Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1131 E. 2022/876 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1131 – 2022/876
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1131
KARAR NO : 2022/876

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
TALEP : İHTİYATİ HACİZ

KARAR TARİHİ : 19/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.01.2022 tarih ve … Esas sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketçe kasko poliçesi ile sigortalı olan aracın karıştığı trafik kazası sonucu hasar oluştuğu, meydana gelen kaza sebebiyle …’a poliçe koşulları gereğince 07.01.2021 tarihinde 152.411,86 TL hasar tazminatı ödendiğini, kazaya konu … plakalı aracın kazada kısmen değerini kaybetmesi ve dava bedelinin yüksek olması sebebiyle söz konusu aracın ve uyap taramasına göre davalı adına tespit edilecek başkaca araç ve taşınmazların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve alacağın temini bakımından, davacı müvekkilin sigorta şirketi olması ve tedbir talebinin kayda münhasır olması sebebiyle teminatsız olarak ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz şerhi işlenmesine, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 04.01.2022 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; Ekspertiz raporuna göre aracın değişen yedek parçalarının piyasa değeri 156.051,53 TL olduğunu, işçilik tutarının ise 5.401,80 TL olarak hesaplandığını, hasar resimleri ve ekspertiz raporu ile sigortalı araçta meydana gelen hasar ile yapılan ödemenin uyumlu olduğunun sabit olduğunu, hal böyle iken rücu koşullarının oluştuğunun yaklaşık ispat ile gösterildiğinin kabulünün gerektiğini, dosya kapsamında mevcut belgeler, davacı müvekkil şirket tarafından yapılan ödemelerle birlikte değerlendirildiğinde, alacağın muaccel olduğunu, ispata dair delillerin mevcut olduğu anlaşılmakla, ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, alacağın muaccel olup, işbu alacak için icra takibi başlatıldığını, bu takip davalının haksız itirazları ile durduğunu, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (T.T.K.) 1472 (6762 sayılı T.T.K.’nın 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkin, olup talep ise; dava dilekçesi ile talep edilen ihtiyati haciz talebinin reddi ara kararına yönelik, davacı vekili tarafından istinaf başvurusudur.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacı şirket, kasko sigortası kapsamında ödemekle yükümlü olduğu zararı 3. kişiye ödemiş ve bu 3. kişiye ödemek zorunda kaldığı bedeli de davalıya rücu etmiştir. Bu durumda görevli mahkemenin tayininde 3.kişi ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yukarıda anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi eldeki davada dava dışı yaralanan ile davalı sürücü gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ihtiyati haciz talebi hakkında ara karar verilmesi hatalı görülmekle, davacı vekilinin istinaf sebebinin bu yönüyle kabulü gerekmektedir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Yukarıda açıklandığı üzere HMK 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünde yapılan inceleme neticesinde görevli olmayan mahkemece verilen ara karar yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf sebebinin bu yönüyle kabulü ile HMK 353/1-a-3. maddesi gereğince dosyanın görev hakkında değerlendirme yapılarak karar verilmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
HMK 353/1-a-3. maddesi gereğince Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.01.2022 tarih ve … Esas sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın yukarıda belirtilen sebeplerle görev yönünden karar verilmek üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep edilmesi halinde yatırana iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç iadesi işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sy. HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince KESİN olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi. 19/04/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.