Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/323 E. 2023/2186 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/323 – 2023/2186
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/323
KARAR NO : 2023/2186

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2021
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACILAR : 1- … … …
2- … … …
3- … …
4- … …
5- … … …
6- … …
7- … …
8- … …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 21/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/11/2023

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16.10.2016 günü … …’nin idaresinde bulunan … plakalı otomobili ile seyir ederken hatalı şerit değiştirmesi sonucu yoldan çıkarak, büfe önünde bekleyen yaya … … …’a çarptığı, daha sonra park halinde bulunan … plakaları motosiklete çarptığı, daha sonra duvarı yıkarak büfeden çıkıp park halinde bulunan … plakalı otomobil ile yine park halinde bulunan … plakalı otomobile çarptığı, sürücü … …’nin aracı olay mahallinde bırakıp yaya olarak olay mahallinden kaçtığını, bilirkişi raporlarına göre; … plakalı otomobil sürücüsü … …’nin kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu, … plakalı aracın Trafik Sigortasını düzenleyen davalı şirket aleyhine anne-baba ile alakalı olarak Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında daha önce dava açıldığı, açılan bu davada baba … … için 51.565,25 TL maddi tazminat, anne … … için ise 64.551,55 TL maddi tazminat ödendiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre ilgili zarartar ödenmiş olmakla birlikte dosya kapsamında alınan 2. Bilirkişi raporunda zararının çok daha fazla olduğunun tespit edildiği, yargılama sırasında alınacak bilirkişi raporunda ilgili zararın çok daha fazla olduğu ispatlanacağını, ayrıca maktül … … …’ın ölümü nedeniyle destekten yoksun kalınan kardeşler için ise herhangi bir tazminatın ödenmediğini belirterek 160,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu, … ve … … yönünden tarafları ve konusu aynı olan Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve … Karar numaralı dosyasında, müvekkili şirket aleyhine sorumlu olduğu tazminat miktarına karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, belirtilen davacıların bu davada öne sürdüğü hususların yargı kararıyla kesinleştiği, belirtilen davacılar yönünden davanın bu yönden reddinin gerektiği, kardeşin kardeşe destekliğinde “varsayımsal” destekliğin söz konusu olmadığı, gerçek destek ilişkisi arandığı, eğer bir kardeş sağlığında ötekine (eylemli ve düzenli olarak) yardım etmekte ise, bunun “gerçek” bir desteklik olduğu, ara sıra yapılan yardımların, harçlıkların destekten yoksunluğun kabulü için yeterli olmadığı, somut olayda davacının büyük kardeş olduğu ve müteveffa küçük kardeşin büyük kardeşe destekliğini gerektiren herhangi bir duruma ilişkin belge sunulmadığı vs. gözetildiğinde gerçek anlamda desteklik ilişkisi bulunmadığının açık olduğu belirterek davanın tümden reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacılar … …, … …, … … …, … …, … … yönünden davanın reddine, … … için 4.317,00 TL, … … … için 24.378,00 TL, … … … için 16.576,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili; Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasının, müvekkilleri … … ve … … yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla kısmi alacak davası olarak ikame edildiğini, bu davada saklı tutulan fazlaya ilişkin talepleri açısından Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasında açmış oldukları davada müvekkilleri … … ve … … için bakiye alacak hakkı talebinde bulunabileceklerinin de sübuta erdiğini, kısmi dava açılması halinde davaya konu edilmeyen kısmın ayrı bir davayla talep edilebileceğini veya aynı davada ıslah yoluyla dava konusuna dahil edilebileceğini, dolayısıyla Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasında açmış oldukları davanın anne … … ve baba … … açısından yukarıdaki gerekçelerle reddedilmesinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, bakiye alacak yönünden feragat söz konusu olmadığından açılan ek davanın kabulünün gerektiğini, ancak müteveffa … … …’ın, kaza tarihine kadar çalışarak ailesinin tüm bakımını ve geçimini üstlendiğini, anne … … ev hanımı olması, baba … …’ın ise malul olması ve çalışamaması nedeniyle ailenin en büyük bekar oğlu durumunda olan müteveffanın, kaza tarihine kadar çalışarak hem anne babasının hem de kardeşlerinin ve evlerinin bütün ihtiyaçlarını karşıladığını, kaza tarihinde müteveffanın kardeşleri açısından gerçek(fiili) destekliğinin kabul edilmediği takdirde dahi farazi destekliğinin söz konusu olabileceğini, ancak Yerel Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu ihtimalin dikkate alınmadığını, müvekkilleri … …, … … … ve … … … için yapılan tazminat hesaplamalarının eksik olduğunu, müvekkillerin yaşlarının, eğitim durumlarının, müteveffanın maddi ve manevi desteğinden etkin olarak faydalanmakta oldukları hususları gözetildiğinde tazminat miktarlarının çok daha yüksek olacağının açıkça anlaşıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasından doğan maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacılar vekilinin desteğin anne-babası olan davacılar … ve … yönünden davanın kabulü gerektiğine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı dosyasında alınan 30.05.2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı davacılar vekili tarafından itiraz edilmeksizin ve bu raporda belirlenen bedeller (toplam 116.206,80TL) esas alınmak suretiyle ıslah dilekçesi sunulduğu, söz konusu rapora karşı davalı vekilinin itirazları üzerine 01.01.2019 tarihli ek bilirkişi raporunun (toplam 147.454,52TL) alındığı, davacılar vekili tarafından ıslah dilekçesi (toplam 116.206,80TL) doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesinin talep edildiği, Yerel Mahkemece ilk alınan raporda (toplam 116.206,80TL) belirtilen tazminat miktarlarının, davacı tarafın ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, kararda davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmadığı ve kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacılar vekili tarafından, davacılar … ve … yönünden daha fazla destek tazminatına hükmolunması gerektiği gerekçesiyle eldeki ek dava açılmış ise de davacılar vekilince Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce alınan 30.05.2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz edilmediği için bu rapordaki miktarlar yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak doğduğu, Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı dosyasında davanın ilk raporda ve ıslah dilekçesinde belirtilen (toplam 116.206,80TL) miktar yönünden kabulüne karar verilmiş olmakla fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığı, bu itibarla davacılar … ve … yönünden açılan davanın ek dava olarak nitelendirilemeyeceği, Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı dosyanın bu dosya yönünden kesin hüküm oluşturduğu anlaşılmakla bu davacılar yönünden davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmekle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davacılar vekilinin desteğin kardeşleri olan davacılar … …-…-… yönünden desteklik ilişkisinin bulunduğuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Destekten yoksun kalma tazminatı Türk Borçlar Kanunu’nun 53.maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm halinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır… Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradığı kayıplar. ” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
BK.nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı ne hısımlığa ne de nafaka hakkındaki hükümlere dayanır, olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
Kardeşlerin birbirine karşı kural olarak bakım görevi bulunmamaktadır. Ancak, bir kardeşin diğer kardeşe eylemli ve düzenli olarak yardım etmesi halinde, bu kardeş diğerinin desteği sayılacaktır.

04.11.2020 tarihli sosyal ve ekonomik araştırma tutanağında belirtildiği üzere müteveffanın kardeşleri olan davacı … …’ın işçi olarak çalıştığı, aylık 2320,00TL geliri bulunduğu, davacı … Sanal’ın evli ve ev hanımı olduğu, geçiminin eşi tarafından sağlandığı, … … …’ın evli olduğu, işçi olarak asgari ücret ile çalıştığı anlaşılmaktadır.

Davacılar … …, … ve … tarafından yukarıdaki belirtilen şartlara uygun olarak müteveffa kardeş … … …’ın kendilerine eylemli ve düzenli olarak destek olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunulmamış olup fiili destekliğin ispatlanamadığı anlaşıldığından mahkemesince bu davacılar yönünden destek tazminatı isteminin reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Bu yönü ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davacılar vekilinin desteğin kardeşleri olan davacılar …-…-… yönünden hesaplanan tazminat miktarlarının düşük olduğuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile aynen, davacılar …-…-… yönünden yapılan tazminat hesaplamalarının eksik olduğu, müvekkillerinin yaşı, eğitim durumları, müteveffanın maddi ve manevi desteğinden etkin olarak faydalanmakta oldukları hususları gözetildiğinde tazminat miktarlarının çok daha yüksek olacağının anlaşıldığını belirtmekte ise de, 18 yaşından küçük olmaları ve öğrenci olmaları nedeniyle müteveffanın destekliğinde olduğu kabul edilerek hesaplama yapılan davacılar yönünden, istinaf edenin sıfatı dikkate alınarak yapılan değerlendirmede, hesap raporunda yapılan hesaplamaların yerinde olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacılardan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 210,55‬ TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.21/11/2023

Başkan- Üye- Üye- Katip-

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.