Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/244 E. 2023/2050 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/244 – 2023/2050
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/244
KARAR NO : 2023/2050

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … … (…)
ÜYE : … … (…)
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2021
NUMARASI : 2017/… Esas, 2021/… Karar
TEMLİK ALAN DAVACI : … … – … … … Evleri No:… … …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : … ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … … … –
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 07/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.11.2013 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında müvekkili … …’ın yaralandığını, kazanın oluşumunda müvekkilinin kullandığı … plakalı araca çarpan, … plakalı araç araç sürücüsü … … kusurlu olduğunu, davalıya başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını , Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100 TL sürekli ve 100 TL geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsilini talep ettiği görülmüştür. Islah dilekçesi ile taleplerini 111.292,22 TL olarak arttırmışlardır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumluluğu olduğu, … plakalı aracın 29.06.2013/2014 tarihleri arasında … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, şirkete usulüne uygun başvuru bulunmadığını, davacının motorsiklet kullanıcılarının giymesi zorunlu olan kask, eldiven ve dizlik gibi koruyucu ekipmanları kullanmadığından ve ehliyetsiz olduğundan müterafik kusurunun bulunduğu, bu sebeple hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, SGK ödemelerinin sorularak varsa hesaplanacak tazminattan düşülmesi gerektiği, temerrütün oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile, geçici iş göremezlik ve kalıcı maluliyetten kaynaklı zararlar nedeni ile toplam 111.292,22 TL tazminatın davalının tazminatın reddine dair yazısının tarihi olan 08/03/2016 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; TRH tablosuna göre hesap yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tazminatın olması gerekenden fazla çıkması sonucunu doğurduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi içtihatlarında; PMF yaşam tablosu üzerinden hesap yapılması gerektiğini, hesaplamada %10 arttırım ve iskonto yönteminin kullanılacağının ifade edildiğini, bu hususlar gözetilerek anılan raporun hükme esas alınmamasını talep ettiklerini, mahkeme nezdinde alınan maluliyet değerlendirme raporunda meydana gelen arazlar ile kaza arasında illiyetin bulunmadığını, kazazedenin … Sigorta – … Sigorta ve … Sigorta olmak üzere üç ayrı başvurusunun olduğunu, bu başvurulara ilişkin üç ayrı trafik kazasının söz konusu olduğunu, mahkeme nezdinde alınan Adli Tıp Kurumu raporunda söz konusu hususun irdelenmediğini, kaza ile illiyetli arazların tespitinin yapılmadığını, … Devlet Hastanesi nezdinde 08.12.2015 tarihinde alınan maluliyet değerlendirme raporunda davacı yanın 25.11.2013 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle maluliyetinin oluşmadığının açık bir şekilde belirtildiğini, mahkeme nezdinde alınan ATK raporunda kaza ile illiyetli bulunmayan arazların da dikkate alınarak fahiş ve hatalı rapor tanzim edildiğini, kaldı ki her iki rapor arasında çelişkinin bulunduğunu, maluliyet oranının her kaza için ayrı ayrı şekilde olmak üzere ayrıştırılmasını ve çelişkinin giderilmesi gerektiğini, maluliyet oranını belirlenirken Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Güç Kaybı Yönetmeliği’ne göre değerlendirme yapılarak maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini, ancak bilirkişi raporunda bu hususa dikkat edilmeden değerlendirme yapıldığını, sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusurun bulunmaması sebebiyle müvekkili şirketin de sorumluluğunun doğmayacağını, ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporu ile mahkemece alınan kusur raporları arasında çelişkinin bulunduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğunun bulunmadığını, davacıya ödenen Geçici İş Göremezlik tazminatının ve varsa sürekli iş göremezlik gelirlerinin SGK’dan sorulmasını talep ettiklerini, ceza dosyasında uzlaşmanın olup olmadığı hususunun değerlendirilmediğini, davacının müterafik kusurunun olup olmadığı değerlendirme konusu yapılmadığını, temlik yasağı olmasına rağmen mahkemece temlik alan lehine olacak şekilde hüküm kurulduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekilirken hatalı şekilde müvekkili şirket aleyhine hüküm tesis edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı açılan geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatına yönelik maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin kusur raporuna yönelik istinaf sebebinin incelemesinde;
Dava konusu kazaya ilişkin tutulan kaza tespit tutanağında; meydana gelen kazada… plakalı araç sürücüsünün şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymama kuralını ihlal ettiği, … plakalı motosiklet sürücüsü … …’ın ise kazaya etken kural ihlali olmadığı belirtilmiştir.
Mahkemece kusur bilirkişisinden alınan kusur raporunda… plakalı araç sürücüsünün seyri sırasında aracının önünde bir öğrenci servisi minibüsünün yolun sağına yanaşarak durduğu anda, karşı yönden gelen trafik akışını kontrol etmeden sola manevra ile karşı yönden gelen trafiğe ait şeride girdiği sırada aracının ön kısımları ile kendi yolunda ve şeridinde hareket etmekte olan sürücü … … idaresindeki … plakalı motosikletin ön kısımları ile çarpışması şeklinde meydana gelen kazada… plakalı araç sürücüsünü iki yönlü yollarda karşı yöndeki trafik için ayrılan yol bölümüne girmeleri yasaktır kuralını ihlal ettiğinden %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü … …’ın ise kazaya etken kural ihlali olmadığı belirtilmekle hükme esas alınan kusur durumunun olayın oluşuna uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Bilindiği üzere Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre; 01/09/2013 sonrası ile 01/06/2015 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, (raporu düzenleyen heyet tarafından bu yönetmelik hükümlerine göre yukarıda açıklanan nedenlerle rapor düzenlenmesi olasılığının bulunmadığının bildirilmesi durumunda ise bu yine bu dönemde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor alınması) hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir.
Açıklamalar ışığında eldeki dosyaya baktığımızda, kaza tarihi … olup mahkemesince hükme esas alınan … tarihli Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporlarının, kaza tarihi olan …tarihinde yürürlükte bulunan (Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği’ne göre düzenlenemediğinden) Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, davacıların son film ve grafileri incelenmek ve bizzat muayene edilmek sureti ile raporun hazırlandığı, davalı vekili tarafından ileri sürülen … Devlet hastanesi tarafından düzenlenen 08.12.2015 tarihli raporda her ne kadar maluliyetin %0 olduğu belirtilmiş ise de raporun Devlet Hastanesi’nce tek hekim tarafından düzenlendiğinin anlaşıldığı, kaldı ki hükme esas alınan ATK raporunda söz konusu raporun da irdelendiği, hükme esas alınan ATK maluliyet raporunda yaralanma ile 25.11.2013 tarihli trafik kazası arasında illiyet kurulduğu anlaşıldığına göre davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
05.10.2021 Tarihli hesap raporunda, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre belirlenen %6.3 ve Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Raporu Yönetmeliği’ne göre belirlenen %8 oranındaki maluliyet durumlarına göre ikili değerlendirme yapıldığı görülmektedir. Yerel Mahkemece davacı tarafından itiraz edilmediğinden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gerekçesiyle %6.3 oranındaki maluliyet oranı esas alınarak düzenlenen hesaplamanın esas alındığı anlaşılmakla, her ne kadar Yerel mahkeme gerekçesi yerinde görülmemekte ise de hesaplamada neticeten doğru yönetmelik olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği göre belirlenen %6.3 oran esas alınarak belirlenen tazminat miktarına göre hüküm kurulduğu anlaşıldığından mahkeme gerekçesi düzeltilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin hesap raporuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı vekili hükme esas alınan hesap raporunda TRH 2010 yaşam tablosu kullanılmasının hatalı olduğunu, hesaplamanın PMF yaşam tablosuna göre yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, hükme esas alınan 05.10.2021 tarihli aktüer raporunun Anayasa Mahkemesinin 2019/…-2020/… Esas-Karar sayılı … günlü kararı, Danıştay … Dairesinin 2020/… sayılı dosyasında ZMMS genel şartlarının bazı maddelerine ilişkin verilen yürütmeyi durdurma kararı sonucu oluşan Yargıtay … Hukuk Dairesinin kararları ile uyumlu şekilde TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi kullanılmak sureti ile hazırlandığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin müterafik kusur yönünden istinaf sebebinin incelenmesinde;
Davalı vekili meydana gelen kazada esnasında davacının müterafik kusurunun irdelenmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, dosya kapsamında davacının sunulan maluliyet ölçüsünü belirtir raporun incelenmesinde, maluliyetinin bacak ve ayak bileği bölgesinde olduğu, yaralanmanın niteliği dikkate alınarak kask takılması halinde dahi zararın meydana geleceğinin anlaşılması, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken yönetmelikte dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmadığı, bu sebeplerle bu nedene dayanarak müterafik kusur indimi yapılması gerekmediği, zarara uğrayan kişinin kendisinin ehliyetsiz olarak araç kullanması durumunda bunun müterafik kusur oluşturmayacağı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatından olmadıkları yönündeki istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı vekili müvekkili kurumun geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını ileri sürmüş ise de, 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/…-2020/… Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı dikkate alındığında davacının zararının belirlenmesinde 01/06/2015 günlü ZMSS genel şartlarının dikkate alınamayacağı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle davacının tedavi sürecinde uğramış olduğu geçici iş görmezlik zararının davacının gerçek zararı niteliğinde olduğu, dolayısıyla davalı sigorta şirketi tarafından davacının uğramış olduğu bu zararın karşılanması gerektiği, kaldı ki hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatının davacının 18 yaşını doldurduğu tarihten itibaren hesaplandığı anlaşıldığından bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamakla, buna dair istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.(Aynı yönde Yargıtay 17. HD’nin 2019/6271 E-2020/8104 K sayılı 03/12/2020 günlü kararı)
Davalı vekilinin davacının SGK’dan ödeme alıp almadığının araştırılması gerektiği yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Dosya içerisinde mevcut SGK … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 03/11/2017 günlü cevabi yazısı ile davacının sigortalı bir çalışmasının olmadığı için geçici iş göremezlik raporunun bulunmadığı, bir ödenek ödenmediğinin bildirildiği anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin uzlaşmanın sağlanıp sağlanmadığının araştırılması gerektiğine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesi’nin … tarihli, 2023/… E, 2023/… K sayılı kararı ile iptal edilen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değiştirilen 253. maddesinin (19) numaralı fıkrasının beşinci cümlesinin (Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz;) artık uygulanamayacağı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin temlik yasağı bulunduğuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
5684 Sayılı Kanun’una 22/07/2020 tarihli, 7251 Sayılı Kanun’un 57 maddesi ile eklenen ek 6. maddesinde ” Bu Kanun uyarınca sigortacılık yapan kurum veya kuruluşlardan ya da Hesaptan talep edilecek tazminat alacağı ancak…… Tazminat alacağı, sadece hak sahibine veya avukatına ödenir ve birinci fıkrada belirtilen kişiler de dâhil olmak üzere hiç kimseye devredilemez. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunca belirlenir. ” düzenlemesi getirilmiştir
Temlik eden ile temlik alan taraflar arasında, 25.11.2013 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde oluşan zarardan kaynaklı alacağın 11.07.2018 tarihli temlikname ile devredildiği, temlik tarihi olan 11.07.2018 tarihi itibari ile yukarıdaki 22.07.2020 tarihli yasal düzenleme yürürlükte olmadığından temliknamenin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan mevzuata uygun olduğu, bu sebeple davacı temlik alanın aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 7.602,37 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 1.901,00 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 5.701,37‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (111.292,00TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.07/11/2023
… … … … … … … …
Başkan- … Üye- … Üye- … Katip-…
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.