Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/555 E. 2023/2451 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/555 – 2023/2451
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/555
KARAR NO : 2023/2451

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : xx/xx/2021
NUMARASI : 2021/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … SİGORTA ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av.

DAVALI : …
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)

KARAR TARİHİ : 19/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/12/2023

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin xx/xx/2021 tarih ve 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.10.2011 tarihinde mülkiyeti … adına kayıtlı bulunan ve müvekkilinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı (ZMMS) olduğu … plakalı aracın tamir için bırakıldığı … isimli tamircinin sevk ve idaresinde iken yapmış olduğu trafik kazası neticesinde sürücü …’ın vefat ettiğini, ZMMS poliçesi gereği sürücünün desteğinden yoksun kalanlara Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/… E. sayılı dosyası gereğince davacı tarafından toplam 93.558,84 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemesinin yapıldığını belirterek bu ödemenin … hesabından rücuen tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının (yasanın emredici hükmü ile sorumlu olmadığı halde yapmış olduğu ödemeden dolayı) taraf sıfatı bulunduğu kabul edilse dahi davacının rücu hakkının zamanaşımına uğradığını, KTK’ nın 109. maddesi gereğince motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğradığını, davacıya sigortalı araç sebebi ile ödenen tazminatın ödeme tarihi ve en geç davacı tarafından açılan rücu davasında yapılan yargılama sırasında rücu edilecek kimseyi öğrendiğinin varsayılması gerektiğini, hal böyle olunca KTK 109. Maddedeki iki yıllık zamanaşımı süresinin çok önceden dolmuş olduğu görüleceğini belirterek davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kaza tarihinin 23.10.2011 olduğunu, arabulucuk sürecinin başladığı tarihin 23.11.2020 olduğunu, dolayısıyla 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığını, rücuen tazminat davalarında zamanaşımı süresinin kazanın meydana geldiği tarihten itibaren değil ödemenin yapıldığı tarihten itibaren başladığını, kararın müvekkili şirkete 03.09.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup 2 yıllık zamanaşımı süresinin bu nedenle dolmadığını, müvekkili şirketin … Hesabına başvurduğu halde sorumluluğu olmasına rağmen dönüş yapılmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının sigorta poliçesi nedeni ile yaptığı ödemelerin davalıdan rücuen tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkemesince her ne kadar zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verildiği belirtilmiş ise de, bilindiği üzere KTK 109/4 maddesinde rücu hakları için zamanaşımı süresi düzenlenmiş olup, buna göre motorlu araç kazalarında tazminat yükümlerinin birbirlerine rücu hakları kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak 2 yılda zamanaşımına uğrar hükmü düzenlenmiştir.
Hükümde açık bir şekilde rücu edecek olan tarafın ilk olarak kendisinin tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Davacı … Sigorta A.Ş kendisi aleyhinde Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/… Esas sayılı dosyasında açılan maddi tazminat davasında yapılan yargılama sırasında ölenin desteğinden mahrum kaldığını ileri süren zarar gören 3.kişinin zararını 93.558,84 TL olarak 11.08.2015 gününde ödemiş ve anılan dosyanın davacısı ile ibraname sulh sözleşmesi imzalamıştır. Bu şekilde, davacı sigorta şirketi üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirmiştir. Zamanaşımı başlangıcı için diğer bir şart ise, rücu edilecek kimseyi öğrenme olarak düzenlenmiştir.
Dosyamız davacısı tarafından Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/… Esas sayılı dosyasında kendisi aleyhinde açılan destekten yoksun kalma tazminat davasında sigortalanan … plaka sayılı aracın sürücüsünün ehliyetsiz olduğunu tespit etmiş, bu kapsamda aracın işleteni ruhsat sahibi konumunda bulunan dava dışı 3.kişi … isimli kişiye davanın ihbarını talep etmiştir. Hatta, mahkemesince bu ihbar talebi yerine getirilmemiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/1708 Esas ve 2015/8028 Karar sayılı ilamı ile dava dışı … ‘a davanın ihbar edilmemiş olmasının hatalı olduğu belirtilerek bu hususta bozma sebebi olarak kabul edilmiştir. Anılan dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgelere bakıldığında söz konusu aracın tamir, bakım onarım için bir servise verilmiş olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge ya da bu yönde bir savunma bulunmadığı görülmüştür. Bu kapsamda dosyamız davacısının kendisi hakkında açılan tazminat davasında … plaka sayılı aracın tamir bakım onarım için servise bırakılıp bırakılmadığı hususunda bilgi sahibi olmadığı, bunu tespit edemediği görülmüştür.
Dosyamız davacısı tarafından ödemiş olduğu tazminatın işletene dolayısı ile kendi sigortalısına rücusu amacı ile bu kez Adana 1. Tüketici Mahkemesinin 2016/… Esas 2018/… Karar sayılı dosyasında rücu tazminatı isteminde bulunulmuştur. Söz konusu dosyada davacı sigorta şirketine sigortalanan … plaka sayılı aracın kaza anında sürücü belgesiz kişiye kullandırılmış olması nedeni ile poliçe genel şartları hükümlerine göre kendi sigortalısı olan araç işleteni … ‘tan rücusunu talep etmiştir. Ne var ki, anılan dosyada davalı işleten savunmasında kaza anından önce aracı tamir bakım onarım için tamirciye bıraktığını, tamirhanede bulunan ve tazminat ödenmesine sebebiyet veren …’ın aracı test için trafikte kullandığı sırada kazanın meydana geldiğini ve sürücü … ‘İn bu sırada vefat ettiğini, kendisinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüştür. Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda KTK 104/1 maddesi gereğince işletenin aracı tamir bakım onarım için tamirciye bıraktığı, kazanın da bu süreçte meydana geldiği kabul edilerek işletenin herhangi bir sorumluluğunun olmadığı kabul edilmiş ve davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı dosyamız davacısı tarafından temyiz yasa yoluna başvurulmuş, ne var ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/2055 Esas 2020/4813 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş ve karar 14.07.2020 tarihi itibarı ile kesinleşmiştir.
Buna göre, davacı sigorta şirketinin tazminat ödemesine sebebiyet veren … plaka sayılı aracın kazadan hemen önce tamir için dava dışı iş yerine teslim edildiği hususu kesinleşmiştir. Bu noktada KTK’nın 104. Maddesinin değerlendirilmesi gerekmiştir.
2918 sayılı KTK 104/1 ve 2 maddesi ” Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım – satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı; işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir.
Yukarıda yazılı teşebbüs sahipleri kendilerine bırakılan motorlu araçların tümünü kapsamak üzere esasları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilecek bir zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmaya ve denetimlerde bu sigortanın yapıldığını belgelemeye mecburdurlar.” şeklindedir
Söz konusu hükme göre, aracın tamir bakım onarım için bırakılması ve kazanın bu sırada meydana gelmesi durumunda işletenin ve işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketinin sorumluluğunda olmayacağı bellidir. Söz konusu iş yerleri tamir bakım onarım için kendisine bırakılan aracın meydana getireceği zararların karşılanması amacı ile zorunlu olarak sigorta yaptırması hükümlülüğü bulunmaktadır. Eldeki dosyada dava dışı işletenin aracını onarım için bırakmış olduğu iş yerinin yaptırmakla yükümlü olduğu sigortayı yaptırmadığı bellidir. Bu noktada davacının davalı … Hesabından zorunlu olan sigorta poliçesinin yaptırılmamış olması nedeni ile tazminat talep etmesinde bir yanlışlık bulunmamaktadır.
Burada önemli olan davacı sigorta şirketinin rücu edilecek kimseyi hangi tarihte öğrendiği hususudur. Davacı aleyhinde açılan Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/… Esas sayılı dosyasında aracın tamir bakım onarım için servise bırakıldığı hususunda hiçbir bilgi ve beyan bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacı sigorta şirketinin bu durumu bilmesi ve buna göre savunma yapması mümkün değildir. Kaldı ki, anılan dosyada işletene ihbar talebinde bulunulmuş, mahkeme tarafından işletene dava ihbar edilmemiştir. Bu yönü ile davacı sigorta şirketinin işletenden bu bilgiyi alması mümkün olmamıştır. Davacı sigorta şirketi tarafından, aracın sürücü belgesiz kişiye kullandırılmış olduğu düşüncesi ile ve bu durumdan dava dışı işletenin sorumlu olduğu kanaati ile Adana 1. Tüketici mahkemesinde rücu istemli dava açılmış ve bu davada davacı sigorta şirketi aracın tamir bakım onarım için servise teslim edildiğini öğrenmiştir. Ancak anılan dosyada davalının buna ilişkin savunmasının doğrulanması ve kesinleşmesi gerekmektedir. Zira anılan dosya davalısı olan işletenin bu savunmasının gerçeği yansıtmaması durumunda davacı sigorta şirketinin işleten olan davalıdan ödemiş olduğu tazminatın rücusunu talep etme olanağı bulunacaktır. Bu nedenle söz konusu davada verilecek olan kararın kesinleşmesi gerekmektedir.
Bu noktada artık Adana 1. Tüketici Mahkemesinin 2016/… Esas 2018/… Karar sayılı dosyasında verilen aracın tamir bakım onarım için teslim edilmesi nedeni ile işletenin sorumlu olmaması nedeni ile davanın reddine ilişkin verilen kararın kesinleştiği tarih olan 14.07.2020 tarihi itibarı ile davacı sigorta şirketinin rücu edilecek kişi olarak … Hesabı olduğunu öğrendiğini kabul etmek gerekir. Dolayısıyla davacı tarafından rücu edilecek kişinin … Hesabı olduğunun kesin olarak 14.07.2020 gününde öğrenilmiş olması nedeni ile bu tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin başladığı kabul edilmelidir. Eldeki davanın 29.06.2021 gününde açıldığı dikkate alındığında 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan davanın açılmış olduğu kanaatine varılmakla davalının zamanaşımı savunmasının reddi ile işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları kapsamında delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde zamanaşımı süresinin ödeme tarihi olan 15.08.2015 tarihinden başlatılarak 2 yıllık sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, ilk derece mahkemesince davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş ise de, davalının zamanaşımı savunmasının reddi ile işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları kapsamında delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde zamanaşımı süresinin ödeme tarihi olan 15.08.2015 tarihinden başlatılarak 2 yıllık sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK 353/1-a-6. maddesi gereği ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin xx/xx/2021 tarih ve 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.19.12.2023

Başkan
Üye
Üye
Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır