Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/227 E. 2023/1616 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/227 – 2023/1616
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/227
KARAR NO : 2023/1616

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2021/… Esas, 2021/… Karar

DAVACILAR :

VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ : 26.09.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/11/2021 tarih, 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 10.06.2020 tarihinde meydana gelen çift tataflı trafik kazasında araçta yolcu konumunda bulunan müvekkillerinin oğlu …’in vefat ettiğini, vefat nedeniyle müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, … plakalı aracın ZMMS poliçe şirketi … Sigortaya dava öncesinde müracaatta bulunduklarını ancak müvekkillerine ödeme yapılmadığını, işbu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; herbir müvekkili için 30.000,00 TL olmak üzere toplan 60.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren mevduat faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacılar vekili 06.10.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini müvekkili davacı … yönünden 50.192,00 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kusur konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılması gerektiğini, müvekkiline sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olmadığını, müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini ve yetki itirazında bulunduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 28.100,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 01/01/2021 gününden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı … verilmesine, bu davacı tarafından fazlaya dair taleplerin reddine, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile 50.192,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 01/01/2021 gününden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı …. verilmesine karara verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunulmasına ilişkin dava şartının eksik belge ile taraflarına başvurulmuş olması nedeniyle yerine getirilmemiş olduğunu, bilirkişi raporundaki hesaplamaların ve hesaplama yöntemlerinin hatalı olduğunu ve hükme esas alınmasının yerinde olmadığını, somut olayda müteveffanın müterafik kusurundan dolayı tazminat tutarından indirim yapılmasının gerektiğini, ıslaha konu edilen rakam için ancak ıslah tarihinden itibaren yasal faiz istenilebileceğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/1-3 ve 55 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasından doğan maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davacı … yönünden davanın kısmen kabulüne, davacı … yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekilinin dava açılmadan evvel, davalı şirketi 2918 sayılı KTK 97. md.si gereği usulüne uygun bir başvuruda bulunulmadığına ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davacıların dava dilekçesinin dilekçesi ekinde 16.12.2020 gününde kaza tespit tutanağı, davacılara ait TC kimlik numarası ve kimlik fotokopisi, kaza yapan araca ait ekspertiz raporu, araca ait ruhsat bilgisi, kaza tarihini de kapsar şekilde davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen ZMMS poliçe örneği, nüfus kayıt örnekleri ölü muayene tutunakları ve başvuran davacıların vekiline ait vekaletname ile başvuruya rağmen davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı görülmüştür.
Buna göre başvuran davacıların, dava açmadan evvel önce gerekli evraklar ile zararın karşılanması için 2918 sayılı KTK 97. md.si gereği usulüne uygun şekilde başvuru yaptığı bu başvurunun davalı sigorta şirketi tarafında kabul edildiği hatta davalı sigorta şirketi tarafından başvurulan evraklar üzerinde inceleme yapıldığı anlaşılmakla, davacıların başvuran tarafından usulüne uygun bir şekilde başvuru yapılmadığına ilişkin istinaf başvurusu kabul edilmemiştir.
Davalı vekilinin hükme esas alınan hesap raporuna yönelik ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
TRH 2010 mortalite tablosu esas alınarak zararın belirlenmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebepleri ileri sürmektedir. Kararında TRH 2010 ve progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuştur.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90.maddesined yer alan “…Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır…” hükmü ile aynı Kanunun 92/i maddesinde yer alan; “… Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler…” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanununun 90.maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92.maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu durumda mağdurların zararının ve zararın kapsamının 2918 Sayılı Kanun ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiile dair hükümleri ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede Yargıtay tarafından verilen emsal kararlarda mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosunun uygulanması ve progresif rant yönteminin kullanılması içtihat edilmiştir.( Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 Esas, 2021/1848 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih ve 2020/2598 Esas, 2021/34 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 22.12.2020 tarih ve 2019/5206 Esas, 2020/8874 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/06/2021 gün ve 2021/ 2457 esas ve 2021 / 3304 karar sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13625 esas ve 2022/8912 karar sayılı 16/06/2022 günlü kararı)
İlk derece mahkemesi tarafından tarafından hükme esas alınan 28.05.2021 tarihi hesap bilirkişi raporu incelendiğinde bilirkişinin davacının zararın belirlenmesine ilişkin olarak “… desteğin veya hak sahiplerinin ‘TRH-2010 yaşam tablosuna göre belitlenen bakiye yaşam süreleri gözönünde bulundurtularak, progresif rant yöntemle hesaplama yapılacaktır…” tespitlerile davacıların zararı belirlenmiştir. Şu durumda, yukarıda açıklanan yerleşik Yargıtay kararları ile mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosu ve ayrıca progresif rant yönteminin uygulanması içtihad edildiğinden, hesaplama yöntemine ilişkin istinaf başvurusu haklı görülmemiştir
Öte yandan, bilinen durum varken farazi bir hesaplama yapılamayacağından rapor tarihi itibariyle dava dışı eş … 15.05.1960 doğumlu olduğu, kaza tarihi itibarıyla 60 yıl, 00 ay, 25 günlük olduğundan, 60 yaşında kabul edilmiştir. ‘TRH 2020 tablosuna göre bakiye muhtemel ömrü 21 yıl olup 2041 senesine kadar destek alması ihtimal dahilinde bulunduğundan bu süre sonuna kadar desteklik payı ayrılmıştır. AYİM tablosuna göre davacının hesap tarihindeki (61) yaşına göre yeniden evlenme ihtimali bulunmadığından tenzilat gerçekleştirilmemesi yerinde görülmüştür.
Yine, davalı sigorta şirketi tarafından müteveffanın ülkemizce emeklilik yaşı olarak kabul edilen 60 yaşında yani 07.12.2031 tarihinde emekli olacağı ve TRH2010 yaşam tablosu ile rapor tarihindeki yıl devri göz önüne alındığında aktif yaşam çalışma süresinin sonunun Yargıtay içtihatlarına göre doğru belirlendiği anlaşılmakla davalı vekilinin bu husustaki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı vekilinin müterafik kusur indirimine ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde; müterafik kusur iddiası yönünden desteğin ermniyet kemeri takıp takmadığının belitsiz olduğu, araçtan fırlama olayı yaşandığına ilişkin tespit bulunmadığı; desteğin yolcu olarak bulunduğu … plakalı otomobil sürücüsü …’in kanında yapılan alkol ölçüm sonucunun 0.00 (sıfır) promil olduğu; kaza tutanağında istiap haddinin aşıldığına dair tespit bulunmadığı; desteğin kesin ölüm sebebinin trafik kazası ile oluşumu mümkün künt kafa travmasıma bağlı kafatası kemik kıtıklarıyla birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti olduğu anlaşılmakla, müterafik kusur indiriminin uygulanmaması yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı vekilinin faiz başlangıç tarihine ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Öte yandan Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9. gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine 16.12.2020 tarihinde bir başvuruda bulunduğu dikkate alındığında davalı vekilinin bu husustaki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın yazılı şekilde karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.348,12 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 1.370,00 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 3.978,12 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekin bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 26.09.2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır