Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/735 E. 2022/837 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/735
KARAR NO : 2022/837

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 18/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil Firma olan … Elektrik, …’ın yüklenici firması olarak elektrik … tesis işleri kapsamında Mersin ili … Mah. … Karayolu üzerinde yaptığı çalışmada, kanal indirici merkezi önünde daha önce montajı tamamlanan (1×400/35 mm2 20.3/35 kV AYE3SV 1 Dam.Kab) alüminyum kablo ve (1×150/25 mm2 20.3/35kV AYE3SV 1 Dam. Kab.) alüminyum kablo ile anayolun karşısına geçirilmek üzere rulo halinde gömülmüş olan müvekkile ait (KAB.EK MUF 19/36kV AYE3SV 1Dam.Kab.) alüminyum kabloların … ekipleri tarafından 14.08.2017 tarihinde kanal kazımı esnasında açığa çıkartıldığını ve muhtelif bir çok yerinden hasar verilmesi suretiyle kullanılmaz hale getirildiğini, 14.08.2017 tarihinde meydana gelen olayda orada bulunan … Elektrik Dağıtım A.Ş yapım işleri mühendisi …- … Genel Müdürlüğü Yapı Denetim Mühendisi …- …5. Bölge Müdürlüğü Kontrol …- … Yüklenici Firma Elektrik Mühendisi … imzalarının olduğu tutanağın da mevcut olduğunu, olayın vuku bulduğu 14.08.2017 tarihinden bu yana firmanın zararının giderilmesine yönelik tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını ve müvekkili firmanın zararı olan 104.267,20 TL malzeme, 64.112,06 TL işçilik olmak üzere toplam 168.379,26 TL hasar bedeli ile 168.379,26 TL’nin kaza tarihi 14.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile beraber isteme zorunluluğu doğduğunu, müvekkil firmanın zararıyla ilgili en son olarak 28.06.2019 tarihinde Diyarbakır 3. Noter aracılığıyla … Yevmiye nolu İhtarname gönderildiğini ancak bu girişiminde sonuçsuz kaldığını, bu nedenlerle meydana gelen olay sonucu oluşan zarar miktarı olan 168.379,26 TL hasar bedeli, kaza tarihi olan 14.08.2017 tarihinden işleyecek olan ticari faizi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Mühendislik İçme Suyu Bakım Onarım Dağ. Emlak Proje İnş. Tur. Tic. Ltd.Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı itirazının bulunduğu, dava konusu işi %80 … ve %20 müvekili şirket ortaklığı tarafından yapıldığını ve davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, dava konusu hasarın 14/08/2017 tarihinde gerçekleştiğinden zaman aşımı itirazının bulunduğunu, davacı tarafın iyi niyetten uzak olarak kazı alanına usulsüz kablo döşeyerek basiretsiz davrandığını, bu nedenlerle davanın öncelikle husumet nedeni ile ve zaman aşımı nedeniyle usulden reddini, davanın … Sigorta A.Ş.’ye ihbarını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı uhdesinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın temelinin ticari uyuşmazlıktan değil haksız fiilden kaynaklandığı iddia edilen tazminat talebine ilişkin olması sebebiyle görevli yargı yerinin Mersin İdare Mahkemeleri olduğunu, davada husumet yokluğu bulunduğundan davanın reddine karar verilmesini, davanın … İnş. Taah. …Şti’ne ihbar edilmesini, hasar tarihinin 14/08/2017 tarihinin dikkate alınarak zaman aşımı bulunduğunu, davacı tarafın işin yapım aşamalarına basiretli tacir olarak uymadığı ve öncelikle elektrik kablolarını döşeyerek kazaya davetiye çıkardığını, zarar görenin kendi kusuru nedeniyle hasarın meydana geldiğini, bu nedenlerle öncelikle görevli yargı yeri, husumet nedenleri ile zaman aşımından dolayı davanın usulden reddini, aksi halde müvekkil idare yönünden davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı uhdesinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davalı … açısından davanın zaman aşımı nedeniyle reddin, davalı … Mühendislik İçme Suyu Bakım Onarım Dağıtım Emlak Proje İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti açısından davanın husumet ve zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; iş bu davanın zamanaşımına uğramadığını, husumet itirazına yönelik beyanda bulunmalarına rağmen mahkemece hiç dikkate ve değerlendirilmeye alınmadığını, dava açmadan önce müvekkili şirket tarafından zararın giderilmesi taleplerine karşı ortaklığı belirten bir yazı yazılmadığı gibi arabuluculuk yolunda da hiçbir şekilde bilgilendirme yapılmadığını ve kötü niyetli davrandıklarını, davalının bahsettiği adi ortaklığı gösteren bir belge veya bir bilgi bulunmadığı gibi bu ortaklığı gösterir belgede sunulmadığını, bahsedilen ortaklığı var olduğunu bilmelerinin mümkün olamayacağını, tüm bu itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı … açısından davanın zaman aşımı nedeniyle reddin, davalı … Mühendislik İçme Suyu Bakım Onarım Dağıtım Emlak Proje İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti açısından davanın husumet ve zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6325 sayılı yasanın 18/A-1 maddesi “ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.” şeklindedir.
