Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/256 E. 2023/2154 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/256
KARAR NO : 2023/2154

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2020
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : … – … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVALILAR : 1- … –
VEKİLİ : Av. … –
: 2- … … – … – …
3- … – … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 16/11/2023

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/10/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ.
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/08/2018 tarihinde davalı … …’ın sevk ve idaresindeki, diğer davalı …’ın maliki olduğu … plaka sayılı aracın müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı …Ş.’den 10.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar … … ile …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

ISLAH: Davacı vekili 14/102020 tarihli dilekçesi ile dava değerini 4.809,36 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle eksik evrakla başvuru yapan davacının davasının usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı aracı işletenin kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, davacının maluliyetinin Adli Tıp Kurumunca tespitinin gerektiğini, geçici iş göremezlik taleplerinin teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … … cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesiyle başında kask olmayan ve koruyucu önlem almadan motosiklet kullanan davacının hafif sıyrıklar ve kesiler meydana geldiğini, davacının güvenlik önlemlerini almış olması halinde bu kazadan hiç yara almadan kurtulabileceğini belirterek davacının da kusuru sonucu oluşan yine davacının kasksız ve herhangi bir koruma olmadan binmiş olduğu motosiklet ile meydana gelen kaza sonucu taraflarından istenen tazminatın son derece haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; ruhsat kaydı tarafına ait olan … plaka sayılı aracı olay tarihinde kızı … …’ın kullandığını, kendisinin de araç içerisinde bulunduğunu, davacının süratli bir şekilde motosikleti kullandığını, kazadan sonra hemen araçtan inip müdahale ettiklerini, motosiklet sürücüsü davacının koruyucu kaskının ve kıyafetlerinin üzerinde olmadığını, kazanın meydana gelişinde oldukça suratlı ve hızlı olduğunu, kaza sonrası kendisinin ve ailesinin davacı ile maddi ve manevi olarak ilgilendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece maddi tazminata ilişkin davanın reddine, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL manevi Tazminatın kaza tarihi olan 24.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin vücudunda ciddi yaralanmalar ve kırık meydana gelmesine ve uzun süren tedavi sürecini atlatmış olmasına rağmen ATK raporunda maluliyetinin bulunmadığı yönelik tespitin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik ile ilgili taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin yaşadığı acı, elem ve ızdırabın karşısında mahkemece hükmolunan manevi tazminatın çok düşük olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, talepleri doğrultusunda davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasında meydana gelen yaralanmadan kaynaklı açılan geçici iş göremezlik ve kalıcı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde maddi tazminata ilişkin davanın reddine, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili ATK raporunda maluliyetinin bulunmadığı yönelik tespitin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, hükme esas alınan ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 12.03.2020 günlü maluliyet raporunun kaza tarihi olan 24.08.2018 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine uygun şekilde hazırlandığı, davacı her ne kadar müvekkilinin vücudunda ciddi yaralanmalar ve kırık meydana geldiğini ileri sürmüş ise de söz konusu itirazlarının herhangi bir belgeye dayanmadığı, itiraz edilirken davacının herhangi bir tıbbi tedavi evrak sunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin davacının maluliyetinin bulunduğu yönündeki istinaf başvurusunun reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Davacı vekilinin geçici iş göremezlik talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili tarafından geçici iş göremezlik tazminatının SGK’nın sorumluluğunda değil, davalı … şirketinin sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
Anayasa Mahkemesi …Tarih, Esas 2019/…, Karar 2020/… Sayılı Kararı ile; a) Karayolları Trafik Kanun’un 90. Maddesinin Birinci Cümlesinin “…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” Bölümünde Yer Alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” İbaresi, İkinci Cümlesinde Yer Alan “…ve genel şartlarda…” İbaresinin, b) Kanun’un 92. Maddesinin (i) Bendi “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” ibaresinin, Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin bu maddelerdeki “Genel Şartlar” ibarelerini iptal etmesi sonucu zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar, öncelikle Karayolları Trafik Kanununun hükümlerinin, bu kanunda düzenlenmeyen hususlarda ise Türk Borçlar Kanununun haksız fiile ilişkin hükümlerinin usul ve esasları çerçevesinde belirlenecektir. Bu kanunlarda açıkça düzenlenmiş hususlarda genel şartlar ile kanunun kapsamını daraltan yada genişleten hükümleri uygulanmayacaktır. Genel şartlar TTK’nın 1425, Sigortacılık Kanunu 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile genel şartların hükümleri uygulanacaktır. (Aynı yönde Yargıtay. 17 Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 sayılı kararı).
Açıklanan sebeplerle eldeki davada; iptal edilen Karayolları Trafik Kanun’un 90. maddesindeki “Genel Şartlar” ibaresi gereğince teminat dışı bırakılan geçici iş göremezlik tazminatı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde geçici iş göremezlik tazminatı konusunda SGK’nın sorumlu olduğu, sigorta şirketinin sorumlu olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bu yönü ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebi yönünden yapılan inceleme ise;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda 24.08.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, İstanbul 2. İhtisas ATK tarafından düzenlenen 12.03.2020 tarihli maluliyet raporuna göre 4 ay iyileşme sürecinin bulunduğunun belirlendiği, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü … …’ın %75 oranında asli, dosyamız davacısının ise %25 oranında tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, yaralanmasının niteliği, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yetersiz ve az olduğu, bir miktar arttırılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu yönü ile davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmesi kanaati aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE;
2-HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/10/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
3-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
a)-Davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı talebinin Kabulü İle; 4.809,36 TL tazminatın davalı …Ş yönünden 14.09.2018 tarihinden, diğer davalılar … … ve … yönünden kaza tarihi olan 24.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, kalıcı iş göremezlikten kaynaklı fazlaya ilişkin talebinin reddine,
b)-Davacının manevi tazminata ilişkin davasının Kabulü İle; 10.000,00 TL manevi Tazminatın kaza tarihi olan 24.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat yönünden alınması gerekli 328,53 TL karar ve ilam harcından ıslah harcı ile birlikte peşin alınan 102,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,90 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat yönünden alınması gerekli 683,10 TL harcın davalılar … … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yargılama aşamasında harcaması yapılan tebligat gideri, posta masrafı, müzekkere gideri ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.117,85 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.048,68 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, (davalı …Ş’nin yargılama giderinin 665,31 TL’si ile sınırlı sorumlu tutulmasına),
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminatın kabul edilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan 4.809,36 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı …Ş kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve maddi tazminatın reddolunan kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …Ş’ye verilmesine,
9-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri bakımından;
11-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Kesin olan iş bu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
13-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
14-Davacı tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan posta masrafı ve tebligat gideri olmak üzere 102,75 TL istinaf giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı …Ş’nin istinaf giderinin 32,28 TL’si ile sınırlı sorumlu tutulmasına)
Dair, kabul edilen miktara göre davalılar yönünden; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere
Kalıcı maluliyet isteminin reddine dair karar yönünden; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 Hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk derece Mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay İlgili Hukuk dairesi nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 16.11.2023

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır