Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/365 E. 2023/2276 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/365
KARAR NO : 2023/2276

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar
DAVACI : …

VEKİLİ : Av…
DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av…

KARAR TARİHİ : 30/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2023

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/10/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ.
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;13/09/2015 tarihinde sürücü … … … idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek park halinde bulunan … plakalı araca çarpması ve sonrasında savrularak demir dubalara çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilinin yaralandığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını, kısmi bir ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin zararın çok altında olduğunu belirterek fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 25 TL geçici, 25 TL kalıcı iş göremezlikten ve 25 TL hastane masrafları olmak üzere toplam 75 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi sunmamış olduğu görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin alınan ilk raporun sakatlık oranını yüzde 16 olduğunu, müvekkilinin kalıcı izle dolaşmakta olup, kadın olması ve yaşının küçük olmasının getirdiği zorlukları yaşamakta olduğunu, kalan izle yaşamını idame ettirirken psikolojik olarak da etkilendiğini, kendisinin ve ailesinin zor günler geçirdiğini halende bu durumun devam ettiğini, müvekkilinin kusursuz ve sakatlık oranının olduğunu, maluliyetinin bulunmadığı yolundaki raporun kabulü mümkün olmadığını belirterek yerel mahkemenin kararının ortadan kaldırılarak istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3. ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır
İlk derece mahkemesince ATK raporları ile çelişkinin giderilmiş olduğu, uygun yönetmelik kapsamında davacının daimi maluliyetinin bulunmadığı, 15 yaşında olduğundan, geçici iş görememezlik zararının ödeme de dikkate alındığında karşılandığı ve bulunmadığı, hastane giderlerinin belgelendirilmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili istinaf etmiştir.
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilimdalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre;
a)11/10/2008 tarihinden önceki kazalar için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu,
b)11/10/2008-01/09/2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu,
c) 01/09/2013 sonrası ile 01/06/2015 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, (ATK tarafından bu yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenmesi olasılığının bulunmadığının bildirilmesi durumunda ise bu yine bu dönemde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor alınması),
d) 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu
e) 20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar içinse Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir.
Mahkemece ATK 2. Üst Kurulunun 24/12/2020 tarihli, 2223 sayılı raporuna itibar edilerek karar verildiği belirlenmiştir. Ancak dosya kapsamından davacı vekilinin sunduğu 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalının 02/08/2021 tarihli, 2679 sayılı kurul raporunda kaza ile illiyet bağı kurulacak şekilde davacının %38 oranında maluliyetinin bulunduğu yolunda kanaat bildirilmiştir.

Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 293. maddesinde düzenlenen uzman görüşü, tarafların uyuşmazlığın aydınlanabilmesi, anlaşılabilmesi ve iddia ve savunmaların ispatı içen kendisinin belirlediği özel ve teknik bilirkişiden bir konuda bilgi alması olarak düzenlenmiş olup, uygulamada özel bilirkişi adı da verilmektedir. Taraflar kendi menfaatlerini koruyabilmek ve alınan bilirkişi raporundan tatmin olmamaları halinde olayın tam olarak aydınlanmasını sağlamak ve doğru ve adil kararın verilmesi için uzman görüşü alıp mahkemeye ibraz edebilecektir. Mahkeme özellikle özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda, tarafın sunduğu uzman görüşünün dava konusuyla ilgili olması halinde mutlaka dikkate almak ve değerlendirmek zorundadır. (Benzer yönde Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2017/1782 E- 2017/3805 K, 2017/1083 E- 2017/3122 K sayılı kararları )
İlk derece mahkemesince ATK 2. Üst Kurulu tarafından verilen 24/12/2020 tarihli rapordan sonra dosyaya sunulan yukarıda bahsi geçen raporun değerlendirmeye alınmadığı belirtilmiş ise de; hükme esas alınan 24/12/2020 tarihli rapor ile davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 02/08/2021 tarihli rapor ve dosya içerisinde mevcut sair raporlar “dava konusu trafik kazası ile kişide tespit edilen kişilik bozukluğunun illiyet bağı kurulamadığı” noktasında birbiri ile çelişmektedir. Keza hükme esas alınan üst kurul raporunda Ruh Sağlığı Hastalıkları Uzmanı olarak bir doktor bulunmakta olup, aynı doktor 31/08/2020 tarihli, … sayılı raporda da raporu hazırlayan kurulda bulunmaktadır. ATK 2. İhtisas Kurulunun 14/10/2020 tarihli, … sayılı raporunda ise davacı %16 oranında malul bulunmuştur. Söz konusu raporda da Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Doktor … … raporu hazırlayan kurulda görevlidir.
6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen delillerin “hiçbirinin” toplanmaması ile uyuşmazlığın çözülmesi, hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili nitelikteki deliller sözedilmekte olup, bu özellikte delillerden “birinin” toplanmamasın da 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunun yanında sözkonusu madde bendinde taraflarca gösterilen delillerin hiç birinin toplanmamasının dışında gösterilen delillerin “hiç değerlendirilmemesi” hali de kararın kaldırılması nedeni olarak öngörülmüş olup, gösterilen delillerden her hangi birinin toplanmaması halinde toplanmayan delilin değerlendirilmemesi sonucunu doğuracaktır.
Eksik inceleme ve araştırmayla hüküm kurulamaz. Davacının uğradığı trafik kazası sonucunda maluliyetinin bulunup bulunmadığının dosyadaki mevcut raporlar arasındaki çelişkiler giderilecek şekilde açıkça tespit edilerek sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve esas bakımından hukuka aykırıdır. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının kabulü gerekir.
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunun 353/1-a.6 maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar dahilinde yeniden yargılama yapılmasına yönelik olarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE, Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/10/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksiklikler tamamlanarak davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,

5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy çokluğu ile karar verildi.30/11/2023

Başkan Üye Üye Katip
(Muhalif)

MUHALEFET ŞERHİ

Dairemizin sayın çoğunluğu tarafından her ne kadar davacının geçirmiş olduğu trafik kazasından kaynaklı olarak maluliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre; dosya arasındaki raporlar arasındaki çelişkileri giderecek şekilde sağlık kurulu raporu alınması yönünde ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de;
Davacı tarafından açılan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sırasında, davacının 13/09/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığı ve davacının bu yaralanması nedeniyle 25,00 TL geçici iş göremezlik zararı, 25,00 TL kalıcı iş göremezlik zararı talebinde bulunduğu görülmüştür. Mahkemesince davacının geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası tüm tedavi evrakları ilgili hastanelerden getirtilmiş, davacının toplanmasını istediği deliller, tedavi evrakları ilgili kurumlardan istenmiştir. Mahkemesince alınan 06/05/2019 günlü ATK 2. İhtisas Dairesinin raporuna göre, davacının kaza nedeniyle %10.3 maluliyetinin bulunduğu yönünde görüş belirtilmiştir. Ne var ki söz konusu rapor incelendiğinde; %10.3 maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte olmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlendiği anlaşılmıştır. Alınan bu rapora taraf vekilleri süresinde itiraz etmişlerdir.
Tarafların itirazları üzerine mahkemesince bu kez ATK 2. İhtisas Dairesinden davacı hakkında geçirmiş olduğu kaza nedeniyle alınan 14/10/2019 günlü raporda davacının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranının %16 olduğu yönünde görüş belirtilmiş, aynı raporda davacının durumunun 2019 tarihli Erişkinler İçin Engelilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre ise davacının maluliyet oranının %10 olduğu yönünde görüş belirtilmiştir. Alınan bu rapora taraf vekilleri tarafından yine itirazda bulunulmuştur.
Taraf vekillerinin itirazı ve mahkemenin ara kararı gereğince bu kez dosyada bulunan raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla ATK 2. İhtisas Üst Kurulundan rapor düzenlenmesi talep edilmiş, ATK 2. İhtisas Kurulu bu kez davacının bizzat muayene edilerek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir. ATK 2. İhtisas Kurulunun 31/08/2020 günlü raporu incelendiğinde; davacıya ait tüm tıbbi evrakların incelendiği, yine ATK İhtisas Kurulları tarafından düzenlenen raporların tarlaşıldığı ve davacı asilin 26/08/2020 günlü muayenesi yapılmak suretiyle tıbbi tedavi evrakları incelenerek, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre davacının maluliyetinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Rapor içeriğinde dosya içerisinde bulunan ve daha öncesinde davacının maluliyetinin bulunduğuna ilişkin raporda belirtilen kişilik bozukluğunun dava konusu olaydan ziyade kendinde mevcut klinik psikiyatrik tablodan (organik olmayan bozukluk) kaynaklandığı kanaati oluşması nedeniyle söz konusu rahatsızlığın trafik kazası ile illiyet bağının bulunmadığı tespiti yapılmıştır. Buna göre artık dosya içerisinde bulunan maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderildiği, davacıda bulunan “kişilik bozukluğu klinik psikiyatrik tablo” rahatsızlığının geçirmiş olduğu trafik kazası ile illiyet bağının bulunmadığı, bu kazaya bağlı olarak davacının maluliyetinin oluşmadığı tespit edilmiştir.
Özellikle davacının bizzat ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından muayene edilerek söz konusu raporun hazırlamış olduğu değerlendirildiğinde; davacının trafik kazası nedeniyle maluliyet iddiasını kanıtlayamadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak karar verilmiş olmasında herhangi bir yanlışlık bulunmadığından; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğundan sayın çoğunluğun davacının istinaf başvurusunun kabulü ile sağlık kurulu raporunun yeniden alınması yönündeki görüşüne katılmamaktayım. Karara bu nedenle mualif kalmaktayım. 01/12/2023

MUHALİF
BAŞKAN

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.