Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/87 E. 2022/112 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/87 – 2022/112
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/87
KARAR NO : 2022/112

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 17/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.09.2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 14/06/2005 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralanarak sakat kaldığını, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu ve … plaka sayılı aracın davalı … … sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, meydana gelen kazada müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını belirterek, 1.000,00 TL maddi tazminat tutarının temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ayrıca 22/06/2020 tarihli talep arttırım dilekçesi ile dava değerini … Sigorta A.Ş. Yönünden 36.960,35 TL arttırarak toplam 37.960,35 TL tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 22.06.2020 tarihli dilekçesi ile davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava değerini 37.960,35 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı tarafın somut olayda müterafik kusurunun bulunduğunu, müterafik kusuru indirimi yapılması gerektiğini, hatır taşımasının söz konusu olduğunu, tazminat hesabından indirim yapılması gerektiğini, 14.06.2005 tarihinde kazanın gerçekleştiğini, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacıya 01.10.2014 tarihinde 12.039,65 TL tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, raporların Adli Tıp Kurumundan alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … (…) Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, raporların Adli Tıp Kurumundan alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı tarafından davalı … Sigorta A.Ş tarafından açılan dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı … Sigorta A.Ş hakkında açılan davanın kabulü ile ile 37.960,35 TL’nin temerrüd tarihi olan 09/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Sigorta A.Ş ‘den tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği anlaşıldı.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; Müterafik kusur indirimi uygulanmamış olup, bu hususun hukuk uygulamasına ve yasaya aykırı olduğunu, poliçe teminat limiti gerekçe gösterilmek sureti ile indirimin uygulanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, meydana gelen zararın artmasında etkili olması durumunda tazminattan indirim yapılması gerektiği hususunun değerlendirilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, mahkemece zamanaşımı değerlendirmesinin ceza hukuku zamanaşımına göre değerlendirilecekse bile, meydana gelen kazada davacının yaralanmış olduğu, TCK hükümleri gereği yaralama suçunda zaman aşımının süresinin 8 yıl olduğu ancak mahkemece 15 yıllık süre nazara alınarak hüküm verildiği ve bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin müterfaik kusur indirimine ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davacıların gerçek zararın belirlenmesi uygulanacak sıra önce; toplam zarar miktarının kusur oranına göre belirlenmesi akabinde müterafik kusur (ve varsa hatır taşıması indirimi) indirimi yapılması ve nihayet işin ifa/ eda kısmı olan ödeminin en son düşüldükten sonra bakiye alacağın mevcudiyeti halinde hüküm kurulması gerekir.
Somut olayda, davacının gerçekleşen kazada eylemleri ile zararın artmasına neden olduğu ve buna bağlı olarak bağlı olarak %20 oranında müterafik kusur indirimi ilk derece mahkemesince yapıldığı ve bu husus istinaf ve uyuşmazlık konusu olmadığından, müterafik kusur indirimi uygulanması uyuşmazlık ve istinaf konusu dışındadır.
Yine davacının oluşan toplam zararlarının, dava açılmadan evvel, davacıya 16.01.2014 tarihinde 12.039,65 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Buna göre; yine dosya içinde mevcut, davalı tarafça itiraza uğrayan ve istinaf konusu yapılan 27.03.2020 havale tarihli hesap bilirkişi raporuna göre; davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olduğu zarar miktarının 162.895,11 TL olduğu anlaşılmıştır. İş bu zarar üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında, davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olduğu zarar miktarının 130,316,88 TL olduğu ve bu miktarında … Sigorta A.Ş.’nin düzenlediği poliçe limiti olan 50.000,00 TL’nin üzerinde bulunduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin zamanaşımına ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
2918 sayılı KTK.nin 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” denilmektedir.
Aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yine kaza tarihinde yürürülükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun zamanaşımını düzenleyen 60. maddesinde de “ Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ıttılaı tarihinden itibaren bir sene ve herhalde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsî davaya da o müruru zaman tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiştir. Zaman aşımının oluşması için zararın ve tazminat sorumlusunun birlikte öğrenilmesi gerekir.
Yukarıda açıklandığı gibi 2918 sayılı yasanın 109/2. maddesi gereğince davacının trafik kazası neticesinde yaralanmış olduğu, aynı kazada …’ın vefat ettiği anlaşılmakla olayda taksirle ölüme neden olma suçunda uygulanması gereken ceza zamanaşımı dikkate alınacaktır. Bu durumda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 85 ve 66. maddeleri nazara alındığında 15 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınmalıdır.
Bu açıklamalara göre, kazanın 14.06.2005 tarihinde meydana geldiği, 2918 sayılı sayanın 109/2. maddesi ve 5237 sayılı sayanın 86 ve 66. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde 15 yıllık zamanaşımı süresinin 14.06.2020 tarihinde dolacağı, davanın ise 30.03.2016 tarihinde zamanaşımı süresi dolmadan açılmış olduğundan zamanaşımı yönünden yapılan istinaf sebebinin yerinde görülmediği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekili istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı … Sigorta A.Ş’den alınması gereken 2.593,07 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 648,50 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 1.944,57 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.17/01/2022


Başkan …


Üye …


Üye …


Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır