Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/3482 E. 2023/58 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/3482 – 2023/58
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/3482
KARAR NO : 2023/58

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : TUĞRUL CAN (34397)
ÜYE : ELİF ÇAĞLAR (95161)
ÜYE : KÜBRA ŞENSÖZ (125556)
KATİP : EYLÜL TARLABELEN (170858)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2021
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
MÜTEVEFFA :
İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.12.2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/08/2017 tarihinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, …’in, müteveffa …’ın annesi olduğunu, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek, müvekkili için 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ayrıca 13/10/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 63.638,34 TL arttırarak, toplam 63.738,34 TL destekten yoksun kalma tazminatının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 19/06/2017-2018 tarihleri arasında … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacılara 26/09/2019 tarihinde havale edilerek 45.080,18 TL ödenmiş olduğunu, raporların Adli Tıp kurumundan alınması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, açılan davanın kabulü ile; 63.738,34 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 22/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN 19.09.2022 TARİHLİ EK KARARINDA; dosya kapsamında karar kesinleştiğinden bu aşamada sulh nedeniyle ek karar verilemeyeceği kanaatine varılmakla, davalı vekilinin sulhe yönelik ek karar verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN 17.10.2022 TARİHLİ EK KARARINDA; hüküm kesinleştikten sonra verilen talep dilekçelerinin sulh beyanı kapsamında değerlendirmeye alınamayacağı ve bu aşamada sulh nedeniyle ek karar verilemeyeceği kanaatine varılmakla, taraf vekillerinin sulhe yönelik ek karar verilmesi taleplerinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; sulh nedeni ile davanın reddine dair ek karar verilmesi gerekirken taleplerinin reddine karar verilmesinin yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, davacının 04.10.2022 tarihli feragat dilekçesinde davadan feragat ettiğini ve açıkça karar talebinde bulunduğunun belli olduğunu, davacının ibranamede fazlaya dair haklarını saklı tutmadığından ek karar verilerek reddi gerekirken ek karar talebi hakkında ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, meydana gelen ölümlü trafik kazası sonucu açılan maddi tazminat davasıdır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup verilen ek karar ile taraf vekillerinin sulhe yönelik ek karar verilmesi taleplerinin reddine karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından istinaf edildiği görülmüştür.
Davacı vekili 04/10/2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğinden dolayı davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek ek karar yazılmasını talep etmiş ve yine davalı vekilince de 06/10/2022 tarihli dilekçede tarafların sulh olduğu bu nedenle ek karar verilmesi talep edilmiş ise de; talep dilekçesi ve dosya kapsamı incelenmekle, davalı vekilince 31/12/2021 tarihli sulhe yönelik beyan dilekçesi sunulmuş olduğu, davacı tarafa iş bu dilekçeye istinaden sulhe ilişkin beyanlarını sunması için bir haftalık süre ihtarlı tebligat çıkartıldığı, davetiyenin 10/01/2022 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiş olduğu ancak davacı tarafça herhangi bir beyanda bulunulmadığının anlaşıldığı, 19/09/2022 tarihli ek karar ile davalı vekilinin sulhe yönelik ek karar verilmesi talebinin de reddine karar verilmiş olduğu, ek kararın taraflara 28/09/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Akabinde Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde 16/12/2021 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş olduğu, akabinde davalı vekilinin 08/07/2022 tarihli dilekçesi ile kararın taraflara tebliğ edilerek kesinleşme işleminin yapılmasının talep edildiği, davacı vekilinin de 08/08/2022 tarihli dilekçesi ile gerekçeli kararın tebliğ alınmış olduğu belirtilerek istinaf hakkından vazgeçtiklerinin ve dosyanın kesinleştirilmesini talep ettiklerinin görüldüğü, buna göre taraflarca süresinde istinaf yasa yoluna başvurulmadığı anlaşılmakla hükmün 09/09/2022 tarihinde kesinleşmiş olduğu, bu defa davacı vekilinin 04/10/2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerine ilişkin beyan dilekçesi sunarak davalı şirketin vekalet talebi olmadığından bu yönde hüküm kurulmamasını talep ettiği, davalı vekilinin de 06/10/2022 tarihli beyan dilekçesi ile davacı tarafla sulh olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını belirttiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 313/1 maddesinde “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir” düzenlemesi mevcut olup, dosyamız kapsamında hüküm kesinleştikten sonra verilen talep dilekçelerinin sulh beyanı kapsamında değerlendirmeye alınamayacağı ve bu aşamada sulh nedeniyle ek karar verilemeyeceği kanaatine varılmakla, talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilince karar kesinleştikten sonra feragat edildiği, sulh sözleşmesinin iki tarafın beyanı ile yapılması gerektiği ancak davacı vekilinin kendisine yapılan ihtara rağmen beyanda bulunmadığı, karar kesinleştikten sonra sunulan sulhun karara etkisinin olmayacağı anlaşılmakla Mahkemece yapılan tespitler dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince ek karar ile de tarafların sulh olunması nedeni ile buna yönelik karar verilmesi taleplerinin reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 161,40 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 18,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (63.738,34 TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.10/01/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.