Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/529 E. 2023/2169 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/529 – 2023/2169
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/529
KARAR NO : 2023/2169

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2021
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : … … –

VEKİLİ : AV …
İSTİNAF EDEN DAVALI :…
VEKİLİ : Av…
İHBAR OLUNAN : …
VEKİLİ : Av. … …-
DAVA : Trafik Kazasında Yaralanma Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat

KARAR TARİHİ : 21/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/11/2023

Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/12/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı aracın ZMM sigortası davalı tarafından düzenlendiğini, 16.08.2016 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu … … idaresindeki … plakalı aracın … … idaresindeki sigortalı araçla kaza yapması sonucu davacı yaralandığını, sigorta şirketi tarafından kısmi ödeme yapılmakla birlikte davacının uğradığı zararın (kalıcı çalışma gücü kaybı ve geçici iş görmezlik zararı) tamamen karşılanmadığını ileri sürülerekşimdilik 200,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekili 20.03.2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile talebini toplam 110.790,80 TL’ye çıkarmış; 04.11.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini toplam 126.413,75 TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 20.05.2016/2017 dönemi ZMM poliçesi davalı tarafından düzenlendiğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü tam kusurlu olduğundan bu aracın ZMM sigortacısı … Sigortaya davanın ihbarının talep edildiğini, kaza nedeniyle davacı tarafa 25.07.2017 tarihinde 25.728 TL ödendiğini ve davalının ibra ettiğini, geçici iş görmezlik zararının teminat dışında kaldığını, zararın oluşumunda davacının müterafık kusurunun olup olmadığının araştırılması gerektiğini, SGK tarafından yapılan ödemenin tazminattan mahsubu gerektiğini belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile; 126.413,75TL’nin 28/07/2017 tarihinden itibaren uygunalacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; müvekkili şirket tarafından davacı tarafa 25.07.2017 tarihinde 25.728,00 TL ödeme yapılmış olup müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunu yerine getirdiğini, davacı tarafa ödeme yaptığını, davaya konu talep bakımından ibra edildiğini, 22.01.2017 ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak ve işlemiş faizin güncellenerek mahsup edilmesi gerektiğini, maluliyet tazminatının belirlenirken asgari ücretin baz alınması gerektiğini, geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerin poliçe kapsamında olmayıp müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, davacının müterafik kusurunun tazminattın düşülmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, meydana gelen yaralamalı trafik kazası sonucu açılan geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup karar davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı taraf ibraname nedeniyle davalının sorumluluğunun sona erdiğini savunmuştur. Bilirkişi raporu ile, davacının uğradığı zarara göre sigorta şirketinin yaptığı ödemenin açıkça yetersiz olduğu bellidir. 2918 sayılı KTK 111. maddesine göre ödeme tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmalar veya uzlaşmaların iptali istenebilir. Somut olayda davacı tarafın açtığı dava aynı zamanda ibranamenin iptali iradesini de gösterdiğinden bu savunma reddedilmiştir.
Somut olayda davacı tarafın uğradığı zarar tutarı; TRH-2010 tablosu ve gelirin her yıl için %10 artırılıp, %10 ıskonto edilmesi yöntemi esas alınarak asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre; sürekli sakatlık için 161.971,74 TL olarak belirlenmiş, bu miktardan sigorta şirketinin yaptığı 25.728,00 TL ödemenin güncellenerek mahsubundan sonra bakiye zarar 126.413,75 TL olarak belirlenmiştir.
Kaza tespit tutanağı ve ceza soruşturmasına göre kaza sırasında davacının emniyet kemeri takmadığına dair bir delil bulunmamaktadır. Müterafık kusurun varlığını ispat yükü davalı-sigortacıya düşmektedir. Davalı taraf ispat yükümlüğünü yerine getirmediğinden bu istem reddedilmiştir.

Açıklanan sebeplerle, hükme esas alınan 30.09.2021 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde ödeme tarihindeki verilere göre asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığı, arada fahiş fark olduğundan güncel verilerek göre hesap yapılarak ödenen tutarın faiziyle düşüldüğü, davacının aracın arka koltuğunda yolcu olup araçta sıkışarak yaralandığından müterafik kusurunun bulunmadığı, geçici iş görmezlik zararının teminat kapsamında olduğu ancak mahkemece zaten sadece kalıcı iş göremezlik tazminatı için hüküm kurulduğu, daha önce davalıya başvurulması üzerine 25.07.2017 tarihinde ödeme yapıldığı, dolayısıyla davalının 25.07.2017 tarihinde temerrüde düştüğü, mahkemece davalının lehine olacak şekilde temerrüt tarihinden sonraki bir tarih olan 28.07.2017 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmediği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 8.635,32 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 2.158,83 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 6.476,49 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (126.413,75 TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.21/11/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.