Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/821 E. 2022/992 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/821
KARAR NO : 2022/992

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat

KARAR TARİHİ : 10/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/10/2014 günü müvekkilinin içerisinde bulunduğu … sevk ve idaresindeki davalı şirkete sigortalı aracın kaza yapması sonucu müvekkilinin yaralandığını belirterek ferdi kaza koltuk sigortacısı olarak davalıdan 4.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olabileceğini belirterek davanın reddine kararar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının davası konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; her ne kadar davalı … şirketinden bir miktar ödeme alındığını ve bu ödeme neticesinde sigorta şirketinin ibra edildiği kabul edilmişse de yapılan ödemenin müvekkilinin gerçek zararını karşılamadığından tanzim edilen maluliyet raporunun müvekkilinin gerçek maluliyet oranını göstermediğinden tesis edilen esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin kararın dava konusu uyuşmazlığın neticelendirilebilecek mahiyette olmadığını, müvekkilinin gerçek iş gücü kaybının tespiti ile aktüerya bilirkişi raporu aldırılması, alınacak raporda sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme makbuz hükmünde kabul edilerek müvekkilinin gerçek bakiye zararının tespit edilebilmesi için iş bu istinaf müracaatının yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, meydana gelen yaralanmalı trafik kazası sonucu ferdi kaza koltuk sigortası nedeniyle açılan tazminat davasıdır.
Mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından maluliyet raporunun hatalı olduğu, yeniden rapor alınıp bakiye zararlarının kabul edilmesi gerektiği ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Davacı vekiline 24/08/2020 tarihli maluliyet raporu usulüne uygun şekilde 29.08.2020 tarihinde UYAP ETS tarafından tebliğ edilmiş, yine davacı yan yargılama aşamasında süresi içinde ilk derece mahkemesine süresi içinde herhangi bir itirazda bulunulmamış olup, hesap raporu alındıktan sonra sunduğu hesap raporuna itirazda da sadece aleyhe olan hususları kabul etmediğini belirtmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir. İlk rapora itiraz etmeyen ve o raporda belirtilen miktarlara razı olan tarafın lehine olacak şekilde sonraki rapora göre karar verilemez…”
Aynı yöndeki Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2017 gün ve 2015/3253 E.-2017/9419 K. Sayılı kararında özetle; “…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281/1. maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı düşünülmelidir…” denilmiştir. Aynı husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/8676 E, 2018/2775 K; 2013/11884 E, 2015/835 K; 2015/8056 E, 2017/2988 K sayılı içtihatlarında ve benzer içtihatlarda da benimsenmiştir.
Her ne kadar İstanbul ATK’dan maluliyet raporu alınmış ise de, alınan rapor iş göremezlik sebebiyle düzenlendiğinden hükme esas alınması mümkün değildir. Mahkemece de bu sebeple yeniden ferdi kaza koltuk poliçesi genel şartlarına göre yeniden rapor alınmıştır.
Davacı vekiline ferdi kaza koltuk poliçesi genel şartlarına göre ATK uzmanı bilirkişiden alınan 24.08.2020 tarihli maluliyet raporu 29.08.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili rapora karşı herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Bu nedenle davacı vekili yönünden süresinde maluliyet raporuna itiraz edilmemekle kesinleşen rapora karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Dava ferdi kaza koltuk poliçesi nedeniyle açılmış olup, bu sigorta genel şartlar ekine göre göre düzenlenecek rapor ile meslekte çalışma gücü kaybı oranının belirlenmesi kriterlerinin farklı olduğu, davacının kalçasından kaynaklı maluliyetinin bulunduğu, Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarına göre her iki kalçanın hareketinin tamamen kaybı halinde dahi % 30 olarak maluliyet oranının belirlendiği tespit edilmiştir. Davacının imzaladığı sulh / ibranamede, davalıyı % 33 maluliyete kadar ibra ettiği, bu orana denk gelen tazminatın dava sırasında ödendiği anlaşılmakla anlaşılmakla ibraname geçerlidir. Mahkemece verilen karar da yapılan ödeme ve sulh nedeniyle dosya kapsamına uygundur. Bu nedenle istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Açıklanan sebeplerle, dosya içeriği, tarafların dayandığı ve davanın niteliği gereğince toplanan deliller, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçe ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre mahkeme kararında HMK 355. maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemelerde kararda usul ve esas yönünden yasaya herhangi bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla HMK 352/1-b-1. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,

3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.10/05/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … … İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.