Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/299 E. 2023/1769 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/299
KARAR NO : 2023/1769

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2021
NUMARASI : 2015/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR :
VEKİLİ : Av. … –
İSTİNAF EDEN
DAVALILAR : 2-
3- … – … …
VEKİLLERİ : Av.
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 10/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2021 tarih ve 2015/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 05/04/2014 tarihinde motosikleti ile seyir halinde iken davalı …’nin kullandığı araç ile çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin çarpma sonucu vücudunun sağ tarafı üzerine düştüğünden sağ omzunu, boynunu ve kafatasının sağ tarafını çarpması sonucu darbe aldığını ve beyin kanaması geçirmesi nedeniyle acilen ameliyata alındığını, müvekkilinin genel psikolojik durumunun iyi olmadığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik haksız fiile dayalı, beden ve ruh bütünlüğünün zedelenmesinden kaynaklı davalılardan … ve … aleyhine 200.000,00 TL manevi tazminatın ve tüm davalılar aleyhine, … A.Ş. poliçe sınırlarıyla sorumlu olmak kaydı ile, müştereken ve müteselsilen tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalması veya yitirilmesi, ekonomik geleceğin sarsılması ve maluliyet nedeniyle doğan tüm zararlar için şimdilik 75.0000,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren yasal faizleriyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 26.12.2013/2014 başlangıç ve bitiş tarihli … nolu ZMMS Sigortası ile sigortalı olduğunu, kişi başı sakatlık ve ölüm teminatlarının ise kaza tarihi itibariyle kişi başına 268.000,00 TL olduğunu, davacının manevi tazminat ve tedavi gideri taleplerinin teminat dahilinde olmadığını, davacının kaza sırasında kask kullanmaması baş bölgesine alınan darbeler ve gözün işlevini yitirmesi ile birebir illiyet bağı içinde olup zararın oluşmasına sebebiyet verdiğinden müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, bu durumda müvekkili şirketin sorumluluğu oluşmadığından dolayı temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, dolayısıyla davacının, olay tarihinden itibaren faiz istemesinin de yasaya aykırı olduğunu belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda müvekkili …’nin bir kusurunun olmadığını, müvekkilinin üzerine düşen tüm sorumlulukları yaptığını, kuralların tamamına uyduğunu, davacının ise kazanın oluşumunda tamamen kusurlu olduğunu, müvekkillerinin kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru ve olduğu iddia edilen zarardan da herhangi bir sorumluluklarının olmadığını, yine müvekkillerinin ailesinin, yakınları kazayı duyar duymaz davacının durumu ile ilgilendiklerini, ihtiyaçları olup olmadığı noktasında da davacı yakınları ile sürekli olarak ilgilendiklerini, müvekkillerinin yakınlarının ilgisinden hem davacı hem de davacının yakınlarının son derece memnun kaldıklarını, maddi olarak bir talepleri olmadığını, hem müvekkillerinin kusur ve sorumluluğu olmaması sebebiyle hem de miktar olarak çok fahiş olması sebebiyle davacı tarafın talep ettiği manevi tazminatı kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının … yönünden maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacının maddi tazminat davasının değer arttırma talebi doğrultusunda davalılar … ve … yönünden kabulüne, 7.129,32 TL geçici ve 608.552,76 TL kalıcı maluliyet ile 842,03 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 616.524,11 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 05/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat davasının davalılar … ve … yönünden kısmen kabul kısmen reddine, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 05/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalılar … Hanım ve … vekili; müşterek müteselsil sorumlulukta davalılardan birisi hakkında yapılmış olan feragatin diğer davalılara da sirayet edeceğini, karara esas alınan kusur oranı ve maluliyet oranının hatalı olduğunu, davacının kask takmamasının değerlendirilmediğini, davacının gelirinin hatalı olarak fahiş miktarda kabul edildiğini, davacının aynı zaman dilimlerinde hem otobüs şoförü olarak hem de kepçe operatörü olarak çalışmasının mümkün olmayacağını, davacının kazadan önce kepçe operatörlüğü işini tasfiye ettiğini, bu konu ile ilgili davacının Maliye’ye verdiği dilekçenin dava dosyasında mevcut olduğunu, aktüerya raporunun hatalı olduğunu, davacı lehine hükmedilen 25.000,00 TL manevi tazminatın yüksek olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle talep edilen tedavi gideri, geçici /kalıcı maluliyet nedeniyle iş görememezlik tazminatı, kazanç kaybı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup karar davalılar … Hanım ve … vekili tarafından sigorta için feragatin kendilerine de sirayet etmesi gerektiği, maddi tazminatın reddine karar verilmesi gerektiği, kusur ve maluliyet oranlarının hatalı olduğu, müterafik kusurun bulunduğu, davacının gelirinin fahiş kabul edildiği, hesap raporunun hatalı olduğu, hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğu ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Kusur oranına yönelik yapılan istinaf incelemesinde:
Dosya arasında mevcut kaza tespit tutanağında …’nin “bölünmüş yolda sürücüler bu yoldan geçen araçlara ilk geçiş hakkını vermek zorundadır” kuralını ihlal ettiği, …’ın ise kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından kusurlu olduğu belirtilmiştir.
İşbu dava dosyasında trafik bilirkişisinden alınan 04.01.2016 tarihli raporda davalı …’ın %75, davalı …’ın %25 oranında kusurlu oldukları bildirilmiştir.
17.02.2017 tarihli ATK kusur raporunda da davacı …’nın %75 oranında, davalı …’ın %25 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Yine mahkemece makine mühendisi ve trafik polisinden alınan kusur raporunda 02.03.2018 tarihli raporda da davacı …’nın %75 oranında, davalı …’ın %25 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece aldırılan raporların dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun olduğu gibi ceza dosyasında alınan raporla da uyumlu olduğu, raporlar arasında çelişki olmadığı, kazanın oluşunda davalının asli kusurlu olduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin kusur oranın yanlış tespit edildiğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Maluliyet raporu yönünden yapılan istinaf incelemesinde:
Bilindiği üzere Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden alınacak rapora göre belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre01/09/2013 ile 01/06/2015 tarihleri arasındaki kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun esas alınması gerekmektedir.
Davalılar vekili hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı olduğunu, raporun yönetmelik hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, eldeki dosyaya baktığımızda kaza tarihinin 05.04.2014 olduğu, kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yönetmeliğin 03/08/2013 tarihli Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği olduğu, ancak; Maluliyet tespiti Yönetmeliği %60 ve üstü maluliyet için belirleme yapma esasını kabul etmesi nedeniyle 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği ekindeki cetvellerin kullanılması, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamalarıyla kabul edildiğinden, bu tarihte yürürlükte bulunan 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre rapor düzenlendiği, alınan raporunun dosya kapsamına uygun tüm tedavi belgeleri incelenerek düzenlendiği anlaşılmakla davalılar vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2022/1074 E – 2022/10488 K; 2021/19718 E – 2022/12617; 2021/11592 E – 2022/5037 sayılı kararları)
Hesap raporuna yönelik yapılan istinaf incelemesinde:
Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 E.K. sayılı 17/07/2020 günlü kararı sonrasında Yargıtay 17. Hukuk ve sonrasında Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin istikrarlı kararlarında (örneğin 17/06/2021 gün ve 2021/9757 Esas ve 2021/3262 karar sayılı kararları, 2021/3173 Esas ve 2944 Karar sayılı kararları) davacının gerçek zararının belirlenmesi noktasında davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenerek ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerektiğine işaret edilmiştir. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince hükme esas alınan 28.04.2021 tarihli ek hesap raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve prograssif rant yöntemi kullanılmak sureti ile asgari ücretin 1,49 katı dikkatte alınarak davacının zararının belirlendiği, raporun bu yönüyle hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacının kaza sırasında kask kullanmadığı, bu sebeple müterafik kusurunun bulunduğu ancak davacı vekilinin bedel arttırım dilekçesi verirken belirlenen tazminattan zaten müterafik kusur nedeniyle % 20 indirim yaparak tazminat miktarını belirlediği, Yerleşik içtihatlara göre müterafik kusur indirim oranın % 20 olduğu anlaşılmakla bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Gelire yönelik yapılan istinaf incelemesinde:
Mahkemece Mersin Vergi Dairesi Başkanlığına yazılan müzekkereye; …’in 31.01.2011 tarihinden itibaren minibüs ve dolmuş ile yapılan şehir içi yolcu taşımacılığı ve akışkanlar için kısa mesafe boru hatlarının inşaatı işinden dolayı faal mükellefleri olduğu vergi matrahları sunularak belirtilmiştir.
… Kooperatifi yazı cevabında …’ın kooperatiflerinde … ve … plakalı araçların sahibi olarak ortak olduğu, bir otobüsün aylık ortalama geliri hesaplandığında araç sahibi olan ortağa 8.000,00 TL net gelirin kalacağının tespit edildiği bildirilmiştir.
Davaya konu kaza 2014 yılında meydana gelmiş olup Beko Loder kullanıcısı işçi için emsal aylık gelir TİMODER tarafından bildirilen 2017 yılı verisinden yola çıkılarak 2014 yılı için 2.572,12 TL olarak tespit edilmektedir. Minibüs şoförleri için ise aylık ücretin asgari ücret olarak bildirildiği, davacının 2014 yılı için bekar AGİ’li asgari ücretin yıllık iki değerinin ortalamasının 868,52 TL olduğu 2014 yılı için 9 ay asgari ücret 3 ay için ise 2.572,12 TL gelir elde edecek bedensel katkı karşılığının yıllık toplamının 15.533,04 TL olup yıllık bedelden ortalama gelir tespitine gidildiğinde ise aylık ortalama gelirinin 1.294,42 TL olduğu kabul edilecektir. 2014 yılı için aylık 1.294,42 TL gelir 2014 yılı için ilan edilen iki asgari ücret değeri ortalaması olan 868,52 TL’nin 1,49 katına tekabül etmektedir. Devam eden yıllar için ücret tespiti ilgili yılların ilan edilen asgari ücret verilerinin 1,49 katı dikkate alınarak belirlenmiştir.
Dosyadaki tanık beyanları ve davacı vekilinin 19.12.2019 tarihli dilekçesindeki beyanları çerçevesinde davacının sahibi olduğu minibüs ve Beko Loder araçlarını bedensel olarak emek vererek kullanıp gelir elde ettiği; gelen belgelere ve tanık beyanlarına göre davacının asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiği anlaşılmakla rapor yerindedir. Bu nedenle davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan istinaf incelemesinde:
6098 TBK’nın 51. maddesinde “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, 05.04.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sürücü … sevk idaresindeki aracın davacının kullandığı motosiklet ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, maluliyetinin %68 olduğu, davalı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Davacı …’ın Silifke Kooperatifte kendisine ait iki adet aracının olup şoför olduğu, davalı sürücünün öğretmen olduğu, diğer davalı …’nin esnaf olduğu görülmüştür. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaralanması, maluliyet oranının yüksekliği, yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yüksek olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar … Hanım ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalılar … Hanım ve …’den alınması gereken 43.822,51 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 11.036,70 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 32.785,81 TL harcın bu davalılardan müştereken veya müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar … Hanım ve … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.10/10/2023

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip … İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.