Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/416 E. 2023/2337 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/416
KARAR NO : 2023/2337

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP :…

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar
DAVACI : 1- … … –
: 2- … … –
VEKİLİ : Av…
DAVALILAR : 1- …

VEKİLİ : Av…
: 2- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 05/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/12/2023

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/10/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ.
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin oğlunun 22.12.2007 tarihinde … plakalı araç ile seyir halinde iken meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, vefat nedeniyle müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını, sigorta şirketinin tazminat sorumluluğu altında bulunduğundan müracaatta bulunduklarını, ancak müvekkillerine ödeme yapılmadığını, ayrıca desteğin kaza tarihinden sonra İstanbul Tıp Fakültesinde tedavi gördüğünü, tedavi nedeniyle üniversite tarafından müvekkillerine 35.635,41 TL tedavi gideri ödenmesi konusunda bildirim gönderildiğini, tedavi giderinden SGK’nın sorumlu olduğunu belirterek nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; 100,00 TL desteklik tazminatının … Sigorta şirketinden, 100,00 TL tedavi giderinin SGK’dan tahsilini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 25/06/201 tarihli dilekçesi ile dava değerini 80.000,00-TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, kusur konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılması gerektiğini, SGK tarafından yapılan ödemelerin tazminattan indirilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davacılar tarafından davalı SGK’ya yönelik 100,00 TL değerli olarak açılan tedavi giderlerine dair tazminat davasının davacılar vekilince geri alınması, davalı SGK vekilince buna muvaffakat edilmesi nedeni ile açılmamış sayılmasına, davacı … … tarafından davalı … Sigorta AŞ’ye yönelik 50,00 TL değerli olarak açılan destekten yoksun kalma tazminatına dair davanın davacının aktif husumeti bulunmadığından dava şartı yokluğundan reddine, davacı … … tarafından davalı … Sigorta AŞ’ye karşı açılan destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat davasının kabulü ile 80.000 TL’nin talep ile bağlı kalınarak dava tarihi olan 23/06/2017 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Sigorta AŞ’den tahsili ile davacı … …’a verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın açtığı davayı ispat ile yükümlü olduğunu, ancak davacı tarafın dosya içerisinde yer alan Adli Tıp Kurumu kusur raporu ve kaza evrakları aleyhine iddiasını ispat edemediğini, bilirkişi raporu ile heyet raporu arasında kusur durumuna ilişkin tespitin çelişkili olduğunu, bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, aktüer raporunda davacıların mirasçılarının destek paylarının yanlış hesaplanması sonucunda müvekkili sigorta şirketi aleyhine tazminata hükmedilmiş olduğunu, bilirkişi tarafından PMF yaşam tablosu verileri üzerinden tazminat hesaplaması yapılması gerektiğini, ancak bilirkişi tarafından hukuka aykırı bir şekilde yanlış hesaplama yöntemi kullanılarak tazminat belirlendiğini, bu nedenle bilirkişi tarafından yapılan bu aktüer raporunu kabul etmediklerini belirterek istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53, 54 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasından doğan maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili istinaf etmiştir.
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılamada; tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının …sayılı soruşturma dosyası içeriği dosyaya kazandırılmış, tanık … …’in talimat mahkemesi aracılığı ile ifadesi alınmış, kusur bilirkişisinden 18/04/2018 tarihli kusur raporu alınmış, akabinde toplanan deliller çerçevesinde talimat mahkemesi aracılığı ile Karayolları eski Trafik Fen Heyetinden oluşturulan bilirkişi kurulundan 08/04/2021 tarihli kusur raporu alınmış, dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilerek alınan 08/06/2021 tarihli rapor kısmen hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Kaza sebebiyle kolluk tarafından tutulan 28/09/2007 tarihli trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde sürücünün … … olduğu, adı geçen sürücünün talimat mahkemesi aracılığı ile alınan yeminli ifadesinde; sevk ve idaresindeki araç ile kazaya karıştığını beyan ettiği, kazaya dair başkaca bir detayı hatırlamadığını ifadesinde belirttiği, trafik kazası tespit tutanağında; sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sol ön kapı ve ön kısımlarının rengi ve plakası belli olmayan bir araca çarpması sonucu yaralamalı ve tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğinin tespit edildiği, kazada toplanan tüm delillere göre sigortalı araç şoföründen başka kusurlu başkaca bir kişi/aracın tespit edilemediği, talimat mahkemesi aracılığı ile alınan 08/04/2021 tarihli raporda da araç üzerinde başkaca bir çarpılma izi (çarpan araç boya izi, parça döküntüsü vb) belirlenememekle başkaca bir araç tarafından çarpılmanın söz konusu olmadığı kanaati ile sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiş olup, ilk derece mahkemesince söz konusu rapor hükme esas alınarak sigortalı aracın %100 kusurlu olduğunun kabulünde usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ayrıca dosya kusur belirlemesine yönelik olarak ATK’ya gönderilmiş ise de söz konusu rapor isteği ATK Ankara Gurup Başkanlığının 07/10/2020 tarihli yazısı ile geri çevrelmiştir. Davalı vekilinin bu yönlere ilişkin tüm istinaf itirazlarının reddi gerekir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90.maddesined yer alan “…Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır…” hükmü ile aynı Kanunun 92/i maddesinde yer alan; “… Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler…” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanununun 90.maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92.maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu durumda mağdurların zararının ve zararın kapsamının 2918 Sayılı Kanun ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiile dair hükümleri ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede Yargıtay tarafından verilen emsal kararlarda mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosunun uygulanması ve progresif rant yönteminin kullanılması içtihat edilmiştir.( Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 Esas, 2021/1848 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih ve 2020/2598 Esas, 2021/34 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 22.12.2020 tarih ve 2019/5206 Esas, 2020/8874 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/06/2021 gün ve 2021/ 2457 esas ve 2021 / 3304 karar sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13625 esas ve 2022/8912 karar sayılı 16/06/2022 günlü kararı)
İlk derece mahkemesi tarafından hükme esas alınan 08/06/2021 tarihli hesap bilirkişi raporu incelendiğinde bilirkişinin davacının zararın belirlenmesine ilişkin olarak “TRH 2010 mortalite tablosunun uygulanması ve progresif rant yönteminin kullanıldığı”’na ilişikin tespitler ile davacının zararının belirlenmesi yerinde görülmüştür. Keza poliçe limitinin 80.000,00 TL olduğu, anne … bakımından hesaplanan tazminatın toplam 205.349,00 TL olduğu, mahkemece poliçe limiti gözetilerek davanın kısmen kabul edildiği, hükme esas alınan raporun hüküm vermeye elverişli ve denetime açık olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin hesap raporuna yönelik tüm istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
İlk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, kaza tarihinin 28/09/2007 tarihi ve kazanın tek taraflı olmasına, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı … Sigorta A.Ş’den alınması gereken 5.464,80 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 1.366,20 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 4.098,60 TL harcın unvanı belirtilen davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.05/12/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.