Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/959 E. 2022/1112 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/959 – 2022/1112
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/959
KARAR NO : 2022/1112

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…

DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 30/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/01/2016 tarihinde davacı bisikleti ile seyir halinde iken sürücüsü ve plakası bilinmeyen bir vasıtanın çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, davacının ciddi oranda geçici ve kalıcı sakatlığa duçar olduğu, bu kazanın gerçekleşmesinde plakası bilinmeyen araç sürücüsünün tazminatı gerektirir derecede kusurlu olduğu, kusurlu olan aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu, bu nedenle şimdilik 200,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa maluliyetten kaynaklı başvuru neticesinde 24/02/2017 tarihinde 21.361,00 TL ödeme yapıldığı, davacının da ibraname mukabilinde bu ödemeyi kabul ettiği, bu nedenle davalının sorumluluğunun kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacının kalıcı iş göremezlik tazminat talebinin reddine, 11.707,20 TL geçici iş göremezlik tazminatının 24/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; davacı tarafından kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen, tespit edilemeyen aracın varlığının ve kazaya kusuru ile sebebiyet verdiğinin ispatlanamadığını, davacı tarafından talep edilen geçici iş göremezlik tazminatının teminatından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kazaya karışan aracın kusur oranının adli tıp kurumu nezdinde heyet incelemesi yapılarak belirlenmesi gerektiğini, dosya kapsamında usul ve yasaya uygun olarak alınmış kusur raporu bulunmadığını, davacının maluliyetinin tespiti için muayenesi yapılmadan alınan rapora itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeni ile meydana gelen maluliyetten kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile; davacının kalıcı iş göremezlik tazminat talebinin reddine, 11.707,20 TL geçici iş göremezlik tazminatının 24/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin kazanın ispatlanamadığı yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar davacı tarafından kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen, plakası tespit edilemeyen aracın varlığının ispatlanamadığını ileri sürmüş ise de, davacı tarafından sunulan tedavi evrakları ve tarihi, hastaneye başvuru tarihi ve davacı tarafından yapılan şikayet tarihi dikkate alındığında davacının plakası tespit edilemeyen bir aracın çarpması neticesinde yaralandığı sabittir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin kusura yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili, kazaya plakası tespit edilemeyen aracın kusuru ile sebebiyet verdiğinin ispatlanamadığını ileri sürmüş ise de, 12/07/2018 günlü kusur raporu incelendiğinde, kimliği ve plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı, kavşakta soldan gelen trafiğe geçiş önceliği vermediği gerekçesi ile kazanın meydana gelmesinde %100 oranında asli kusurlu olduğu bildirilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun olayın oluş ve özelliklerine uygun, denetime olanak verir hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğu anlaşılmakla davalının kusurun ispatlanamadığı yönündeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumluluğunun bulunmadığı yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar geçici iş göremezlik zararından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüş ise de, mahkemenin karar tarihinden sonra 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin … Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı dikkate alındığında davacının zararının belirlenmesinde 01/06/2015 günlü ZMSS genel şartlarının tümü ile dikkate alınamayacağı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle davacının tedavi sürecinde uğramış olduğu geçici iş görmezlik zararının davacının gerçek zararı niteliğinde olduğu, dolayısıyla davalı … Hesabı tarafından davacının uğramış olduğu bu zararın karşılanması gerektiği anlaşıldığından bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır bu yönü ile buna dair istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin maluliyete yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı davacının maluliyetinin tespiti için muayenesi yapılmadan alınan rapora itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirtmiş ise de, dosya içerisinde bulunan ve hükme esas alınan ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 23/09/2019 günlü raporun davacının kazadan sonraki tüm tedavi evrakları, hastane kayıtları incelenmiş ve gelişen süreçte davacının yeni tarihli film ve grafileri incelenmek sureti ile kaza tarihi olan 30/01/2016 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe uygun şekilde hazırlandığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin maluliyete yönelik istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 799,72 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 740,42 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.30/05/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır