Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/216 E. 2023/2540 K. 28.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/216
KARAR NO : 2023/2540

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/… Esas, 2021/… Karar
DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2023

… Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/09/2021 tarih ve 2016/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ.
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.07.2016 tarihinde …/… bölgesinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı motosiklet ile … plaka sayılı araç arasında meydana gelen kazada müvekkilinin ağır yaralandığını, … plakalı aracın davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza nedeniyle davacının uzun bir süre yatağa mahkum kaldığını, tedavi döneminde birçok masraf yaptığını, maddi zarara uğradığını belirterek meydana gelen kaza neticesinde davacının geçici ve iş göremezlik tazminat bedeli olarak şimdilik 1.000,00 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 27/05/2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini 39.960,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin isminin … Sigorta AŞ olarak değiştiğini, davacının sürekli maluliyetini gösteren sağlık kurulu raporu ibraz edilmediğinden usulüne uygun başvurudan söz edilemeyeceğini, bu nedenle usulden reddi gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik talebinin trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışında olduğunu, müvekkili şirketin tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile kusur oranı ve poliçe limiti ile sorumlu olduklarını belirterek davacının maluliyet oranının ve tarafların kusur oranlarının tespiti gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davanın ıslah talebi doğrultusunda kısmen kabul kısmen reddi ile, % 20 hatır indirimi yapılarak neticeten 25.559,20 TL sürekli iş göremezlik, 6.408,80 TL geçici iş göremezlik maddi tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin ise reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan raporda maluliyet oranının %4 olarak tespit edildiğini, söz konusu raporun eksik ve hatalı olduğunu, rapora karşı itiraz ettiklerini, ancak yerel mahkemece itirazlarının kabul edilmediğini, dosyaya sunulan 18.11.2020 tarihli hesap raporunun TRH 2010 genel şartlarda belirtilen 1,8 teknik faiz uygulanarak yapılmış olduğunu, işbu hesaplama tekniğini kabul etmediklerini, ayrıca hesap raporu tarihinin 2020 yılı olduğunu, ancak işbu davalarının 2021 yılında sonuçlanmış olduğunu, tazminat hesabında hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin / gerçek ücret esas alınmasının zorunlu olduğunu, 2021 yılı için net asgari ücret miktarının 2.825,90 TL olduğunu, hesaplamanın güncel verilere göre yapılmasının zorunlu olduğunu, davacının gelirinin asgari ücreti aşar mahiyette olduğunu, düşük seçenekli hesaplamayı kabul etmediklerini, yerel mahkeme kararındaki maddi hatır taşıması indirimini de kabul etmediklerini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3. ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili istinaf etmiştir.
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılamada; tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, davacının görmüş olduğu tedavilere ilişkin belgeler ve hasar dosyası dosyaya kazandırılmış, davacının 23/07/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazası sebebiyle maluliyetinin bulunup bulunmadığı yolunda ATK 2. İhtisas Kurulundan ve 2. Üst Kuruldan rapor alınmış, akabinde talimat mahkemesi aracılığıyla kusur ve hesap raporu alınarak belirlenen tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf istemi üzerine dairemizce tensip yapılarak hesap bilirkişisi …’tan 01/12/2023 tarihli bilirkişi raporu alınmış ve taraflara tebliğ edilmiş olup, taraflar bilirkişi raporuna karşı itirazlarını yazılı dilekçeleri ile dairemize bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporuna ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde; Yargıtay 17. ve 4. Hukuk Dairelerinin yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli Tıp Kurumu İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre; 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerekmektedir.(Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/4121 esas ve 2018/8559 karar sayılı kararı yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/13431 esas ve 2022/8667 karar sayılı kararları da aynı yöndedir.)
Bu açıklamalara göre davacının yaralanmasına ilişkin trafik kazasının 23/07/2016 tarihinde meydana geldiğine göre davacının maluliyet oranının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanmış sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi gerekmektedir.
İlk derece mahkemesinin kararına dayanak yapılan ATK 2. İhtisas kurulu tarafından düzenlenen 20/01/2020 tarihli, 544 sayılı rapor incelendiğinde söz konusu raporun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine düzenlenmiş olduğu görülmektedir. Buna göre davacı vekilinin bu yoldaki istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Davacı vekilinin hükme esas alınan hesap raporuna ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Davacı vekili hükme esas alınan ve TRH 2010 mortalite tablosu esas alınarak 1.8 teknik faiz uygulanmak suretiyle zararın belirlendiği 18/11/2020 tarihli hesap raporuna süresi içerisinde hesaplama yöntemine yönelik olarak itiraz etmiştir. İlk derece Mahkemesi kararında hükme esas alınan 18/11/2020 tarihli hesap raporunda TRH 2010 mortalite ve yeni poliçe genel şartlarında bildirilen usul ve esaslar kapsamında yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda da hesaplama yöntemine ilişkin istinaf itirazlarını ileri sürmüştür.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90.maddesined yer alan “…Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır…” hükmü ile aynı Kanunun 92/i maddesinde yer alan; “… Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler…” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanununun 90.maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92.maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu durumda mağdurların zararının ve zararın kapsamının 2918 Sayılı Kanun ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiile dair hükümleri ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede Yargıtay tarafından verilen emsal kararlarda mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosunun uygulanması ve progresif rant yönteminin kullanılması içtihat edilmiştir.( Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 Esas, 2021/1848 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih ve 2020/2598 Esas, 2021/34 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 22.12.2020 tarih ve 2019/5206 Esas, 2020/8874 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/06/2021 gün ve 2021/ 2457 esas ve 2021 / 3304 karar sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13625 esas ve 2022/8912 karar sayılı 16/06/2022 günlü kararı)
Şu durumda, yukarıda açıklanan yerleşik Yargıtay kararları ile mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosu ve ayrıca progresif rant yönteminin uygulanması içtihad edildiğinden, hesaplama yöntemine ilişkin davacı istinaf itirazı haklı görülmüş, dairemizce tensip yapılarak dosya hesap bilirkişisine tevdi edilmek suretiyle 01/12/2023 tarihli hesap raporu alınmış ve taraflara tebliğ edilmiştir.
01/12/2023 tarihli hesap raporuna taraflar itiraz etmişlerse de; raporun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu anlaşılmakla, tarafların rapora itirazlarının reddi gerekmiştir. Dairemizce hükme esas alınan 01/12/2023 tarihli rapora göre davacının geçici iş göremezlik zararı 8.011,62 TL, kalıcı iş göremezlik zararı 176.813,67 TL’dir. İlk derece mahkemesinde davacı 27/05/2021 tarihli dilekçesi ile talebini 39.960,00 TL’ye yükseltmiştir. 6100 sayılı Kanunun 357.maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairelerinde ıslah yapılamayacağından davacının geçici iş göremezlik zararı 8.011,62 TL, kalıcı iş göremezlik zararı 176.813,67 TL olarak belirlenip, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmuştur.
Davacı vekilinin ilk derece mahkemesince uygulanan hatır taşıması indirimine karşı da istinaf itirazlarını ileri sürmüştür.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.
Somut olayda; davacının … plakalı motosiklette yolcu olarak bulunduğu, davanın … plakalı aracın ZMMS şirketine açıldığı, davacının sigortalı araçta taşınmadığı, giderek hatır taşıması indirimi koşullarının oluşmadığı halde mahkemece belirlenen tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapıldığı, bu hususun usul ve esas bakımından hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir.
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, giderek esas hakkında taleple bağlı kalınarak yeniden hüküm kurulmasına, bu suretle davanın kabulüne, davacının geçici iş göremezlik zararının 8.011,62 TL ve kalıcı iş göremezlik zararının 176.813,67 TL olduğunun tespitine, 8.011,00 TL geçici iş göremezlik ve 31.949,00 TL kalıcı iş göremezlik zararı toplamı 39.960,00 TL tazminatın dava tarihi olan 07/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere … Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/09/2021 tarih ve 2016/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, giderek esas hakkında taleple bağlı kalınarak yeniden hüküm kurulmasına, bu suretle;
2-Davanın kabulü ile; davacının geçici iş göremezlik zararının 8.011,62 TL ve kalıcı iş göremezlik zararının 176.813,67 TL olduğunun tespiti ile taleple bağlı kalınarak 8.011,00 TL geçici iş göremezlik ve 31.949,00 TL kalıcı iş göremezlik zararı toplamı 39.960,00 TL tazminatın dava tarihi olan 07/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına,
Harç yönünden:
3-a)İlk derece mahkemesince 08/09/2021 günlü karar ile davalılardan tahsiline karar verilen harcın davalılardan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine, dairemiz kararına göre yeniden harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
b-)Harç tahsil edilmiş ise tahsil edilen miktarın Dairemizce tahsiline karar verilen bakiye harçtan mahsubu ile bakiyesinin tahsilinin istenmesine,

4-Harçlar Kanunu uyarınca davalıdan alınması gereken 2.729,67 TL karar harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 163,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.566,47 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Yargılama giderleri yönünden:
5-Davacı tarafça yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti, adli tıp rapor masrafı ve harçlar olmak üzere toplam 5.563,19 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Vekalet ücreti yönünden:
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri açısından;
9-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Davacı tarafından yapılan 1.814,71 TL istinafa dosya gönderme ve bilirkişi ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
13-Talep halinde inceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince, varsa, istinaf eden tarafça yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre İİK’nın 36/5. fıkrası gereğince yatıran/ sunan tarafa iadesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekin bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.28/12/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.