Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/464 E. 2023/2378 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/464 – 2023/2378
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/464
KARAR NO : 2023/2378

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … ()
ÜYE : … ()
ÜYE : … ()
KATİP : … ()

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : xx/xx/2021
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : 1- …
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)

KARAR TARİHİ : 12/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2023

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin xx/xx/2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketine genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın davalı sitede yaşanan güvenlik zaafiyeti neticesinde 04.11.2018 tarihinde sigortalı araç sahibinin evinden çalındığını, hırsızların 04.11.2018 tarihinde yaptıkları trafik kazası neticesinde sigortalı aracın pert olduğunu, aracın çalınması neticesinde yapılan kaza nedeniyle 180.637,94 TL hasar tespit edildiğini, sigortalı aracın pert total olarak işlendiğini ve ihale sonucu çekme belgeli olarak 199.600,00 TL bedel ile devrinin gerçekleştiğini, aracın rayiç bedelinin 360.000,00 TL olduğunu, bu tutar için mutabakat sağlandığını, araç hasarı için 165.400,00 TL değerin sigortalıya 17.01.2019 tarihinde ödendiğini, sovtaj tutarı olan 199.600,00 TL’nin de sigortalıya pert alıcısı tarafından ödenmesine karar verildiğini, davalı site yönetim kurulunun sigortalı aracın anahtarının evden çalınmasından ve anahtarın çalındıktan sonra sigortalı aracın otoparkta çalıştırıldıktan sonra, site dışına çıkarılarak çalınmasında site içerisinde güvenlik zaafiyeti yaşanması nedeniyle asli ve tam kusurlu olduğunu, rücuen tazminat bedeli olan 165.400,00 TL’nin ödenme tarihinden itibaren ya da davalı site yönetiminin temerrüt tarihi olan 14.02.2019 tarihinden itibaren Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi üzerinden ya da yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinden bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Site Yönetimi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın çalınması olayında müvekkilinin alması gereken tüm önlemleri aldığını, müvekkili tarafından “Özel Güvenlik Gözetim Denetim ve Kontrol Hizmetleri Sözleşmesi” kapsamında … Özel Güvenlik Ve Koruma Hizmetleri Ltd. Şti. Firması ile güvenlik kulübelerine 7/24 saat esası ile güvenlik görevlisi istihdamı konusunda anlaşıldığını, yine site çevresi koruma duvarları, site içi güvenlik kameraları ve her site sakinin evinde ve evlerinin dışında aktif halde kullanılan alarm, yüksek güvenlikli duvar, pencere kepenk sistemleri ve kilitli bahçe kapıları ve dış kapılarla güvenlik azami seviyede sağlandığını, bu hususta aslında müvekkili site yöneticiliğinin bu tarz olayların yaşanmasının önüne geçmek için elinden gelenin de fazlasını yaptığını, olay gecesi site sakini tarafından … plakalı araç site içerisinde evinin içinde bulunan müstakil park alınana park edildiğini, ancak site sakini tarafından gerekli önlemlerden hiç birinin alınmadığını, villanın dış dünya ile bağlantılarını kesen kepenklerin indirilmediğini ve hatta villanın camları, pencereleri kolayca içeriye yabancı birinin girmesini kolaylaştıracak şekilde açık, kilitsiz bırakıldığını, araç anahtarı yine site sakini tarafından kolayca görülebilecek bir yere konulduğunu, bu haliyle mutlak ve tam kusur site sakininde iken müvekkili tarafından gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığını söylemenin hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, bu hususta … Özel Güvenlik Ltd. Şti’ nin davaya dahil edilmesini, Mersin 5 Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/… E-2019/… Karar sayılı dosyası ilamı ile sabit olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan … Özel Güvenlik Ve Koruma Hizmetleri Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı … Yönetimi tarafından sitenin güvenliği için özel güvenlik şirketlerinden hizmet satın alınmak istendiğini ve bu hususta Mersin Valiliğine müracaat edildiğini, Mersin Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün xx/xx/2015 tarihli Özel Güvenlik Komisyonu Kararı ile “Komple çevre alanı yaklaşık 40.000 metre büyüklüğünde olan davalı sitenin 6 (altı) silahsız özel güvenlik görevlisi ile güvenliğinin sağlanması gerektiği ve bu hususta bu şartlarda özel güvenlik izni verilmesine ” şeklinde karar kurulduğunu, Komisyon kararı sonrasında davalı site yönetimi tarafından davalı şirket tarafından yapılan uyarıların dikkate alınmaksızın ve özel güvenlik komisyonu kararının aksine üç personel talep edilmesi sebebiyle talep doğrultusunda güvenlik hizmeti verilmeye başlandığını, davanın konusunu oluşturan 04/11/2018 tarihli hırsızlık olayında davalı şirkete atfedilecek bir kusur olmadığını, güvenlik imzalanması öncesi olaşturulan risk analiz raporu oluşturularak gerekli bilgilendirmeler yapıldığını, tarafların serbest iradeleri ile düzenlenen sözleşme maddesi gereğince müvekkil Güvenlik firmasının sorumluluğunun bulunmadığını, iş bu davaya konu olayda müvekkil şirkete atfedilecek herhangi bir kusur ve sorumluluk bulunmadığından davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalıya ödediği tazminat miktarının müvekkile rücu edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber mahkeme aksi kanaatte olması ve müvekkilinin rücuen tazmin sorumluluğunun doğması ihtimaline binaen özel güvenlik mali sorumluluk sigortası gereğince davanın … Sigorta AŞ’ ye ihbar edilmesini, davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan … Sigorta Aş vekili cevap dilekçesinde özetle, Dava konusu özel güvenlik şirketine ait müvekkil şirket nezdinde Özel Güvenlik Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi
mevcut olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun doğması halinde tazminatın, teminat limitini geçemeyeceğini, poliçenin işlerlik kazanabilmesi için, kazanın oluş şeklinin incelenmesi ve kusurun kime ait olduğunun belirlenmesi gerektiğini belirterek aleyhe hüküm tesis edilmemesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile, 165.400,00-TL tazminatın 14/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; müvekkili sitenin komple çevre alanı 40.000 değil 22.895,64 olduğunu, yerel mahkemece müvekkilinin çevre alanı hakkında herhangi bir çalışma ve inceleme yapmadan doğrudan ihbar olunan güvenlik şirketinin sunmuş olduğu eklerle karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin sitesinin çevre alanının, 6 silahsız özel güvenlik görevlisini gerektirecek büyüklükte olmadığını, kaldı ki bir an için özel güvenlik ile müvekkilinin 6 değil de 3 güvenlik görevlisi ile güvenliği sağlamaya çalışması düşünülse bile ihbar olunan güvenlik firmasının 6 yerine 3 güvenlik görevlisi görevlendirerek müvekkilinin sitenin güvenliğini üstlenmiş ise bu durumda yaşanılacak olan her türlü güvenlik sorununu açıkça kabul etmiş olduğunu, hiç kimse istemediği ya da kabul etmediği şartlarda sözleşme yapmaya zorlanamayacağını, bu durumda müvekkilinin yaşanılan olayda tam kusurlu olduğunun kabulünün hatalı olduğunu, kaldı ki bilirkişi raporunda da müvekkili site ile güvenlik şirketinin müteselsilen kusurlu olduğunun belirtildiğini, dava dışı sigortalının villanın dış dünya ile bağlantılarını kesen kepenklerin indirilmediğini ve villanın camlarının, pencerelerinin kolayca içeriye yabancı birinin girmesini kolaylaştıracak şekilde açık, kilitsiz bırakıldığını, araç anahtarının yine site sakini tarafından kolayca görülebilecek bir yere konulduğunu tüm bu ihmalkar hareketlerle hırsızlık olayının gerçekleşmesine sebebiyet verdiğini, diğer site sakinlerinin onayı alınarak çalışılmaya başlandığını, güvenlik şirketi ile anlaşılmasından sonra site yönetimi ilgili şirketinin düzenli çalışıp çalışmadığını, sözleşmede yazılan yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini, bir aksaklığın olup olmadığını kontrol edileceğini, yaşanılan hırsızlık olayına davacı sigortalısının makul seviyede bile tedbir almamasının sebep olduğunu, taraflarınca bildirilen tanıklarının yargılama aşamasında dinlenilmediğini, bu noktada da yerel mahkemece eksik inceleme yapıldığı belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, meydana gelen riziko nedeniyle kasko poliçesi kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin zarara sebep olduğu ileri sürülen davalı site yönetiminden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Sigortalı dava dışı … ‘ın evinden anahtarları alınmak suretiyle otoparktan çalınan dava konusu aracın, çalan kişiler tarafından kaza yapılması neticesinde hasar gördüğü anlaşılmaktadır.
Davacı sigorta şirketi olup, davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davacının sigortalısı dava dışı … ‘ın ikamet ettiği evin bulunduğu sitenin yönetiminin görevini gereği gibi yerine getirmemesidir.
6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir” hükmü yer almaktadır. Buna göre kasko poliçesi kapsamında sigortalı hak sahibine 14/02/2019 tarihinde 165.400,00-TL hasar tazminatı ödemesi yapan davalının, sigortalının yerine geçerek, ödediği bedeli sorumlulardan tahsil etmesi mümkündür.
Somut olayda; özel güvenlikli bir sitede ikamet eden sakinlerine özel güvenlikli bir sitede oturduklarının teminatını veren buna göre ücret/aidat alan site yönetiminin güvenlik zafiyeti oluşturacak şekilde gerekli önlem ve tedbirleri almaksızın, hırsızların kolay bir şekilde bahçe duvarından atlayarak siteye ve dava dışı araç sahibinin evine kolayca girerek hırsızlık olayının meydana gelmesine sebebiyet verdiği, özel güvenlikli ve lüks bir site içerisinde oturan dava dışı sigortalıdan ekstra bir güvenlik önlemi almasının beklenemeyeceği ve bu hususta bir yükümlülük yüklenemeyeceğinden sigortalının kusurundan bahsedilemeyeceği, Yerel Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere site yönetimi ile güvenlik şirketinin meydana gelen olay nedeniyle müteselsilen sorumlu bulunduklarının belirtildiği, güvenlik şirketi ile arasındaki kusur durumunun kendi iç ilişkilerinde söz konusu olabileceği, bu sebeple hırsızlık olayının ve neticede hasarın meydana gelmesinde davalı site yönetiminin sorumluluğunun bulunduğu kanaati ile Yerel Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi usul, yasa ve olayın oluşuna göre yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı vekili tarafından tanıklarının dinlenilmediğinden bahisle istinaf yoluna başvurulmuş ise de tanık beyanları alınmasının dosya kapsamı itibariyle zaruri olmadığı değerlendirilerek bu yöndeki istinaf sebebi de haksız bulunmuştur.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerel mahkemce davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 11.298,47 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 2.824,61 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 8.473,86‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (165.400,00TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.12/12/2023

… … … …
Başkan- Üye- Üye- Katip-
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.