Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/143 E. 2023/1919 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/143 – 2023/1919
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/143
KARAR NO : 2023/1919

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : … …
VEKİLİ : Av…

DAVALI : … SİGORTA
VEKİLİ : Av…
İHBAR OLUNAN :…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 24/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/10/2023

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2021 tarih ve Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/04/2018 tarihinde sürücü … … idaresindeki … plakalı motosiklet ile seyir halinde iken sürücü … … idaresindeki … plakalı motosiklet ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketine 02/11/2018 tarihinde başvuruda bulunduklarını ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla kalıcı iş gücü kaybından dolayı 500 TL, geçici iş gücü kaybından dolayı 500 TL olmak üzere toplam 1.000 TL maddi tazminatın ihbar tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, tarafların kusur oranlarının ve davacının maluliyetinin tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, davacının motosiklete binerken gerekli emniyet tedbirlerini almamasından dolayı müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulüne 12.169,58 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 191.540,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 203.709,58 TL maddi tazminatın 15/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı yanın kaza tarihi itibarıyla yaşı 29,27, rapor tarihi itibarıyla de yaşı 32,68, TRH yaşam tablosuna göre de muhtemel bakiye ömür süresinin de 41,89 olması gerekirken, hesap raporunda davacının bakiye ömür süresi 1,5 yıl fazla hesaplandığından 9.484,00-TL. fazla hesaplama yapılması nedeniyle işbu bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, gerçek zarar hesaplaması yapamayan davacının bakiye ömür süresinin 41,89 olması nedeniyle yapılan hesap hatasını gidermeden karar veren Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, davacı yanın işbu davayı belirsiz alacak davası olarak açmayıp kısmi dava olarak açtığından ıslahla arttrılan miktara, itirazlarına rağmen ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, davacı yanın geçici iş göremezlik tazminatı istemlerinin poliçe teminatı dışında olduğunu, hükme esas alınan 08.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda prograsif rant hesabına göre yapıldığını, TRH-2010 yaşam tablosunun, %1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılmasına karar verilmesi gerektiğini, … plakalı motorsiklet sürücüsü olan davacının kaza esnasında motorsiklet dizliklerinin takılı olmaması nedeniyle efor kaybının artmasında müterafik kusurunun olduğunu, davacı yanın kaza nedeniyle maluliyetinin diz eklem hareket kısıtlılığına bağlı maluliyet olduğunu, Adli Tıp uzmanına sevk edilerek davacının motorsiklet dizliklerinin takılı olup olmamasının efor kaybının artmasında etkisinin olup olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50 ve 54. maddeleri kapsamında trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin hesap raporuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı vekili hükme esas alınan hesap raporunda prograsif rant yöntemi kullanılmasının hatalı olduğunu, hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, hükme esas alınan 18.03.2021 tarihli aktüer raporunun Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı, Danıştay 8. Dairesinin 2020/5413 sayılı dosyasında ZMMS genel şartlarının bazı maddelerine ilişkin verilen yürütmeyi durdurma kararı sonucu oluşan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kararları ile uyumlu şekilde TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi kullanılmak sureti ile hazırlandığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekili tarafından hükme esas alınan hesap raporunda davacının bakiye yaşam süresinin fazla hesaplandığı, bu nedenle toplam tazminatın fazla hesaplandığı gerekçesiyle hesap raporunun hatalı olduğu ileri sürülmüş olmakla; Yargıtay kararları ile TRH 2010 mortalite tablosu ve ayrıca propresif rant yönteminin uygulanması içtihad edildiğinden, hükme esas hesap raporunda esas alınan yaşam tablosu ve hesaplama yönteminin yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı 01.01.1989 doğumlu olup, kaza tarihi itibariyle 29 yıl 3 ay 8 günlük olup 29 yaşında kabul edilmiş ve bakiye ömrü TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre 45 yıl olarak kabul edilmiş olmakla bakiye ömrünün tespitinde her hangi bir hata bulunmamakta ise de muhtemel yaşam sonu tarihinin 2065 yılı sonu olarak tespit edilmesi hatalıdır. Bakiye yaşam süresinin 45 yıl olduğu dikkate alındığında, muhtemel yaşam sonu tarihinin 2063 yılı sonu olması gerektiği anlaşılmaktadır.

Buna göre davacının muhtemel yaşam sonu tarihinin 2063 yılı sonu olduğu dikkate alındığında, 08.09.2021 tarihli hesap raporu esas alınarak Dairemizce resen yapılan hesaplamada; 2064 ve 2065 yıllarına ait net gelirin bulunan toplam net gelir miktarından çıkarılması sonucunda toplam net gelirin 1.604.134,56 TL olduğu, toplam kalıcı iş göremezlik miktarının 1.712.135,61 TL olduğu, bu miktarın maluliyet ve kusur oranına göre hesaplanması sonucu 184.910,65TL kalıcı iş göremezlik zararının oluştuğu tespit edilmiştir.
Yukarıda açıklandığı gibi davacının kalıcı iş göremezlik zararının 184.910,65TL olduğu halde daha fazlasına hükmolunduğu anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Davalı vekilinin ıslah edilen kısım yönünden faiz başlangıç tarihine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Bu nedenle ıslah edilen kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmemiş olması yerinde görülmekle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.

Davalı vekilinin geçici işgörmezlik tazminatına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesi 17/7/2020 Tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararı ile; Genel şartlar TTK’nın 1425, Sigortacılık Kanunu 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile genel şartların hükümleri uygulanacaktır. (Aynı yönde Yargıtay. 17 Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 sayılı kararı)
Açıklanan sebeplerle eldeki davada; iptal edilen Karayolları Trafik Kanun’un 90. maddesindeki “Genel Şartlar” ibaresi gereğince teminat dışı bırakılan geçici iş göremezlik tazminatı yönünden, yukarıda yazılı Anayasa Mahkemesi kararı gereği davalı Sigorta Şirketinin sorumluluğunda olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin müterafik kusura ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Dosya kapsamında davacının sunulan maluliyet ölçüsünü belirtir raporun incelenmesinde, maluliyetinin bacak bölgesinde kemik kırığına bağlı olduğu, maluliyetin kafa bölgesinde bulunmaması nedeniyle kask takılıp takılmamasının müterafik kusur yönünden somut olayda öneminin bulunmadığı, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken yönetmelikte dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmadığı, bu sebeple bu nedene dayanarak müterafik kusur indimi yapılması gerekmediği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı, davalı vekilinin istinaf başvurusu kısmen haklı görülmekle kalıcı iş göremezlik tazminat miktarı davalı lehine indirilmek üzere yeniden hüküm kurulmak suretiyle HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 12.169,58 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 184.910,65 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 197.080,23‬ TL maddi tazminatın 15/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-a-)Harçlar Kanunu uyarınca davalıdan alınması gereken 13.462,53-TL karar harcından, peşin yatırılan 744,60- TL harcın mahsubu ile bakiye ‭12.717,93‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b-)İlk derece mahkemesince 29/09/2021 günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine,
c-)Harç tahsil edilmiş ise tahsil edilen miktarın Dairemizce tahsiline karar verilen bakiye harçtan mahsubu ile fazla yatan kısmın iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 31.532,84-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.629,35-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplamda 2.774,30 TL yargılama giderinden kabul – red oranına göre hesaplanan 2.684,01 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmının davacının üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yapılan toplamda 788,80 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri açısından;
9-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Davalı tarafından yapılan 64,60-TL istinafa dosya gönderme ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
13-Talep halinde inceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince, varsa, istinaf eden tarafça yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre İİK’nın 36/5.fıkrası gereğince yatıran/ sunan tarafa İADESİNE,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (197.080,23‬ TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 24/10/2023

Başkan
Üye

Üye

Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.