Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2026 E. 2022/1526 K. 01.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2026 – 2022/1526
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2026
KARAR NO : 2022/1526

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/02/2022
NUMARASI : 2022/…Esas

DAVACILAR : 1-…-
2-…ya – – velayeten …T.C.:
3-… – –
4-… – –
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1-…SİGORTA A. Ş. V.N.:
2-… SİGORTA A.Ş V.N.: 3 –
3-… – –
4-… – –
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : …

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… Esas sayılı dosyasında 02/02/2022 günlü ara kararı ile kurulan ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karar aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın eşi ve diğer davacılardan … ve …’in anneleri diğer davacı …’nan kızı olana …’nın 29/01/2020 tarihinde davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki … plaka numaralı ticari taksi vasfındaki araçta yolucu konumunda seyahat etmekte iken diğer davalılardan …’in sevk ve idaresindeki …plakalı araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkillerinin kusurunun bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücülerinin asli ve tam kusurlu olduklarını, sigorta şirketlerinin de sigortacı şirket olmaları sebebi ile müvekkillerinin maddi zararından sorumlu olduklarını belirterek, dava miktarı belirsiz tazminat davası olduğundan müvekkillerinin talep edebileceği maddi tazminat miktarının (destekten yoksun kalma) tespit edilerek ileride harcı tamamlanmak üzere her bir davacı yönünden 100,00 TL olmak üzere toplam 400,00 TL tazminatın davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihinden, davalı şirketler yönünden ise temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacılardan … için ayrı ayrı 150.000,00 TL, … için 200.000,00 TL, … için ise 150.000,00 TL olmak üzere toplam 650.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, mahkemece ön bir aktüerya raporu alınarak tespit edilecek maddi zararın en az %50’sinin müvekkillerine avans olarak ödenmesine karar verilmesini, ayrıca müvekkillerinin hak ve alacaklarının dava boyunca güvence altına alınabilmesi ve dava sonucunda da hükmedilecek tazminatın infazının sağlanabilmesi adına davalılar adına kayıtlı bulunan taşınmaz ve araçlara ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 02/02/2022 günlü tensip ara kararı ile; talebe konu tüm mal varlıkları doğrudan dava konusu oluşturmaması ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun da mevcut olmaması nazara alınarak davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: İhtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı davacılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkillerinin murisinin geçirmiş olduğu trafik kazasında vefat ettiğini, müvekkillerinin murisinin desteğinden mahrum kaldığını, murisin kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığını, bu nedenle mahkemece geçici ödeme yapılmasına dair talepleri yönünden bir karar verilmemesinin hatalı olduğunu, dava konusu olayda uyuşmazlık konusu para alacağının belli olduğunu, davacıların ihtiyati haciz isteminin İ.İ.K’nın 257 ve devamı maddeleri kapsamında değerlendirilerek kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yönündeki ara kararı kabul etmediklerini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, meydana gelen ölümlü trafik kazası sonucu açılan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece davacılar vekilinin ihtiyati tedbir kararının reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin ihtiyati tedbirin kabulüne karar verilmesi gerektiği yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili davalı şirketin paylarının hacze kabil mali değerinin kötü niyetli davalılar tarafından düşürüleceğini ve şirket mallarının satılarak şirket paylarının ekonomik değerinin yok edileceğini, söz konusu durumun önüne geçilebilmesi amacı ile şirket taşınmazlarının beyanlar hanesi üzerine iş bu davanın şerh edilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 389. maddesi uyarınca, uyuşmazlık konusu olan mal, hak ve alacaklar üzerine ihtiyati tedbir konulması mümkün olup, dava tazminat istemine yönelik olduğundan, 29/01/2020 tarihinde meydana trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılan davada, davacı vekilince davalılara ait tespit edilecek taşınmazların, araçların ve gayrimenkullerin kayıtları üzerine dava sonunda karar kesinleşinceye kadar ihtiyatı tedbir konulmasına karar verilmesi istenmiş ise de tedbir konulması istenen menkullerin açılan tazminat davasının konusu olmadığı, talebin dayanağını oluşturan HMK’nın 389 ve devamı maddelerindeki yasal koşulların da somut olayda bulunmadığı anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince talebin reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamıştır
Davacı vekili istinaf dilekçesinde tedbir talebinin ihtiyati haciz olarak değerlendirilip buna göre karar verilmesi gerektiği halde mahkemece bu yönde karar verilmemesinin hatalı olduğunu ve yine geçici ödeme talebi konusunda olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek bu yönde karar verilmesini talep etmiş ise de,
HMK 26.maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır.
Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Eldeki dosyaya baktığımızda davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesi incelendiğinde davalıların 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması talebinde bulunulmadığı, davacının açık bir şekilde davalılar adına kayıtlı mal varlığı üzerine ve kazaya karışan araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği görülmektedir. Bu kapsamda mahkemesince yukarıda açıklandığı gibi dava konusu olmayan mal varlığına ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine karar verilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesinin sonuç kısmında davalıların mal varlığına ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz uygulanmasını talep etmiş ise de, 6100 sayılı HMK ve 2004 sayılı İİK hükümlerinde ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir niteliğinde bir geçici hukuki koruma yöntemi de bulunmaktadır. Bu nedenle talep yönünden herhangi bir karar verilmemiş olmasında bir yanlışlık bulunmamaktadır.
Mahkemesince davacının geçici ödeme istemi konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olup davacı vekili ilk derece mahkemesince bu konuda karar verilmediğinden dairemizce bu hususta karar verilmesini ve yine davalıların mal varlığına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiş ise de ilk derece mahkemesince verilen hangi kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği HMK 341. Maddesinde düzenlenmiştir,
HMK 341 maddesi:
” İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir:
a) Nihai kararlar.
b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar.” karşı istinaf yoluna başvuru yapılabilir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince davacının usulüne uygun şekilde yapmış olduğu geçici ödeme talebi üzerine verilen bir red ara kararı bulunmamaktadır. Ve yine davacı tarafından da ilk derece mahkemesinden usulüne uygun şekilde bir ihtiyati haciz istemi de bulunmadığından mahkemece bu yönde herhangi bir hüküm tesis edilmemiştir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunda talep etmiş olduğu ihtiyati haciz ve geçici ödeme kabul kararı verilmesi gerektiği yönündeki istemi bakımından dairemizce ilk derece mahkemesi tarafından HMK 341. maddesi anlamında verilen ihtiyati haciz isteminin reddi ve geçici ödeme talebinin reddine ilişkin bir ara karar bulunmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin usulden reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… Esas sayılı dosyasında 02/02/2022 günlü ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verile ara kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunda talep etmiş olduğu ihtiyati haciz ve geçici ödeme kabul kararı verilmesi gerektiği yönündeki istemi bakımından ilk derece mahkemesi tarafından HMK 341. maddesi anlamında verilen ihtiyati haciz isteminin reddi ve geçici ödeme talebinin reddine ilişkin bir ara karar bulunmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin USULDEN REDDİNE
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin ve tam alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f. maddesi gereğince; KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi….

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır