesini, davacının maluliyeti ile kaza arasında illiyet bağının tespiti gerektiğini, geçici iş göremezliğin teminat dışı olduğunu belirterek tazminat hesaplaması halinde yapılacak hesaplamadan ayrıca müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 2.395,37 TL geçici iş göremezlik tazminatının 79.929,78 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 988,20 TL bakıcı giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 2.500,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda mahkeme hakiminin bilirkişilerce hesaplanan meblağa TBK md. 52 uygulayarak müvekkilinin alacaklarını %20 oranında düşürmüş olduğunu, bu hususun hatalı olduğunu, davalı vekilinin dilekçesindeki talebinin bilirkişi raporuna kopyalanıp yapıştırılması oradan da gerekçeli karara aynı şekilde alınmasının hataya neden olduğunu, hakimin gerekçesiz karar veremeyeceğini, bu karardaki gerekçenin tek tek ele alınınca her birinin ayrı ayrı anlamsız olduğunu, müvekkilinin ehliyetsiz oluşuna ilişkin mahkemenin araştırma yapmamış olduğunu, koruyucu tertibat/kask takıp takmadığı hususunda, belirleyici somut bir durum olmadığını, tutanak münzilerinin dinlenmemiş olduğunu, bu hususun davalının soyut iddiasından ibaret olduğunu, yasal sınırlar içerisindeki müvekkilinin 0,007 promil alkollü oluşu hususunun mahkemece gerekçesinde belirtmesinin üzerine düşünülmeden kopyala yapıştır suretiyle bir gerekçelendirme olduğunun açık göstergesi olduğunu, dava konusu kaza ve sonrasında müvekkilinin yaşadığı durumlar karşısında hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın her ne kadar müvekkili şirket tarafından sigortalandığı hususunu dosyaya cevap dilekçesi ile bildirdiklerini ancak poliçenin kazanın kayıtlara girdiği saatten 6 dakika sonrasında yapıldığını, dolayısıyla kaza esnasında aracın sigortasının müvekkili tarafından tanzim edilmediğinden dolayı davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, hesaplanan tazminattan teknik faiz indirimi uygulanmamasının hukuka aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı giderlerinin poliçe kapsamı dışında olduğunu ve bu nedenle bu kalemler yönünden kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55 ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin ZMMS poliçesinin başlangıç tarih ve saatine yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Davalı vekili, dosyaya ibraz edilen … plakalı aracın 18/08/2015-2016 tarihleri arasında davalı şirket tarafından ZMMS poliçesi tanzim edilmiş ve kaza tarihinin 18/08/2016 olduğu ve kaza saatinin ise 15.30 olduğu ve ilgili kaza saati itibari ile aracın zorunlu trafik sigortasının davalı şirket tarafından tanzim edilmediği, kaza tespit tutanağına bakıldığında kaza saatinin 15.30 olduğu, sigortalı aracın poliçesinin sistem başlangıç tarih ve saatinin ise 18/08/2016 – 15:36 olduğu yani; ZMMS poliçesinin kazadan 6 dakikaka sonra düzenlendiğinden kaza saatinde kazaya karışan araçların davalı şirket nezdinde geçerli poliçeleri bulunmadığına, bu yönüyle davalı şirket yönünden davanın husumet yokluğu sebebi ile reddi gerektiğinden bahisle istinaf etmiş ise de; SGBM’ye yazılan müzekkereye verilen cevapta ve davalı vekilinin sunduğu poliçe örneklerinde davaya konu … plaka sayılı aracın 16.08.2016-2017 tarihleri arasında davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu ve yine poliçe başlangıç tarihinin 18.08.2016 ve saat ise 12:00 olduğu anlaşılmıştır. Bu yönüyle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin hükme esas alınan hesap raporuna yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90.maddesined yer alan “…Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır…” hükmü ile aynı Kanunun 92/i maddesinde yer alan; “… Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler…” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanununun 90.maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92.maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu durumda mağdurların zararının ve zararın kapsamının 2918 Sayılı Kanun ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiile dair hükümleri ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede Yargıtay tarafından verilen emsal kararlarda mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosunun uygulanması ve progresif rant yönteminin kullanılması içtihat edilmiştir.( Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 Esas, 2021/1848 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih ve 2020/2598 Esas, 2021/34 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 22.12.2020 tarih ve 2019/5206 Esas, 2020/8874 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/06/2021 gün ve 2021/ 2457 esas ve 2021 / 3304 karar sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13625 esas ve 2022/8912 karar sayılı 16/06/2022 günlü kararı)
İlk derece mahkemesi tarafından hükme esas alınan 10.02.2021 tarihi hesap bilirkişi raporu incelendiğinde bilirkişinin davacının zararın belirlenmesine ilişkin olarak “TRH 2010 mortalite tablosunun uygulanması ve progresif rant yönteminin kullanıldığı”na ilişkin tespitler yerinde görülmekle davacının hesap bilirkişisinden alınan 24.09.2021 tarihli ek raporunda özetle, TRH 2010 yaşam tablosu ve progressif rant tekniğine göre yapılan hesaplamada geçici iş göremezlik zararının 2.994,22 TL, sürekli iş göremezlik zararının 117.100,84 TL, bakıcı giderinin 1.235,25 TL olduğu doğru bir şekilde hesaplanmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusu bu hususta haksız bulunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin bakıcı gideri ve geçici işgörmezilik tazminatına yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Diğer yandan, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği geçici işgöremezlik zararının, sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan bakıcı gideri ve geçici işgöremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacı için hesap edilen bakıcı gideri ve geçici işgöremezlik tazminatının karar altına alınması yerinde görülmekle, davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davacı vekilinin müterafik kusur indirimine yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir.
Dosya kapsamından, davacının sunulan maluliyet ölçüsünü belirtir raporun incelenmesinde, sağ ayak femur kemiği kırığına bağlı davacının yaralanması kask takılması zorunlu baş bölgesinden olmayıp vücut bölgesinden kaynaklandığı için müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirir bir durum yoktur. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken yönetmelikte dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Öte yandan davacının gerçekleşen eylemi sırasında alkollü olduğu tespit edilmiş ise de; davacının alkollü olarak araç kullanması ve/veya ehliyetsiz olması kazanın gerçekleşmesindeki kusuru oranının belirlenmesi esnasında (kazaya etki eylemleri) dikkate alındığı, ayrıca müterafik kusur olarak iş bu hususun değerlendirilemeyeceğinden, hesap bilirkişisinden alınan 24.09.2021 tarihli ek raporunda özetle, geçici iş göremezlik zararının 2.994,22 TL, sürekli iş göremezlik zararının 117.100,84 TL, bakıcı giderinin 1.235,25 TL yönünden müterafik kusur indirimi yapılmaksızın ıslah dilekçesindeki talebe bağlı kalınarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Bu nedenle davacı bu husustaki istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Davacı vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.

Somut olayda 18.08.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı …’ün sürücüsü, diğer davalı …’ün işleteni olduğu aracın, davacıyla çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının %32 oranında malul kalacak biçimde yaralandığı, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü ve işletenin % 25 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın düşük olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Yukarıda açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönüyle kabulü ile, HMK 353/1-b-2. maddeleri gereği ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/12/2021 tarih ve 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
2-Davanın KABULÜ ile;
-2.994,22 TL geçici iş göremezlik tazminatının 99.912,23 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 1.235,25 TL bakıcı gideri olmak üzere toplamda 104.141,70’nin davalılardan müştereken veya müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
-10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
Harç yönünden:
3-a-)Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat yönünden hesaplanan 7.113,91 TL karar harcının peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan toplamda 1.815,09‬ TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.298,82‬ TL harcın davalılardan müştereken veya müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
b-)Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat yönünden hesaplanan 683,10 TL karar harcından peşin olarak yatırılan 151,96 TL harcın mahsubu ile 531,14 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken veya müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
c-)İlk derece mahkemesince 02.12.2021 günlü karar ile davalılardan tahsiline karar verilen harcın davalılardan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine,
d-)Harç tahsil edilmiş ise tahsil edilen miktarın Dairemizce tahsiline karar verilen bakiye harçtan mahsubu ile bakiyesinin tahsilinin istenmesine,
Yargılama giderleri yönünden:
4-Davacı tarafından yapılan toplamda 2.002,95‬ TL harç giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplamda 3.165,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,

Vekalet ücreti yönünden:
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
İstinaf giderleri açısından;
10-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Harçlar Kanunu uyarınca davalı … Sigorta A.Ş.’den alınması gereken 5.691,13 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 1.423,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.268,13 TL harcın bu davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
12-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Davalı … Sigorta A.Ş.’nin istinaf avansından sarf edilen 78,60 TL dosyanın istinafa gönderme ücretinin davalının üzerinde bırakılmasına,
14-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
15-Talep halinde inceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince, varsa, istinaf eden tarafça yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre İİK’nın 36/5. fıkrası gereğince yatıran/ sunan tarafa iadesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekin bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 21.12.2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.