Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/995 E. 2022/657 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/995 – 2022/657
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/995
KARAR NO : 2022/657

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…

DAVALILAR : 1-…
VEKİLLERİ : Av…
Av…
2- …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 22/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … …’ın 18/08/2008 tarihinde … …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı traktörde yolcu olup aracın hakimiyetini kaybetmesi sonucunda meydana gelen trafik kazasında ağır şekilde yaralandığını ve hasara uğradığını, kazaya karışan … plaka sayılı aracın ZMSS poliçe şirketinin davalı … Sigorta A.Ş olduğunu ve poliçe numarasının … olduğundan bahisle, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla maluliyet sebebi ile 100,00 TL tedavi giderlerinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı SGK’na ve 100,00 TL evde bakım ücretinin davalıya başvuru tarihini müteakip 8.iş gününün bitimi tarihinden başlayarak işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Sigorta A.Ş ve SGK dan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yapılan kısmi ödemenin öncelikle belirlenecek maddi tazminata işleyecek yasal faizi ve ferilerine mahsubuna, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca davacı vekili 30/01/2020 tarihli ıslah dilekçesinde davanın değerini 124.950,00 TL arttırarak 125.150,00TL(125.000,00 TL … Sigorta ve 150,00 TL SGK sorumlu olmak üzere)’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen, davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kabulü ile; 125.000,00 TL sürekli bakıcı giderinin dava tarihi olan 21/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş. (eski ünvanı … Sigorta A.Ş.) ‘den alınarak davacıya ödenmesine, 150,00 TL tedavi giderinin dava tarihi olan 21/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalı Sosyal Güvenlik Kurumundan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; maluliyet tespiti ve hesabı açısından hükme esas alınanan adli tıp raporunun kaza tarihi itibarı ile yürürlükte olmayan bir yönetmeliğe göre düzenlendiğini, kaza sonucu davacıya müvekkili şirket tarafından belli tarihlerde toplam 145.703,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme sonucu müvekkili sigorta şirketinin poliçesi hükümlerini fazlasıyla yerine getirdiğini, bilirkişi tarafından tanzim edilen hesap raporunda müvekkili şirketin yargılamadan önce yapmış olduğu ödemelerin göz ardı edildiğini, mahkemece dava konusu kazada davacı yanın müterafik kusurunun olup olmadığı yönünde araştırma yapılmadığını, davacının traktörün römorkunda tedbirsiz bir şekilde yolcu olarak seyahat ettiğini, emniyet kemeri takıp takmadığının değerlendirilmediğini, davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, bu nedenle hükmolunan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, ayrıca davacının tanımadığı birisinin aracına binerek yolcu olarak taşındığından olayda hatır taşıması mevcut olduğunu, bu yönü ile de hükmolunan tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava açılmadan önce başvuru şartının yerine getirilmediğini, eksik ve hatalı değerlendirme neticesinde karar verildiğini, davacının kaza nedeni ile zarar gördüğünü ispatlayamadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece 18/02/2021 tarihli ek karar ile; davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı yönünden miktar itibarı ile kesin olarak karar verilmiş olduğundan davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 346.maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından iş bu ek karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmamış, bu nedenle davalının istinaf başvurusu hakkında değerlendirilme yapılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasında meydana gelen maluliyetten kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı sigorta vekilinin maluliyete yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar maluliyet tespiti ve hesabı açısından hükme esas alınanan adli tıp raporunun kaza tarihi itibarı ile yürürlükte olmayan bir yönetmeliğe göre düzenlendiğini ileri sürmüş ise de, dosya içerisinde bulunan ve hükme esas alınan ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 24/06/2019 raporun davacının kazadan sonraki tüm tedavi evrakları, hastane kayıtları incelenmiş ve gelişen süreçte davacının yeni tarihli film ve grafileri incelenmek sureti ile kaza tarihindeki mevzuat hükümlerine uygun şekilde hazırlandığı, davacının kaza sonrası %100 oranında maluliyetinin bulunduğu ve bu maluliyetine göre kalan yaşam süresi boyunca başka birisinin bakımına ihtiyaç duyabileceği belirtilmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre belirlendiğine yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin müterafik kusura yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar hükmolunan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de,
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.)düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir.
