Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1256 E. 2022/1782 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1256 – 2022/1782
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1256
KARAR NO : 2022/1782

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI : 2017/… Esas, 2019/… Karar

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
3- … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …

DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 27/09/2022

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2022

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/06/2019 tarih ve 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08.09.2016 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile seyir halinde iken yaya konumunda …’ye çarpışması sonucu müvekkillerinin desteği …’nün vefat ettiğini, … plakalı aracın ZMMS poliçesi davalı … Sigorta tarafından düzenlendiğini, müvekkilleri nişanlı-anne ve babanın destekten yoksun kaldıklarını, iş bu sebeplerden dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 3.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilinin hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 24/04/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava değerini, … bakımından 15.824,88 TL daha artırmakla toplam 16.824,88 TL’ye, … bakımından 20.408,16 TL daha artırmakla toplam 21.408,16 TL’ye, … bakımından 105.607,31 TL daha artırmakla toplam 107.107,31 TL’ye arttırmıştır.
CEVAP: Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının poliçe limiti ve sürücü kusuru ile sınırlı olduğunu, tazminat başvuru sonucu toplam 72.616,84 TL destekten yoksun kalma tazminatının davacılara ödendiğinden davanın reddi gerektiğini, aksi taktirde ödemenin güncellenmesi gerektiğini, SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılmış ise tazminattan indirilmesi gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davacılardan … tarafından davalıya karşı açılan davanın reddine, davacılardan …’nün açtığı davanın kabulü ile 16.824,88 TL’nin temerrüt tarihi olan 15/03/2019 gününden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı …’ye, …’nün açtığı davanın kabulü ile 21.408,16 TL’nin temerrüt tarihi olan 15/03/2019 gününden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı …’ye verilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin bu kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusu yapılması üzerine Dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde 09/09/2020 tarihli 2019/1705 Esas 2020/1088 Karar sayılı kararı ile “Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen Kabulü ile; davacılardan … tarafından davalıya karşı açılan davanın reddine, davacılardan … Süslünün açtığı davanın kabulü ile; 16.824,88 TL’nin temerrüt tarihi olan 15/03/2019 gününden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı …’ye verilmesine, davacılardan …’nün açtığı davanın kabulü ile; 21.408,16 TL’nin temerrüt tarihi olan 15/03/2019 gününden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı … Süslüye verilmesine,” karar verilmiştir.
Dairemizin iş bu kararına karşı davacılar vekili tarafından temyiz başvurusu yapılmış olup, dairemizin kararı Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15277 Esas 2022/4707 Karar sayılı kararı ile;
“1-Dosyadaki yazılara, kanuna uygun gerektirici nedenlere ve HMK’nın 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, davacılardan … yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF 1931” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince hükme esas alınan 14/08/2020 tarihli aktüerya raporunda, ZMSS Yeni Genel Şartları gereğince, davacılar ve destek için muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesinde, TRH yaşam tablosu esas alınmış ve iskonto oranı %1,8 (teknik faiz) uygulanarak hesaplama yapılmış, devre başı ödemeli belirli rant yöntemine göre davacıların hak ettiği tazminat miktarı belirlenmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, Dairemizin Yargıtayda uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirmesi nedeniyle, tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması gerektiğinden,TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak hesaplama yapılması uygundur. Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı kararı gereği, destek tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığı Dairemizce kabul edilmektedir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle; davacıların ve desteğin bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplamanın yapıldığı bilirkişiden öncelikle sigorta şirketince yapılan ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenerek (ödeme tarihindeki asgari ücret vs. dikkate alınarak) hesap yapılması, ödemenin yetersiz olduğu kanaatine varılması halinde rapor tarihindeki güncel veriler dikkate alınarak hesaplama yapılması için ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden,Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2-b.maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Somut olayda, davacının poliçe kapsamında ödeme yapılmasını sağlamak için,davacılar … ve … tarafından , davalıya 07/10/2016 tarihinde başvuru yaptığı ve davalının 14/12/2016 tarihinde davacı … için 39.260,41 TL ve … için 33.356,43 TL olmak üzere toplam 76.214,84 TL ödeme yaptığı; ödemenin yetersiz olduğu iddiası ile eldeki davanın açıldığı görülmektedir.
Bu durumda davalı sigorta şirketinin,davacılar … ve … yönünden , sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrasına tekabül eden 20/10/2016 tarihinde temerrüde düştüğü gözetilerek faiz başlangıç tarihinin belirlenmesi gerekirken, hatalı şekilde hesap raporunun düzenlendiği tarih olarak belirlenmesi doğru görülmemiştir.
4- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4 maddesinde;” maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” düzenlemesine yer verilmiş olup,davacılardan … yönünden davanın tamamen reddine karar verilen incelemeye konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4-c nolu bendinde davalı taraf yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, kararda yazılı olduğu şekilde; tam ve nispi olarak hesaplanan 11.318,58 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
5- 02/01/2020 tarih ve 30996 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2.maddesinde, bölge adliye mahkemelerinde istinaf başvurusu üzerine görülen işlerin duruşmalarının ayrı avukatlık ücreti gerektireceği; ikinci kısım ikinci bölümünde, bölge adliye mahkemelerinde istinaf başvurusunun birden fazla duruşma ile incelenmesi durumunda 3.400,00 TL avukatlık ücretine hükmedileceği düzenlenmiştir.
İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar … ve …’nın her birinin desteğin vefatı nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden ayrı ayrı duruşma vekalet ücreti verilmesi gerekirken yazılı şekilde tek duruşma vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15277 Esas 2022/4707 Karar sayılı bozma kararından sonra Dairemizce tensip zaptı hazırlanmış ve bozma kararı taraf vekillerine usulünce tebliğ edilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15277 Esas 2022/4707 Karar sayılı sayılı bozma ilamına ilişkin olarak tarafların beyanları alındıktan sonra Dairemizce yapılan 17/05/2022 tarihli duruşma ara kararı ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15277 Esas 2022/4707 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uygun şekilde davacılar … ve …’nın oğullarının vefatı nedeni ile uğradıkları destekten yoksun kalma zararının doğru bir şekilde tespiti bakımından konusunda uzman aktüer bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Söz konusu rapora göre ödeme tarihi itibarı ile yapılan değerlendirmede davalı sigorta tarafından davacı …’ya 33.356,00 TL davacı …’e ise 39.260,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığı, ne var ki davacı …’nın gerçek zararının ödeme tarihindeki verilere göre 55.440,00 TL olduğu, davacı …’in ise 78.663,00 TL zararının bulunduğu, bu itibarla davalı tarafından yapılan ödemenin davacıların tüm zararını karşılamadığı, davacıların bakiye zararın tazmini talep etmekte haklı oldukları anlaşılmıştır.
Dairemizce alınan bilirkişi raporunda Yargıtay bozma ilamına uygun şekilde, hesap tarihindeki veriler kullanılmak sureti ile ve davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce yapılan ödemenin güncellenerek indirilmesi neticesinde davacı …’nın gerçek zararının 160.214,00, davacı …’in gerçek zararının ise 236.137,00 TL olduğu görülmüştür. Söz konusu toplam zarar miktarının davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen ZMMS poliçe limiti olan 310.000,00 TL’yi aşmış olması nedeni ile garame hesabı yapılmış ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş değerinin indirilmesi neticesinde sonuç olarak davacı …’nın gerçek zararının 78.928,00 TL olduğu, davacı …’in ise gerçek zararının 130.100,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
HMK 357 maddesi gereğince bölge adliye mahkemesinde ıslah imkanı bulunmadığından davacı tarafından herhangi bir ıslah başvurusu yapılmamış, bu nedenle dairemizce yeniden hüküm kurulurken dairemizin ilk kararında belirtilen tazminat miktarlarının aynen tahsiline karar verilmiş, ne var ki dairemizce davacıların gerçek zararının (davacı …’nın gerçek zararının 78.928,00 TL olduğu, davacı …’in ise gerçek zararının 130.100,00 TL ) bu şekilde tespiti ile davacıların fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde dairemizce kurulan 09/09/2020 günlü kararda yargılama gideri ve vekalet ücretleri hatalı olarak belirlenmiş olduğundan bozma ilamına uygun şekilde yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
davacı … Yönünden Dairemizce verilen davanın reddine ilişkin karara yönelik yapılan temyiz başvurusu Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesi ile temyiz başvurusunun reddine karar verilmiş dolayısı ile bu davacı yönünden açılan tazminat davasının kesinleştiği anlaşıldığından bu davacının davası yönünden esas bakımından yen,iden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Ne var ki Yargıtay 4: Hukuk Dairesinin bozma kararının 4 nolu bendinde bu davacı lehine olacak şekilde vekalet ücreti yönünden verilen bozma kararına uygun şekilde yeniden hüküm tesis edilmiştir.
HMK 353/1-b-3 maddesine göre “Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre davacının istinaf başvurusunda belirtmiş olduğu hükme esas alınan aktüer hesap raporunun hatalı olduğu anlaşılmış ve dairemizce bilirkişiden ek rapor alınmak sureti ile bu eksilik dairemizce tamamlanmış olmakla yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına dair , aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
2-HMK’nın 353/1b-2 maddesi gereğince Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/06/2019 tarih ve 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1. fıkrası (b) bendinin 3. maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
3-a)-Davacılardan … tarafından davalıya karşı açılan davanın reddine ilişkin hüküm Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15277 Esas 2022/4707 Karar sayılı ilamı ile onanmak sureti ile kesinletiğinden bu davacı yönünden YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
3-b)-Davacılardan … …’nün açtığı davanın Kabulü İle; 16.824,88 TL’nin temerrüt tarihi olan 20/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı … …’ye verilmesine, DAVACININ FAZLAYA DAİR HAKLARININ SAKLI TUTULMASINA,
3-c)-Davacılardan … …’nün açtığı davanın Kabulü İle; 21.408,16 TL’nin temerrüt tarihi olan 20/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı … …’ye verilmesine, DAVACININ FAZLAYA DAİR HAKLARININ SAKLI TUTULMASINA,
3-d)-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/06/2019 tarih ve 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı ilamının davacılar tarafından Adana 4. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında infaza konulduğu ve bu dosyadan davalının bir miktar ödeme yaptığı bildirildiğinden dairemizce hükmolunan tazminatın tahsilinde anılan icra dosyasında ödenen tutarlar dikkate alınarak infazda tekerrüre esas olmamak üzere davalı sigortadan tahsiline,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.611,70 TL karar harcından, peşin alınan ve ıslah ile alınan 516,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.095,30 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 516,40 TL peşin harcın tamamının davalıdan alınarak davacılar … ve … Süslüye ödenmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 478,50 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.878,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre, 757,21 TL’sinin davalıdan alınarak davacılar … ve … …’ye ödenmesine, diger yapılan yargılama giderlerinin davacı … üzerinde bırakılmasına,
7-a)-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduklarından A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … Süslüye ödenmesine,
7-b)-5-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduklarından A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … Süslüye ödenmesine,
7-c)-Red edilen kısım yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT’nin ilgili maddesi uyarınca hesaplanan 3,400,00 TL vekalet ücretinin davacı … Süslüden alınarak davalıya verilmesine,
8-MK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,

İstinaf giderleri bakımından;
9-Davacı … istinaf aşamasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve birden fazla duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 2.kısım 2.bölüm 17.maddeye göre hesaplanan 11.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’ye verilmesine,
10-Davacı … istinaf aşamasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve birden fazla duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 2.kısım 2.bölüm 17.maddeye göre hesaplanan 11.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’ye verilmesine,
11-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
12-Davacılar tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan tebligat gideri, posta masrafı, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.109,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda oy birliği ile alenen karar verildi.27/09/2022

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır