Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/888 E. 2022/919 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/888 – 2022/919
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/888
KARAR NO : 2022/919

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 3- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 4- …
VEKİLİ : Av…

DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 25.04.2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillinin annesi … …’nin 07/08/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, bu kaza sonrası müvekkilinin annesinin desteğinden yoksun kaldığını beyan etmekle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 02.10.2020 tarihli dilekçesi ile dava değerini destekten yoksun kalma tazminatı yönünden 24.859,93 TL’ye ıslah etmiş, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi özetle; davacı tarafından müvekkili şirkete başvuru yapılırken ve arabuluculuk aşamasında da gerekli raporların sunulmasını talep etmelerine rağmen herhangi bir rapor aldırılmadığından ve müvekkili şirkete iletilmediğinden dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerekmekte olduğunu, arabulucuk tutanağında belirttikleri başvuran tarafından rapor sunulmaması ve anlaşmanın mümkün olmaması sebebi ile dava açılmasına sebebiyet vermediklerinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalarının talep ettiklerini, sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sİgorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın … poliçe numarası ile 17.02.2016-17.02.2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere müvekkili şirket nezdinde kasko sigorta poliçesi kapsamındaki ihtiyari mali sorumluluk sigortası ile teminat altına alınmış olduğunu, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın maddi tazminat talebine ilişkin olarak tüm davalılar yönünden ayrı ayrı reddine karar verildiği, manevi tazminat talebine ilişkin olarak davalılar … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. yönünden davanın reddine karar verildiği, davalılar … … ve … … yönünden davanın kısmen kabul edildiği ve 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/08/2016 gününden itibaren bedel arttırım dilekçesi ile bağlı kalınarak yasal faizi ile birlikte davalılar … … ve … …’den müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bu davalılar yönünden fazlaya dair manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece müvekkili lehine 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş buna karşın müvekkili aleyhine 10.200,00 TL vekalet ücretine hükmedilerek, müvekkilinin kazandığı tazminattan daha fazla vekalet ücretini karşı tarafa ödemek zorunda bırakılmış olduğunu, davayı kazanan tarafın davayı kaybetmiş gibi bir sonuç meydana getiren bu durumun hakkaniyet ilkesine aykırı ve hukuk kuralları gereğince olması gereken ölçülülük ve orantılılık kurallarına da aykırı olduğunu, müvekkilinin annesi ile birlikte aynı evde yaşadığı, sosyal güvencesinin bulunmadığı dolayısıyla geçimini annesinin temin ettiği, ölüm olayı ile müvekkilin hem maddi hem manevi kayba uğradığının ve destekten yoksun kaldığının açık olup, maddi tazminat taleplerinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece hükmedilen 10.000,00 TL manevi tazminat miktarı çok düşük olup, eğer davalılardan tahsili mümkün olursa bu tutarın ödenecek vekalet ücretlerine bile yetmeyeceğini, açık kanun hükmüne rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalı … … lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ve yargılama giderinin tamamından sorumlu olmasına rağmen kısmi yargılama giderinden sorumlu tutulmuş olduğunu bu durumunda usul ve yasaya aykırı olduğunu, manevi tazminat yönünden ret sebeplerinin farklı olması ileri sürülerek iki kez vekalet ücretine hükmedilmiş ise de manevi tazminatta vekalet ücretinin tek olduğunu ve davalı sayısınca değil davalıların toplamı bakımından da tek olduğunu kararın bu yönüyle de usul ve yasaya aykırı olduğunu ayrıca davalılardan … A.Ş.’nin kasko poliçesi ile sorumlu olup, kasko poliçesinin 8. sayfasında “İhtiyari mali sorumluluk sigortası klozu” başlıklı kısmında” manevi tazminat taleplerinin, olay başına ve yıllık toplamda 1.000,00 TL limit ile sigorta kapsamında olduğunu bu durumda … sigortanın manevi tazminat ve yargısal giderlerden de poliçe kapsamında sorumlu olduğunun açık olmasına rağmen mahkemece poliçeye aykırı olarak sorumluluğu olmadığına karar verilmiş olduğunu beyan ederek kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı … … vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu kazayı engelleme amacı ile elinden gelen tüm gayreti gösterdiğinin açık olup, kazanın gerçekleşmesini önleme ihtimalinin mevcut olmadığını, dilekçesinde izah ettiği nedenlerle müvekkiline yükletilebilecek atfı kabil kusur bulunmadığından ikame edilen huzurdaki davanın müvekkili yönünden reddinin gerektiğini, tüm dosya kapsamı incelendiğinde söz konusu kazanın meydana gelmesinde müteveffa … …’nin aslı kusurlu, diğer davalı … Kefe’nin KTK 56/c maddesi kapsamında kusurlu olduğu, müvekkili davalının ise kusurunun olmadığının ortaya çıkacağını, müvekkilinin kusurlu olduğu ve kabul anlamına gelmemekle birlikte hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu ve sebepsiz zenginleşmeye neden olacak nitelikte olduğunu beyan ederek, kararın maddi tazminat yönünden onanması ile manevi tazminat yönünden kaldırılmasını ve reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkemece kurulan 16.02.2021 tarihli istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair karar ile; davalı … … vekili ve davalı … … vekilinin süresi içerisinde eksik istinaf harcını tamamlamamaları nedeniyle istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği görüldü.
İstinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair karara karşı davalı … … vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; taraflarına gönderilen muhtıradan 1 gün sonra eksik harcı yatırdıklarını, eksik harcı süresinde yatırmış olmaları nedeniyle istinaf başvurularının reddine dair kurulan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/1-3, 55 ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasından maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine, manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı … … vekili istinaf etmiştir.
Davalı … … vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin ek karara yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Davalı vekilince sunulan 03.12.2020 tarihli dilekçe ile karar istinaf edilmiş olup, ilk derece mahkemesince istinaf harçlarının eksik olduğunun tespiti üzerine 15.01.2021 tarihli muhtıra ile eksik 116,37 TL harcın yatırılması için davalı vekiline 1 haftalık kesin süre verildiği ve bu muhtıranın davalı vekiline 20.01.2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmüş, 1 haftalık kesin süre içerisinde harç eksikliğinin tamamlanmaması üzerinde ilk derece mahkemesince 16.02.2021 tarihli ”İstinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair” karar ile davalı vekilinin 1 haftalık kesin süre içerisinde eksikliği tamamlamadığı ve bu nedenle HMK.nun 344 ve 346. mad. uyarınca istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği ve bu kararın davalı vekiline 22.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilince süresi içerisinde 01.03.2021 tarihli dilekçesi ile bu kararı istinaf ettiği ve her ne kadar 16.02.2021 tarihli kararda belirtilen harç eksikliğini dilekçesi ekinde sunduğu ve UYAP sistemi üzerinden yatırmış olduğu 15.01.2021 tarihli makbuz ile tamamladığını beyan etmiş ise de, dilekçe ekindeki dekontun ve dosya UYAP kayıtlarının incelenmesinden dilekçede bildirilen dekontun harç makbuzu olmadığı, 117,00 TL bedelli ve gider avansına ilişkin makbuz olduğu öte yandan 03.03.2021 tarihinde davalı vekilinin 117,00 TL harcı ikmal ettiği görülmüştür. Bu durumda davacının ilk olarak 15.01.2021 tarihinde yatırdığı bedeli hakikaten gider avansı olarak yatırdığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Davacı vekilinin reddedilen maddi tazminata yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre; çocuklar için destekten yoksun kalacakları sürenin belirlenmesinde yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşulların ayrı ayrı değerlendirilmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise 25 yaşının doldurulmasına kadar; yüksek öğrenim yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, davacının kaza tarihi itibariyle 50 yaşında olduğu bu nedenle, artık annesinin desteğinden yararlanmadığının kabul edilmesi yerinden görülmüştür. Öte yandan yine dosya içindeki bilgi ve belgelerden kaza tarihinde 71 yaşında olan desteğin fiilen davacıya destek olduğu ispatlanamadığından davacı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … … vekilinin hükme esas alının kusur oranlarına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Adana 20. Asliye Ceza Mahkeme’sinin … esas sayılı dosyası içinde mevcut 11.01.2019 tarihli keşfe binaen hazırlanan, 24.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı sürücü … …’in tali kusurlu olduğu, davalı sürücü … …’in asli kusurlu olduğu, müteveffa yaya … …’nin ise asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Adana 20. Asliye Ceza Mahkeme’sinin … esas sayılı dosyası içinde mevcut 03.07.2019 tarihli ATK trafik ihtisas dairesi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; davalı sürücü … …’in tali kusurlu olduğu, davalı sürücü … …’in tali kusurlu olduğu, müteveffa yaya … …’nin ise asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosya içinde mevcut 04.10.2019 havale trafik bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; davalı sürücü … …’in %25 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü … …’in %25 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya … …’nin ise %50 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosya içinde mevcut 21.01.2020 havale trafik bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; davalı sürücü … …’in %35 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü … …’in %15 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya … …’nin ise %50 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Tüm beyanlar, kaza tespit tutanağı ve kroki ile birlikte tüm dosya kapsamındaki bilirkişi raporları ile mevcut diğer belgeler incelendiğinde; davalı sürücü … … idaresindeki otomobil ile gündüz vakti seyri sırasında istikametine göre sağ taraftan karşıdan karşıya geçmek amacıyla kaplamaya girip geçişini sürdüren müteveffa yayaya karşı, yayayı gördüğünü ve kornaya bastığını ifade etmesine rağmen, zamanında etkili fren direksiyon tedbirine başvurmadığı anlaşılmakla müteveffa yayaya otomobilin sağ ayna kısmı ile çarpması sonucu meydana gelen olayda, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile %35 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü … …’in idaresindeki otomobil ile seyri sırasında önünde bulunan araçlarla arasına güvenli takip mesafesi bırakarak seyrini devam ettirmesi, her an tedbir alacak şekilde seyrini temkinli bir şekilde sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, önünde seyir halindeki davalı sürücü … … idaresindeki otomobilin yayaya çarparak durması akabinde bu otomobile ve yere düşmüş olan müteveffa yayaya karşı zamanında gerekli-yeterli tedbirleri alamayıp otomobile ve müteveffa yayaya çarptığı anlaşılmakla gerçekleşen kazada dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile %15 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya … … karşıdan karşıya geçmeden evvel taşıt yolundaki araçların durumunu kontrol etmesi ve bu araçların hız ve mesafelerini dikkate alarak geçişini gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, taşıt yoluna girip ilerlerken ilk geçiş hakkına sahip davalı sürücü … … sevk ve idaresindeki otomobilin seyir şeridine girdiği ve bu otomobilin çarpması sonucu yere düştüğü ve de geriden gelen davalı sürücü … … idaresindeki otomobilin sadmesine maruz kaldığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile %50 oranında kusurlu olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davacı vekilinin manevi tazminattan davalı … sigortanın da sorumlu olduğuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Somut olayda, kazaya karışan … plakalı aracın kasko poliçesi kapsamında ihtiyari mali mesuliyet poliçesinin davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 17.02.2016-2017 tarihleri kapsayacak biçimde düzenlendiği anlaşılmıştır.
İş bu kasko poliçesi teminat klozları arasında manevi tazminat zararlarının da bulunduğu ve bu klozun olay başına 1.000,00 TL ile sınırlı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda oluşan manevi zarardan davalı … Sigorta A.Ş.’nin 1.000,00 TL ile sorumlu olduğu dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı görülmekle, davacı vekilinin istinaf başvurusu bu yönüyle haklı bulunmuştur.
Davacı vekili ve davalı … … vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda 07.08.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı … ile davalı …’nın sürücüleri olduklanı araçların, davacılar murisine çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisinin vefat ettiği, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalıların toplamda % 50 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının ölene yakınlığı, davacının ve ölenin yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın düşük olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Söz konusu manevi tazminat talebi yönünden mahkemece yanılgı bir değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının hatalı olduğu kanaatine varılmakla davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun, duruşma yapılmadan, bu yönüyle kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … … vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABUL, kısmen REDDİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın kısmen KABUL, kısmen REDDİ ile;
3-Her dört davalıya yönelik açılan maddi tazminat davasının ayrı ayrı REDDİNE,
4-Davalı … Sigorta A.Ş.’ye yönelik açılan manevi tazminat talebinin REDDİNE,
5-Davalılar … …, … … ve … Sigorta A.Ş.’ye yönelik açılan manevi tazminat talebinin KABULÜ ile, 20.000,00 TL (davalı … Sigorta A.Ş.’nin 1.000,00 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) manevi tazminatın davalılar … … ve … … yönünden kaza tarihi olan 07/08/2016 gününden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden 06.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … …, … … ve … Sİgorta A.Ş.’den müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Harç yönünden:
6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.366,20 TL karar harcının peşin ve ıslah ile alınan 568,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye 797,57 TL harcın davalılar … …, … … ve … Sigorta A.Ş.’den (… Sigorta A.Ş.’nin 68,31 TL ile sorumlu olmak kaydıyla) müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-Harçlar Kanunu uyarınca reddedilen maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 80,70 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Yargılama giderleri yönünden:
8-Davacı tarafından yapılan toplam harç miktarı 613,03 TL harç giderinin davalılar … …, … … ve … Sigorta A.Ş.’den alınarak (Davalı … Sigorta A.Ş. 30,65 TL’lik kısmından sorumlu olmak kaydıyla) davacıya ödenmesine,
9-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, davetiye gideri ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.225,90 TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre 1.438,10 TL’sinin davalılar … …, … … ve … Sigorta A.Ş.’den (… Sigorta A.Ş.’nin 71,91 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı tarafın üzerinde bırakılmasına,
10-Arabuluculuk asgari ücret tarifesi kapsamında taraf sayısına göre hesaplanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul- red oranına göre 66.00 TL … Sigorta A.Ş.’den, 1.254,00 TL sinin ise davacıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine, davalılar … … ve … … yönünden arabuluculuğa başvuru zorunluluğu olmadığından arabuluculuk ücretinin sorumlu tutulmalarına yer olmadığına,
11-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
12-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan manevi tazminat yönünden kabul olunan kısım üzerinden A.A.Ü.T. uyarınca hesap olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … …, … … ve … Sigorta A.Ş.’den (… Sigorta A.Ş. Yönünden 1.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere) müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
13-Manevi tazminat için davalı … Sigorta yönünden reddedilen kısma ilişkin A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine,
14-(İstinaf edenin sıfatı dikkate alınarak aleyhe sonuç doğurmaması için) manevi tazminat için davalı … Sigorta yönünden reddedilen kısma ilişkin A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine,
15-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan maddi tazminat yönünden red olunan kısım üzerinden A.A.Ü.T. uyarınca hesap olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
İstinaf giderleri açısından;
16-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
17-Harçlar Kanunu uyarınca davalı … …’den alınması gereken 1.366,20 TL istinaf karar harcının peşin yatırılan toplamda 171,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.194,80 TL harcın bu davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
18-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
19-Davacı tarafından karar sonrası çıkarılan tebligatlar ve dosyanın istinafa gönderme ücreti olmak üzere toplamda 148,50 TL yargılama giderinin davalılar … …, … … ve … Sigorta A.Ş.’den (… Sigorta A.Ş.’nin 7,42 TL’lik kısmı ile sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
20-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 25.04.2022

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.