Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/890 E. 2022/922 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/890 – 2022/922
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/890
KARAR NO : 2022/922

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 25.04.2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 30.09.2008 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında müvekkillerinin desteği … …’in vefat ettiğini, oluşan destekten yoksunluk nedeniyle davalı sigorta şirketine 03.05.2019 tarihinde başvuru yapıldığını, ancak anlaşamadıklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı baba için 50,00 TL ve davacı anne için 50,00 TL olmak üzere toplam 100,00 TL tazminatın ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ankara 7 Asliye Ticaret Mahkemesi … E, … K sayılı dosyası ile müteveffanın eşi … …’ya 13.03.2019 tarihinde 150.017,12 TL ödendiğini, bu nedenle poliçe limitinin-teminatının tüketildiğini, dava konusunun kalmadığını, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğradığını, kusur durumunun belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumunca müteveffanın mirasçılarına rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerektiğini ifade etmiş, bu sebeplerden ötürü davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kabulü ile; davacılar tarafından açılan ve ıslah edilmeyen destekten yoksun kalma tazminatlarına ilişkin talebin kabulü ile davacı … … ve … …’e 50,00’şer TL’nin temerrüt tarihi olan 05/07/2019 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; zarar görenlerin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 içinde taleplerin zamanaşımına uğrayacağının 2918 sayılı KTK.’nın 109/1. maddesinde düzenlendiğini ve zararın öğrenildiği tarih ile davanın açılış tarihi arasında 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olmasından dolayı red kararı verilmesi gerekirken hüküm kurulmuş olduğunu, 10 yıllık ve 8 yıllık ceza zamanaşımı sürelerinin artık uygulanma olanağının bulunmadığını, hüküm kurulurken ödeme yapılmış olması sebebi ile sorumluluklarının kalmadığına ilişkin beyanları sunulmuş ise de kabul görmemiş olduğunu, 13.03.2019 tarihinde 150.017,12 TL ödeme yapılmış ve poliçe teminatının tamamını tüketmiş olan müvekkili şirketin başkaca bir sorumluluğu kalmadığını beyan ederek, gerek cevap gerekse bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinin dikkate alınmasını ve kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/1-3 ve 55 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasından maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekilinin alacağın zamanaşmına uğradığına ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
2918 sayılı KTK.nin 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” denilmektedir.
Aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı gibi 2918 sayılı yasanın 109/2. maddesi gereğince davacıların desteği trafik kazası neticesinde vefat etmiş olduğu anlaşılmakla olayda ceza zamanaşımı dikkate alınacaktır. Bu durumda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 85 ve 66. maddeleri nazara alındığında 15 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınmalıdır.
Bu açıklamalara göre, kazanın 30.09.2008 tarihinde meydana geldiği, 2918 sayılı sayanın 109/2. maddesi ve 5237 sayılı sayanın 85 ve 66. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde 15 yıllık zamanaşımı süresinin 30.09.2023 tarihinde dolacağı, davanın ise 29.01.2020 tarihinde zamanaşımı süresi dolmadan açılmış olduğundan zamanaşımı yönünden yapılan istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin poliçe limitinin tamamının ödendiğine ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davanın destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat davası olduğu, 30/09/2008 tarihinde meydana gelen kaza sonrası davacının murisinin vefat ettiği, kazanın meydana gelişinde tek araçlı trafik kazasının oluşumunda sürücü … …’in 2918 KTK’ nın 52/1-b maddesine aykırı davranışı gereğince asli ve %100 tam kusurlu olduğu, dosyaya ibraz edilen bilimsel ve hükme esas almaya elverişli hesap bilirkişisi tarafından sunulan raporda … …in vefatı nedeni ile ve geride kalan diger destekten yoksun kalan destekler ile birlikte poliçe limitine göre yapılan garame hesabı sonrası davacı … …’in 12.099,97 TL davacı baba … …’in 16.425,94 TL tazminat talep haklarının bulunduğuna dair görüş bildirilmiştir.
Hernekadar davalı taraf aynı olay ile ilgili destek … …’in ölümü nedeni ile dava dışı eş … … tarafından Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı kararı ile açılan davada (desteğin eşi) davacı … … ile varılan sulh sonrası poliçe limitinin tamamını ödeyerek bakiye limitin kalmadığına yönelik savunmada bulunmuş ise de; öncelikli olarak yapılan ödemenin davanın yürüdüğü aşamada sulh sonucu yapılmış olması ve (Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin emsal nitelikli 2017/3157 E 2018/8372 K sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı şekli ile) önceden yapılan yargılamada da davalının davalı sıfatı ile yer aldığı, davalı sigorta tarafından önceki yargılamada bilinebilir olduğu halde müteveffanın geride kalan hak sahibi anne ve babasının (iş bu dosyanın davacıları … … ve … …) sağ olarak bulunduğu, poliçe limitinin gareme hesabı ile dağıtılması gerektiği hususuna ilişkin savunma yapmadığı, bu karara karşı belirtilen sebepler ile yasa yollarına başvurmadığı ve hatta yargı merci kararı veya cebri icra tehditi altında olmaksızın varılan sulh anlaşması gereği ödeme yapmış olduğunun anlaşılması karşısında, 2918 sayılı yasanın 95 ve 96. maddeleri uyarınca davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun son bulmadığı ve davacıların zararları yönünden halen sorumluluğunun devam ettiği anlaşıldığından, davacılar … … ve … … tarafından açılan ve ıslah edilmeyen destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmekle, davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 25.04.2022

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.