Davacının dava dışı sürücü …’nin kullanmış olduğu traktörde yolculuk yaptığı sırada meydana gelen kazada traktörden düşerek yaralandığı, buna göre davacının emniyet kemeri bulunmayan traktörde yolculuk etmesinde meydana gelecek bir kazada oluşabilecek zararı öngörerek gerekli tedbirleri alması gerektiği halde buna uygun tedbirleri almaksızın yolculuk ettiği anlaşılmakla belirlenen tazminat tutarından müterafik kusur oranında indirim yapılması gerekmektedir. Mahkemesince her ne kadar, herhangi bir müterafik kusur indirimi yapılmamış ise de davacının, geçirmiş olduğu kazadan kaynaklı olarak uğramış olduğu bakıcı gideri zararı 706.625,28 TL olduğu görülmektedir. Söz konusu bu zarar miktarından davacının %20 oranındaki müterafik kusurunun indirilmesi durumunda dahi davacının bakıcı gideri zararının 565.300,23 TL olduğu görülmektedir. Oysaki, kaza tarihi itibarı ile davalı sigorta şirekitinin poliçe teminatının üst limiti ise 125.000,00 TL olup, davacının zararı bu miktarın oldukça üzerindedir. Bu nedenle mahkemesince müterafik kusur indirimi yapılmamış olsa dahi, sigorta şirketinin zararın teminat limiti ile sorumlu olduğu dikkate alındığında davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin hatır taşımasına yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacının tanımadığı birisinin aracına binerek yolcu olarak taşındığından olayda hatır taşıması mevcut olduğunu, bu yönü ile de hükmolunan tazminattan indirim yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de,
6100 sayılı HMK’nun İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi başlıklı 141. maddesi ile; ”(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; öninceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler… Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” hükmü düzenlenmiştir.
Dava konusu uyuşmazlıkta davalı tarafça istinaf aşamasında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği itirazında bulunulmuş olmasına rağmen yargılama sırasında dava dilekçesinin davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalı tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı, ilk derece mahkemesinde belirlenene tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği ileri sürülmemiştir.
HMK 357. maddesi gereğince ilk derece mahkemesince ileri sürülmeyen itiraz ve defiler istinaf aşamasında ileri sürülemeyecektir. Ayrıca HMK 141. maddesi ile belirtilen ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez yasağı gereğince ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen itiraz ve defiler artık istinaf aşamasında ileri sürülemeyecektir, davalı vekilinin ilk derece mahkemesinde cevap dilekçesi sunmamış olduğu ön inceleme aşaması tamamlanmadan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği noktasında bir beyanda bulunmadığından davalı vekilinin hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğine yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatının teminat dışı olduğuna yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili bakıcı giderinin teminat dışı olduğunu ileri sürmüş ise de,
Mahkemenin karar tarihinden sonra 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı dikkate alındığında davacının zararının belirlenmesinde 01/06/2015 günlü ZMSS genel şartlarının tümü ile dikkate alınamayacağı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle davacının tedavi gideri kapsamında kalan bakıcı gideri zararının davacının gerçek zararı niteliğinde olduğu, dolayısıyla davalı sigorta şirketi tarafından davacının uğramış olduğu bu zararın karşılanması gerektiği anlaşıldığından bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır bu yönü ile davalının buna dair istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin davacıya yapılan ödemeler nedeni ile teminat limitinin aşıldığı yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise;
Davalı vekili her ne kadar davacıya ödeme yapıldığını, bu ödemeler sebebi ile teminat limitinin aşıldığını belirtmiş ise de, dosya içerisinde bulunan hasar dosyası incelendiğinde davacıya geçirmiş olduğu kazadan kaynaklı olarak kalıcı iş göremezlik nedeni ile tazminat ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Oysa davacı eldeki dosyada kalıcı iş göremezlik zararı haricinde, uğramış olduğu kazadan kaynaklı %100 oranındaki maluliyeti nedeni ile kalan bakiye yaşam süresi için ihtiyaç duymuş olduğu bakıcı giderine ilişkin tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen 02/07/2008 günlü ZMMS poliçesi incelendiğinde davalının kalıcı iş göremezlik zararı haricinde tedavi giderini de ayrıca teminat altına aldığı görülmektedir. Diğer bir ifade ile davalı sigorta şirketi kalıcı iş göremezlik zararının yanı sıra ayrı bir kloz olarak tedavi giderlerini, dolayısıyla bu kapsamda kabul edilen bakıcı gideri zararını da ayrıca teminat altına almıştır. Davalı tarafından davacıya bakıcı gideri zararı altında herhangi bir ödeme yapıldığı kanıtlanamadığından, davalının yapılan ödemenin bakıcı zararına ilişkin olduğu yönündeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı … Sigorta A.Ş’den alınması gereken 8.538,75 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 2.194,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 6.344,45 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY İLGİLİ HUKUK DARİESİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.22/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır