Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/989 E. 2022/1083 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/989 – 2022/1083
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/989
KARAR NO : 2022/1083

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
Av…

DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 24.05.2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/12/2020 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 18/10/2015 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralanarak sakat kaldığını, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketinin Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluk oranında zorunlu sigorta limitine kadar müteselsilen sorumlu olduğunu, meydana gelen kazada müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını belirterek, 500,00 TL Geçici İş Göremezlik 2.000,00 TL Kalıcı İş Göremezlik tazminatı olmak üzere 2.500,00 TL maddi tazminat tutarının temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 02.11.2020 e-imza tarihli dilekçesi ile dava değerini kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden davasını 48.552,00 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, somut olayda hatır taşımacılığı yapıldığını, dolayısıyla belirlenecek tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiğini, raporların Adli Tıp Kurumundan alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının geçici iş göremezlik nedeni ile tazminat talebinin reddine, kalıcı iş gücü kaybı nedeni ile tazminat talebinin kabulü ile 48.552,00 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 10/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; dosya içeriğinden sabit olduğu üzere kazaya karışan ve müvekkili davalı şirkete sigortalı olan … plaka sayılı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu bulunmuş olduğunu, dosyada mevcut tazminat raporunda %25 kusur üzerinden yapılan hesaplamada 12.138,00 TL, %100 üzerinden yapılan hesaplamada ise tazminatın 48.552,00 TL olarak hesaplanmış olduğunu, müvekkilinin meydana gelen zarardan sigortalısının kusuru oranında sorumlu olmasına karşın yerel mahkemece müşterek ve müteselsil sorumluluk hükümlerine istinaden zararın tamamından müvekkilinin sorumlu tutulduğunu ancak dosyada tek davalının müvekkili olması karşısında müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabilecek başkaca davalı olmadığı ve bu nedenle davacının zararının tamamını kapsayacak şekilde davalının sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekilinin gerçekleşen zarardan kusurları oranında sorumlu olduklarına yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Davalı vekilinin kazanın meydana gelmesinde kendilerinin %25 oranada kusurunun bulunduğu, gerçekleşen zarardan da bu oranda sorumlu olduklarını istinaf etmiş ise de;
2918 Sayılı KTK’nun 85 /1 maddesinde; ” Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adıaltında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
2918 Sayılı KTK’nun 88 /1 maddesinde; “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.”
2918 Sayılı KTK’nun 90 /1 maddesinde; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
2918 Sayılı KTK’nun 91 /1 maddesinde; – (Değişik madde: 17/10/1996 – 4149/33 md.) “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”
Yukarıdaki yazılı kanun normları karşısında, birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. 50. maddesi ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. 51. maddesi uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir.
Somut olayda; 18/10/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı otomobil sürücüsü Adem Karademir’in %75 oranında asli kusurlu olduğunu, davalının ZMM sigortası ile sorumlu olduğu … plaka sayılı otomobil sürücüsü … …’in ise % 25 oranında tali kusurlu olduğunu anlaşılmıştır. Davacı sadece davalı … Sigortaya A.Ş.’ye karşı dava açmış ise de, 02.11.2020 tarihli ıslah dilekçesinde, tüm zararı davalıdan müşterek ve müteselsilen talep ettiği de dikkate alındığında, yukarıdaki açıklamalar ışığında alacağın tamamından davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.316,58 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 829,15 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 2.487,13 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 24.05.2022

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.