Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/33 E. 2023/1839 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/33 – 2023/1839
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/33
KARAR NO : 2023/1839

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2021
NUMARASI : 2018/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ : Av.
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 16/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/10/2021 tarih ve 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/02/2016 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracıyla Batman istikametinden Siirt istikametine seyir halinde iken sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracıyla duraklama halinden kontrolsüzce hareket haline geçmesiyle müvekkilinin aracına çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, müvekkilinin ciddi oranda kalıcı sakatlığa duçar olduğu, müvekkilinin tüm tedavilere rağmen eski sağlığına kavuşamadığı ve esaslı oranda daimi sakat kaldığı, bu kazanın gerçekleşmesinde … plaka sayılı araç sürücüsünün tazminatı gerektirir derecede kusurlu olduğu, müvekkilinin geçici ve kalıcı sakatlığından ileri gelen şuanda ve geleceğe dönük ciddi bir kazanç mahrumiyeti bahis konusu olduğu, kusurlu olan … plaka sayılı vasıtanın zmms poliçe şirketinin … Sigorta A.Ş. Olduğu, poliçenin güvence altına aldığı riskin gerçekleştiği bu nedenlerle öncelikle davanın kabulü ile 200,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava öncesinde, dava konusu kaza sebebi ile müvekkili şirkete başvurulduğu, müvekkili şirket tarafından … numaralı hasar dosyasının açıldığı, davacıya maluliyeti nedeniyle, 10.01.2018 tarihinde %100 kusur ve %2 maluliyet oranları esas alınarak ve %10 kask indirimi uygulanarak 11.534,74,.-TL ödeme Yapıldığı, belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; Yerel mahkemece verilen davanın reddine kararın hatalı olduğunu, dava konusu kaza sonucunda müvekkilinin tüm vücut fonksiyon kayıp oranının %12 olduğunu, bilirkişi raporunda her ne kadar müvekkiline ödenecek eksik bakiye maddi tazminatın bulunmadığı değerlendirilmesi yapılmış ise de işbu raporun hatalı olduğunu hesap bilirkişi raporunda müvekkilin davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemesi ile geçici iş göremezlik zararının karşılandığı değerlendirmesi yapılmış ise de şirket tarafından yapılan ödemelerin sürekli iş göremezlik maddi tazminatı ödemesi olduğunu, talepleri doğrultusunda müvekkiline yapılan kalıcı iş göremezlik maddi tazminatı ödemesinin müvekkilinin geçici iş göremezlik maddi tazminatı ile mahsup edilmesinin mümkün olmadığını, fazla ödemenin varlığı hususu olması durumunda ayrı bir dava konusu oluşturacağın, bu nedenle 14.09.20 Hesap Bilirkişi Raporuna itirazlarını sunarak davalarında talep ettikleri geçici iş göremezlik maddi tazminatı taleplerini artırdıklarını, yerel mahkemece Bilirkişi Raporuna karşı itirazlarını reddi ile davanın reddine karar veridiğini, bu nedenle Yerel Mahkemenin davalarının reddine dair kararının kaldırılması ile davalarının kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı velinin maluliyet raporuna yönelik yapılan istinaf incelenmesinde;
Maluliyet raporu yönünden yapılan istinaf incelemesinde:
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise üniversite hastanelerinin adli tıp anabilim dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6247 E – 2021/9135 K; 2021/5898 E – 2021/8467 K; 2021/4501 E – 2021/7401 K sayılı kararları)
Açıklamalar ışığında eldeki dosyaya baktığımızda, kaza tarihinin 14/02/2016 olduğu anlaşıldığına göre davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin sağlık kurulu raporunun 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Dosya arasında bulunan ATK 2. İhtisas kurulunun 26/06/2020 günlü maluliyet raporu incelendiğinde yukarıda belirlendiği gibi maluliyetinin “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenmiş olduğun buna göre davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığı belirlenmiştir.
Davacı vekili tarafından bu rapora yapılan itiraz üzerine, mahkemesince bu kez ATK 2. Üst kurulundan rapor alınmış olup 25/03/2021 günlü söz konusu rapor incelendiğinde davacının kalıcı maluliyetine ilişkin olarak hazırlanan raporun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenmiş olduğun buna göre davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığı belirlenmiştir.
Mahkemesince alınan 26/06/2020 günlü ve itiraz üzerine alınan 25/03/2021 günlü sağlık kurulu raporlarının kaza tarihinde geçerli olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği, davacının son film ve grafileri incelenmek sureti ile raporun hazırlandığı, davacının rapora itiraz ederken davacıya ait farklı bir heyet raporu, sağlık tedavi evrakı, vb belge sunmadığı anlaşılmıştır. Bu yönüyle davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili her ne kadar davacının Bismil devlet hastanesinden alınan %12 oranında maluliyetinin bulunduğuna ilişkin rapor olduğunu, buna göre hesaplama yapılarak kabul kararı verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de yukarıda açıklandığı gibi mahkemesince ATK ihtisas kurulu ve ihtisas üst kurulundan alınan raporlarına göre davacıların kalıcı maluliyetinin bulunmadığı, davacı tarafından sunulan Bismil devlet hastanesi tarafından hazırlanan 13/12/2017 günlü sağlık kurulu raporunun yukarıda alınan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenmediği dolayısıyla bu rapor esas alınarak hüküm kurulamayacağı anlaşıldığından davacının bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davacı vekili her ne kadar geçici iş göremezlik zararının ödenmediğini davalı sigorta tarafından yapılan ödemenin kalıcı iş göremezliğine ilişkin olduğunu söz konusu ödemenin geçici iş göremezlik zararına ilişkin yapıldığı kabul edilerek ıslah dilekçesinde talep ettikleri 5.103,96 TL’lik geçici ödeme zararının reddine karar verilmesini hatalı olduğunu belirtmiş ise de iş bu dosyadan önce davacı tarafından KTK 97. Maddesi kapsamında davalı sigorta şirketine uğramış olduğu zararın tazmini amacıyla yazılı olarak başvuru yapılmıştır.
Davacı vekilinin 10/04/2017 günlü davalı sigorta şirketine hitaben yazılan başvuru dilekçesi incelendiğinde dilekçe içeriğinde davacı vekilinin davacı asilin 14/02/2016 gününde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle yaralandığı, davacının fırıncı olarak çalıştığı aylık ortalama gelirinin 3.000-5.000,00 TL civarında olduğu yaralanma neticesinde davacının uzun süre tedavi gördüğü başından aldığı darbe neticesinde işitme duyusunda zayıflama söz konusu olduğu belirtilerek davacının kaza nedeniyle uğradığı tüm zararların poliçenin üst limiti üzerinden karşılanması gerektiği şeklinde talepte bulunduğu görülmüştür. Bu talebe göre davacı uğramış olduğu kaza nedeniyle yaralanmasına bağlı olarak uğradığı tüm zararı ayrım yapmaksızın davalıdan talep etmiştir.
Davalı tarafından bu başvuru üzerinden 11/01/2018 gününde 11.534,74 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Ödeme dekontu incelendiğinde söz konusu ödemenin kalıcı iş göremezlik olarak mı yoksa geçici iş göremezlik olarak mı ödendiğine ilişkin bir açıklama bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının 10/04/2017 günlü talep dilekçesinde her hangi bir ayrım yapmaksızın yaralanmasına bağlı tüm zararı talep ettiğine göre ve davalı tarafından yapılan ödeme dekontunda da her hangi bir açıklama bulunmadığına göre söz konusu ödemenin geçici iş göremezlik zararı için yapılmadığı söylenemez. Dosya arasında bulunan 14/09/2021 havale tarihli hesap bilirkişi raporu incelendiğinde, davacının geçici iş göremezlik zararının 5.203,96 TL olduğu davalı tarafından davacının 10/04/2017 günlü başvurusuna göre yapılan ödemenin ise 11.534,74 TL olduğu anlaşıldığına göre söz konusu yapılan ödeminin davacının ilk başvuru sırasında talep etmiş olduğu geçici iş göremezlik zararını da kapsadığı kanaatine varılmakla mahkemece geçici iş göremezlik talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir yanlışlık olunmadığından bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 Hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk derece Mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay İlgili Hukuk dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.16/10/2023

Başkan- Üye- Üye- Katip- İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.