Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/476 E. 2023/2343 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/476
KARAR NO : 2023/2343

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar
DAVACI : … … –

VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 05/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/12/2023

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/11/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ.
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29.08.2018 tarihinde sürücü … …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçla seyir halindeyken yine aynı istikamette seyir halinde olan müvekkilleri … …’in sevk ve idaresindeki motorsiklet ile çarpışması neticesinde çift taraflı, maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin yaralanarak malul kaldığını, bu nedenle zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu ve sonuçsuz kaldığını belirterek şimdilik 100-TL olmak üzere zararın kapsamı belli olduktan sonra miktarı açıklanacak sürekli iş gücü tazminatının … Sigorta A.Ş.’den ticari faiziyle tahsilini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili dava değerini 40.754,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketine eksik evrakla başvuru yapıldığını, bu nedenle başvuru şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, kusur raporunun Ankara Adli Tıp veya karayolları fen ekibinden alınmasını talep ettiğini, geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu bulunmadıklarını, müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini, şirkete yasal başvuru şartları oluşmayıp temerrüde düşürülmediğinden davaya sebebiyet vermedikleri için aleyhlerine faiz ve yargılama gideri yüklenemeyeceğini, araç ticari olmadığından ticari faiz istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davanın kabulü ile, 40.754,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 10/01/2019 tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın davalı müvekkiline eksik evrak ile başvuru yaptığını, zorunlu başvuru şartının yerine getirilmediğinin, giderek bu nedenle temerrütten bahsedilemeyeceğini, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, seçilen yanlış formül nedeniyle yapılan yanlış hesaplama nedeniyle fazla hesaplama yapılmış olduğunu, TRH yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerekitğini, davacının motorsiklet dizliklerinin kaza esnasında takılı olmaması nedeniyle hükmedilebilecek tazminattan %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının tehiri icra talepli olarak kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3. ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili istinaf etmiştir.
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılamada; tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, tedavi belgeleri ile Erbaa Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyası UYAP’tan celp edilmiş, kusura yönelik olarak 13/01/2020 tarihli kusur raporu alınmış, davacının 29/08/2018 tarihinde uğradığı kaza sebebiyle geçici ve kalıcı maluliyetin bulunup bulunmadığına yönelik davacı ATK’ya sevk edilerek, ATK 2. İhtisas Kurulunun kaza tarihi itibariyle geçerli yönetmelik çerçevesinde düzenlediği 08/03/2021 tarihli, … sayılı raporu dosyaya kazandırılmış, akabinde dosya hesap bilirkişisine tevdi edilerek 23/07/2021 tarihli hesap raporu alınmış, giderek ıslaha itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece dosyaya kazandırılan hasar dosyası içeriğine göre; davacının dava açmadan önce gerekli belgelerle davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, buna rağmen dava tarihinden önce davacının zararının giderilmemiş olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yolunun tüketilmediği yolundaki istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davalı vekili TRH 2010 mortalite tablosu esas alınarak 1.8 teknik faiz uygulanmak suretiyle zararın belirlenmesi gerektiğini itirazen ileri sürmektedir. İlk derece Mahkemesi kararında hükme esas alınan 23/07/2021 tarihli hesap raporunda TRH 2010 mortalite ve progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuştur.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90.maddesined yer alan “…Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır…” hükmü ile aynı Kanunun 92/i maddesinde yer alan; “… Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler…” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanununun 90.maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92.maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu durumda mağdurların zararının ve zararın kapsamının 2918 Sayılı Kanun ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiile dair hükümleri ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede Yargıtay tarafından verilen emsal kararlarda mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosunun uygulanması ve progresif rant yönteminin kullanılması içtihat edilmiştir.( Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 Esas, 2021/1848 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih ve 2020/2598 Esas, 2021/34 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 22.12.2020 tarih ve 2019/5206 Esas, 2020/8874 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/06/2021 gün ve 2021/ 2457 esas ve 2021 / 3304 karar sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13625 esas ve 2022/8912 karar sayılı 16/06/2022 günlü kararı)
Şu durumda, yukarıda açıklanan yerleşik Yargıtay kararları ile mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosu ve ayrıca progresif rant yönteminin uygulanması içtihad edildiğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda, dosya kapsamından davalı, davacının kask ve koruyucu ekipman takmadığını, bu nedenle zararın oluşmasında kendisinin kusurlu olduğu belirtmiş ise de, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücü ve yolcularının koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken, yönetmelikte dizlik veya koruyucu tertibat takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Davacının yaralanmasının sol tibia kemiğinde oluştuğu, buna bağlı olarak kask takılı olmaması ile oluşan maluliyet arasında illiyet bağı bulunmadağı, Karayolları Trafik Kanunu Yönetmeliği gereğince koruyucu ekipman olarak takılması zorunlu olan ekipmanın kask olması gerektiği, davacının maluliyetinin kafa bölgesinde oluşmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazına itibar edilmemiştir.
İlk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 2.783,91 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan ‭695,98 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye ‭2.087,93 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.05/12/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.