Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/841 E. 2022/1011 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/841
KARAR NO : 2022/1011

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACILAR : 1-… …
2-… …
3-… …
4-… …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALILAR : 1-… …
VEKİLİ : Av. …
2-…
DAVA :Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat

KARAR TARİHİ : 17/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 07/07/2011 tarihinde davalı … yönetimindeki … plaka sayılı aracın davacıların murisi …’a çarpması neticesinde ölümüne yol açtığını, müvekkili …’nin eşinin ölümü nedeniyle desteğinden yoksun kaldığını, yine davacı …’nin eşini, diğer davacılar …, … ve …’ün babalarını kaybetmiş olmaları nedeniyle büyük bir acı ve üzüntü yaşadıklarını, bu nedenlerle davalarının kabulü ile 5.000,00.-TL maddi tazminatın davalılardan, 75.000,00.-TL manevi tazminatın davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davaya konu trafik kazasında kusurunun olmadığını, davacıların murisi …’ın alkollü bir şekilde yolu kontrol etmeden yaya olarak aniden çıktığını, aracı kullanan müvekkilinin fren bile yapamadığını, müvekkilinin yanında hamile eşi olduğundan dolayı aracı dikkatli bir şekilde kullandığını, ancak kazayı önleyemediğini, murisin alkol ve uyuşturucu kullanan birisi olup kazanın oluşumunda tamamen kusurlu olduğunu, davacıların istediği tazminat miktarının oldukça fahiş olduğunu, davacılardan murisin eşi …’nin maddi açıdan destekten yoksun kalma gibi bir durumunun bulunmadığını, davacının eşi haricindeki davacıların gerek yaşları ve gerekse evlilik durumlarına göre destekten yoksunluk tazminatı talep etmelerine yasal olanak olmadığını, davacıların manevi tazminat isteklerinin samimiyetten uzak, sebepsiz zenginleşme yaratacak nitelikte olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının maddi tazminat davasının ödeme nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı … İçin 10.000,00-TL, diğer davacılar için 7.500,00’er-TL manevi tazminatın (toplam 32.500 TL) olay tarihi olan 07.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı … vekili; müvekkili …’in %25 oranında kusurlu bulunarak davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabul edildiğini, tazminat davası için zaman aşımı süresinin ceza davası için öngörülen uzamış zaman aşımı süresinin sonuna kadar uzamayıp ceza davasının kesinleşmesinden itibaren 2 yıl içerisinde açılmadığından bu dava bakımından zaman aşımı süresinin geçtiğini, müvekkiline izafe edilen kusurun alt düzeyde olduğunu, müvekkili aleyhine belirlenen manevi tazminatın reddine, eğer bu mümkün değilse yerel mahkemece belirlenen tazminat miktarının hakkaniyet ilkesi gözetilerek en alt düzeyde takdiri gerekirken bunun yapılmadığını, aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının yersiz olduğunu, yasal faizi aşmamak üzere avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, meydana gelen ölümlü trafik kazası sonucu açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat davasının konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiş olup karar davalı … vekili tarafından maddi tazminat yönünden harç ve vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğu, kusur oranına göre hükmedilen miktarın yüksek olduğu, faiz oranının hatalı olduğu, davanın zaman aşımına uğradığı ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Manevi tazminatın miktarına yönelik yapılan incelemede:
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda 07.07.2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı …’in sürücüsü olduğu aracın, davacıların murisine çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisinin vefat ettiği, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücünün % 25 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacıların ölene yakınlıkları, davacıların ve ölenin yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Zaman aşımına yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde:
2918 sayılı KTK.nin 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” denilmektedir.
Aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı gibi 2918 sayılı yasanın 109/2. maddesi gereğince davacıların desteği trafik kazası neticesinde vefat etmiş olduğu anlaşılmakla olayda ceza zamanaşımı dikkate alınacaktır. Bu durumda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 85 ve 66. maddeleri nazara alındığında 15 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınmalıdır.
Bu açıklamalara göre, kazanın 30.09.2008 tarihinde meydana geldiği, 2918 sayılı sayanın 109/2. maddesi ve 5237 sayılı sayanın 85 ve 66. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde 15 yıllık zamanaşımı süresinin 07.07.2026 tarihinde dolacağı, davanın ise 13.05.2016 tarihinde zamanaşımı süresi dolmadan açılmış olduğundan zamanaşımı yönünden yapılan istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Harç ve vekalet ücreti yönünden yapılan incelemede:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir.
Dava açıldığı tarihte davacılar haklı olup, tazminatın sigorta şirketince ödenmesi sebebiyle dava konusuz kalmış olup, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalıların sorumlu tutulması yerindedir.
Yine olayın haksız fiil olması sebebiyle hükmedilen tazminata yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi yerindedir. Davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı …’den alınması gereken 2.220,08 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 555,01 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 1.665,07 TL harcın bu davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (32.500,00 TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.17/05/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … … İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.