Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/771 E. 2023/2434 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/771 – 2023/2434
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/771
KARAR NO : 2023/2434

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : xx/xx/2021
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
İSTİNAF EDEN DAVALI : 1- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2- …
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklı Rücuen Tazminat Nedeniyle Açılan İtirazın İptali

KARAR TARİHİ : 19/12/2023

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/12/2023

Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin xx/xx/2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete kasko poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı 30/09/2018 tarihli trafik kazası sonucu sigortalı aracın hasarlandığı, hasarlanan sigortalı aracın zararı ile ilgili olarak alınan ekspertiz raporu ve yapılan incelemeler neticesinde toplam 28.884,40 TL tazminat tespit edildiği ve hak sahibi sigortalıya ödendiği, bu nedenle davacı şirketin ödediği tazminatın geri alımı için … plakalı aracın işleteni …’ı ve aracın sigorta şirketi … Sigorta A.ş.’yi ödemeye davet ettiği, ancak ihtarnameye rağmen ödemenin yapılmaması üzerine Adana 5. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, başlatılan takibe borçluların itiraz ettiği ve takibin durduğu, yapılan itirazın haksız olduğu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin 7.326,15 TL üzerinden devamına karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, sigorta şirketinin hasar tazminat talebinin hukuki dayanaktan yoksun olup, davacının iddiasını ispatla mükellef olduğu, davalı şirket nezdinde sigortalı bulunan … plakalı aracın … plakalı araca çarpıp kaçtığını gösteren hiç bir belgenin olmadığının sabit olduğu, her ne kadar davalı şirket sigortalısının yokluğunda ve tek taraflı olarak düzenlenen kaza tespit tutanağı esas alınarak sigortalı … plakalı aracın %25 kusurlu olduğu iddia edilmiş ise de iş bu kusur tespitinin davalı tarafça kabulünün mümkün olmadığı, öncelikle açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, açılan davanın kabulü ile, davalının Adana 5. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin takipteki şartlarla aynen devamına, icra inkar tazminatına ilişkin talep bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili; davalı sigorta şirketine usulüne uygun olarak yapılması gereken başvuru şartının yerine getirilmediğinden dava şartlarında eksiklik sebebiyle davanın usulden reddi gerekirken bu husus değerlendirilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, yetki itirazları incelenmeksizin karar verilmiş olduğundan istinaf yoluna başvurmaları gerektiğini, İİK’nın 67.maddesine göre 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmaması nedeniyle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekmekte iken yerel mahkemenin söz konusu itirazlarını değerlendirmeksizin karar vermesinin hatalı olduğunu, davaya konu hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan kusur durumuna ilişkin tespitlerin bilirkişinin uzmanlık alanı dışında olduğunu, hatalı kusur dağılımı yapılmış olan kusur raporuna karşı itiraz etmelerine rağmen yerel mahkemenin hatalı bilirkişi raporunu esas alarak hüküm kurduğunu, mahkeme tarafından hükme esas alınan rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, süresi içerisinde sunulmamış olan ödeme belgelerinin taraflarınca kabulünün mümkün olmayıp bu hususun açıkça iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağını ihlal ettiğini, dosyanın sigorta hukuku bilirkişisine tevzi edilerek rapor düzenlenmesine karar verilmesi gerekmekte iken yerel mahkemece hatalı hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, kaskonun rücusuna tabi olarak açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup karar davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Arabuluculuğa yönelik yapılan incelemede:
Davalı sigorta şirketi vekili arabuluculuğa başvurulmadan davanın açıldığını belirtmiş ise de, dosyaya sunulan 03.02.2020 tarihli tutanak ile … Sigorta A.Ş ile … arasında arabuluculuk tutanağının düzenlendiği anlaşılmakla bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Yetki itirazına yönelik yapılan incelemede:
6100 sayılı HMK’nun genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmü, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “davalının birden fazla olması halinde yetki” başlıklı 7. Maddesinde ise “(1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı HMK’nun haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde HMK’nun 7/1-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki sözkonusu değildir. Haksız fiil halinde HMK’nun 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olduğu gözönüne alındığında, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahiptir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman şeçme hakkı davalılara geçer.
Söz konusu davada davacının iddia ettiği rücuen tazminat alacağı haksız fiile dayanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi gereğince, sigortacının rücu davasında halefiyet ilkesi geçerlidir. HMK’nun 16. maddesi gereğince haksız fiilden kaynaklı davalarda haksız fiilin işlendiği yer Mahkemesi/İcra dairesi de yetkilidir. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davalılardan …’ın ikametgahının … ilçesi Adana olduğu, kaza tespit tutanağının incelenmesinde haksız fiilin gerçekleştiği yerin … ilçesi, Adana olduğu, Adana mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığına göre davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Hak düşürücü süreye yönelik yapılan incelemede:
Adana 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde 29.05.2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, İcra Müdürlüğünce itiraz ve takibin durdurulması kararının alacaklıya tebliğ edilmediği, İİK 67.maddesi gereğince hak düşürücü sürenin başlamadığı, davanın 11.03.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmakla bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Kusur raporuna yönelik itiraz yönünden yapılan incelemede:
Kusur raporunu düzenleyen bilirkişinin makine mühendisi olup rapor düzenlemeye ehil ve yetkili olduğu, raporun kaza tespit tutanağı ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacıya sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu anlaşıldığından davalı sigorta şirketi vekilinin kusur oranın yanlış tespit edildiğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Sonradan sunulan ödeme belgesine yönelik yapılan incelemede:
Ödeme borcun sona ermesini sağlayan sebep olmakla defi değil itiraz olduğundan her aşama ileri sürülüp bu hususta delil sunulabileceğinden bu yöndeki istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı sigorta şirketinden alınması gereken 500,45 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 125,12 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 375,33 TL harcın bu davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (7.326,15 TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.19/12/2023

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.