Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/595 E. 2023/2543 K. 28.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/595
KARAR NO : 2023/2543

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALILAR : 1- … SİGORTA A.Ş- …
VEKİLİ : Av. …
: 2- … SİGORTA ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2023

… Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/12/2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ.
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18/10/2019 tarihinde yaşanan ölümlü/yaralamalı trafik kazasında davalılardan … Sigorta A.Ş’de … poliçe numarasıyla sigortalı bulunan ve sürücü …’ın sevk idaresindeki … plakalı araç ile … Sigorta A.Ş.’de … poliçe numarasıyla sigortalı bulunan ve sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç arasında meydana gelen trafik kazası neticesinde, … plakalı araç içerisinde yolcu konumunda bulunan müvekkili …’ın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve hayati fonksiyonları tehlikeye düşürecek ölçüde yaralandığını, meydana gelen trafik kazasında yolcu konumunda bulunan müvekkilinin kazaya etken kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin meydana gelen kaza nedeniyle … Hastanesinde günlerce yatılı olarak tedavi gördüğünü ve taburcu olduktan sonra günlerce yataktan kalkamadığını, çalışamaz hale geldiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/… Soruşturma sayılı dosyasına sunulan trafik bilirkişi raporunda; … Sigorta A.Ş’de … poliçe numarasıyla sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu, … Sigorta A.Ş.’de … poliçe numarasıyla sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün ise tali kusurlu bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile şimdilik 200,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep edilmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 11/10/2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini 114.538,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalılardan … Anonim Türk Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve TTK’nın ilgili maddeleri gereğince sigorta sözleşmesinden kaynaklanan talep ve dava haklarının 2 yılda müruru zamana uğradığı, işbu nedenle 2 yıllık dava açma süresinin geçmiş ise davanın zamanaşımı sebebiyle reddini talep ettiklerini, huzurdaki dava derdest ise reddinin gerektiğini, tarafları ve konusu aynı olan bir davanın tespiti halinde davanın reddinin gerektiğini, savcılık soruşturması aşamasında yada ceza davasında uzlaşma var ise davanın reddi gerektiğini, davada alacaklı ve borçu sıfatı birleştiğinden reddinin gerektiğini, huzurdaki talepte bulunan davacının aracın işleteni, sürücüsü veya maliki ise alacaklı ve borçlu sıfatı birleşeceğinden davanın reddinin gerektiğini, huzurdaki davaya ilişkin davacının talepleri sulh ile sonuçlandırılmış ise sulh ve feragat nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, ZMMS genel şartları uyarınca; sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, Sakatlık Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak Sağlık Kurulu raporunun dikkate alınması gerektiğini, işbu raporda trafik kazası ile maluliyet arasında illiyet bağının tespit edilmiş olmasının gerektiğini, şayet ölüm söz konusu ise bu durumda da yine illiyet bağının tespitinin gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için mahkemece dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine sevk edilmesinin gerektiğini, müvekkili şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin nezdinde sigortalı aracın kusurunun bulunmadığını, maluliyet oranının tespiti için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine sevk edilmesinin gerektiğini, söz konusu sigortalar çerçevesinde aktüeryal hesaplamayı gerektiren tazminat ödemelerinde hesaplamanın müsteşarlık nezdinde tutulan aktüerler siciline kayıtlı aktüerler ile müsteşarlık nezdinde tutulan listeye kayıtlı yardımcı aktüerler tarafından yapılmasının gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
CEVAP: Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet vererek, davacının malul kalmasına neden olduğu iddia edilen, … plakalı aracın müvekkili … Sigorta A.Ş. nezdinde Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, geçici işgöremezlik tazminatı taleplerinin Trafik Sigortası Genel Şartlarının, poliçe özel şartları ile Karayolları Trafik Kanunu hükümleri itibariyle, poliçe teminatına dâhil olmadığını, davacının maluliyet tazminatı taleplerinin artık sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığını, sigortalıları aracın kusurunun bulunması halinde dahi poliçelerinin teminatı kapsamında bir sorumluluk doğması için davacının maluliyet durumu ve sürekli sakatlık oranının Adli Tıp Kurumu veya tam teşekküllü Devlet Hastanesi tarafından verilecek bir Heyet Raporu ile tespit edilmesinin gerektiğini ve bu oran üzerinden yapılacak aktüer incelemesi ile tazminat tutarının tespit edilmesinin gerektiği belirterek davanın reddine karar verilmesi savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “18/10/2019 tarihinden meydana gelen trafik kazasında … plakalı otobüste yolcu konumundaki davacının yaralandığı, kusur bilirkişi raporuna göre … plakalı otobüs sürücüsü …’ın %80 kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ın %20 kusurlu olduğu, davacı hakkında düzenlenen ATK’nın Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğe göre verdiği raporda davacıda %8 meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin ise 1 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, aktüer bilirkişi tarafından sunulan raporda davacının TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant formülü çevresinde davacının 3.435,84 TL geçici, 89.901,66-TL kalıcı maluliyet tazminat talep edebileceğinin hesaplandığı, bilirkişi raporunun güncel değişiklikler ve alınan diğer raporlar gözetilerek düzenlendiği dikkate alınarak hükme esas alındığı, davalıların sigorta limitleri dahilinde davacının gerçek zararını ödemesi gerektiği, 2918 sayılı Yasanın 85/1 ile 91 ve devamı maddeleri gereğince oluşan zarardan sigortacı olarak sorumlu olduğu, davacı vekili tarafından 09.11.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle geçici iş göremezlik için11.278,00 TL, daimi maluliyet için 103.460,00 TL ve davalı … Sigorta yönünden toplam 114.738,00 TL olarak tazminat talep ettiği, sigortalı aracın ticari kullanıma mahsus olduğu, tazminatta indirimi gerektiren hatır taşıması yada müterafik kusurun bulunmadığı” gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile; davalı … Sigorta Şirketi yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 11.278,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının 04/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … Sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, 103.460,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 04/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … Sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava açılmadan önce usuli işlemler gereği müvekkili şirkete başvurduğunu, ancak bu başvuru eksik evrak ile yapıldığından kendisinden eksik evrakların temininin talep edildiğini, bu taleplerine dönüş yapılmayarak dava açma yoluna gittiğini, geçici iş göremezlik tazminat talepleri ile tedavi gideri taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı hesaplama yöntemi kullanıldığını, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceğini, 1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğini, avans faizi isteminin haksız olduğunu, ıslahla arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi gerektiğini, yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.

İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile; davalı … Sigorta Şirketi yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 11.278,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının 04/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … Sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, 103.460,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 04/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … Sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili vekili istinaf etmiştir.
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece dosyaya kazandırılan hasar dosyası içeriğine göre; davacının dava açmadan önce gerekli belgelerle … Sigorta A.Ş.’ye başvuruda bulunduğu, buna rağmen dava tarihinden önce davacının zararının giderilmemiş olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yolunun tüketilmediği yolundaki istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığı ve tedavi giderlerine ilişkin olduğuna yönelik istinaf başvurusu değerlendirildiğinde;
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında, rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat, 2918 Sayılı Kanun’un 91. maddesinin yollamasıyla aynı Kanunun 85. maddesine göre belirlenir. Buna göre; sigortacı, sigorta ettiren işleten tarafından, motorlu aracın işletilmesi sırasında ortaya çıkan maddi zararlar ile kişinin yaralanması veya ölmesi gibi bedeni zararlardan sorumludur. Kişinin bedenine gelen zararlarda tedavi giderlerinin ödenmesine ilişkin koşullar 98. maddede düzenlenmiştir.
Söz konusu bu madde 25.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih, 6111 Sayılı Yasanın 59. maddesi ile değiştirilmiştir. Değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesine göre, trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. (Ek cümle: 4/4/2015-6645/60 md.) Söz konusu düzenlemeye göre, hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabı’nın yükümlülükleri sona ermekte, ancak kazazedelerin bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları yönünden ise, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının tedavi teminatları kapsamında sorumlulukları devam etmekte olup, teminat kapsamının yasaya aykırı genel şart hükmü ile daraltılması mümkün değildir.
Bu nedenle geçici iş göremezlik zararının poliçe teminatı kapsamında olduğu kabul edilmiş olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin hükme esas alınan hesap raporuna ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusu değerlendirildiğinde;
Davalı vekili TRH 2010 mortalite tablosu esas alınarak 1.8 teknik faiz uygulanmak suretiyle zararın belirlenmesi gerektiğini itirazen ileri sürmektedir. İlk derece Mahkemesi kararında hükme esas alınan 13/09/2021 tarihli hesap raporunda TRH 2010 mortalite ve progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuştur.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90.maddesined yer alan “…Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır…” hükmü ile aynı Kanunun 92/i maddesinde yer alan; “… Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler…” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanununun 90.maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92.maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu durumda mağdurların zararının ve zararın kapsamının 2918 Sayılı Kanun ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiile dair hükümleri ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede Yargıtay tarafından verilen emsal kararlarda mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosunun uygulanması ve progresif rant yönteminin kullanılması içtihat edilmiştir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 Esas, 2021/1848 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih ve 2020/2598 Esas, 2021/34 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 22.12.2020 tarih ve 2019/5206 Esas, 2020/8874 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/06/2021 gün ve 2021/ 2457 esas ve 2021 / 3304 karar sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13625 esas ve 2022/8912 karar sayılı 16/06/2022 günlü kararı)
Şu durumda, yukarıda açıklanan yerleşik Yargıtay kararları ile mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosu ve ayrıca progresif rant yönteminin uygulanması içtihad edildiğinden, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin faizin başlangıcı ve türüne ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirildiğinde;
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının davalı sigorta şirketine başvurusundan 8 iş günü sonra temerrüte düştüğünün kabulü ile yazılı şekilde faiz başlangıç tarihe hükmedilmesi yerinde görülmekle, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Somut olayda; davacının … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu, iş bu aracın yolcu taşımacılığında kullanılan bir otobüs olduğu dikkate alındığında davalı vekilinin faiz türüne yönelik istinaf itirazının da reddine karar verilmiştir.
Bu durumda; ilk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla; davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı … Sigorta A.Ş’den alınması gereken 7.837,75 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 1.959,55 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 5.878,20 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.28/12/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.