6325 sayılı yasanın 18/A-15 bendi “Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez.” şeklindedir.
Arabuluculuğun dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda arabuluculuk bürosuna başvurulmasından, son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı duracağı kabul edilmiş olmakla eldeki dosyaya baktığımızda davacı şirkete ait kablolara davalılar tarafından yapılan kazı çalışması sırasında zarar verildiği iddiasına konu olayın 14/08/2017 tarihinde gerçekleştiği, buna göre 2 yıllık zamanaşımının 14/08/2019 gününde dolacağı anlaşılmaktadır. Davacının eldeki davayı 21/10/2019 gününde açtığı anlaşılmaktadır.
Ne var ki, davacı tarafından davalılara karşı açılan tazminat davasında dava açılmadan önce Türk Ticaret Kanunun 5/A-1 maddesi gereğince arabulucuya başvurması zorunluluğu bulunmaktadır.
Yukarıda açıklandığı gibi 6325 sayılı yasanın 18/A-15 maddesine göre arabuluculuk işlemlerinin başladığı tarihten sonlandığı tarihe kadar geçen süreçte zamanaşımı süresi duracaktır ve zamanaşımı süresinin durması neticesinde arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren kalan süre işlemeye başlayacaktır.
Şu durumda eldeki dosyaya baktığımızda davacı tarafından Türk Ticaret Kanunun 5/A-1 maddesi gereğince arabulucuya ilk olarak 19/07/2019 gününde başvurulmuştur. Diğer bir ifade ile davacının davasının zaman aşımı süresinin dolacağı 14/08/2019 gününden önce 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince zamanaşımı süresi henüz dolmadan arabuluculuk başvurusu yapılmış olup, bu tarih itibarı ile zamanaşımı süresi durmuştur. Arabuluculuk süreci son tutanağın düzenlenmiş olduğu 18/10/2019 günü itibarı ile sonlanmış olup, arabulucuya ilk başvurma tarihi olan 19/07/2019 gününde duran zamanaşımı son tutanağın düzenlenmiş olduğu 18/10/2019 gününde yeniden işlemeye başlayacak ve durduğu süre kadar ( 92 gün için) zaman aşımı süresi işlemeye devam edecektir.
Buna göre eldeki davanın arabulculuk son tutanağının düzenlenmiş olduğu 18/10/2019 gününden 3 gün sonra 21/10/2019 gününde açıldığı durma süresinin ise 92 gün olduğu (son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren durma süresi olan 92 günlük süre içinde davanın açılması gerektiği) dikkate alındığında artık davacının davasının zaman aşımına uğradığından söz edilemeyecektir. Bu itibarla, mahkemesince zaman aşımı sebebi ile davanın reddi kararı yerinde olmamıştır.
Mahkemesince her ne kadar davacının arabulucuya ilk başvuru tarihinin 08/10/2019 olduğu belirtilmiş ise de, dosya içerisindeki arabuluculuk tutanakları incelendiğinde davacı tarafından 19/07/2019 gününde Diyarbakır Arabuluculuk Bürosuna başvuru yapıldığı, … arabuluculuk numarası ile incelenin dosyada 30/07/2019 gününde yani henüz zaman aşımı süresi dahi dolmaksızın ilk oturum yapıldığı, bu oturumda dosyamız davalıları tarafından yetkisizlik itirazında bulunulduğu, bu itiraz üzerine dosyanın 6325 sayılı yasının 18/A-8 maddesi gereğince yetki itirazı hususunda karar verilmek üzere Diyarbakır Sulh Hukuk Mahkemesine gönderildiği, Diyarbakır Sulh Hukuk Mahkemesin tarafından … Esas Karar sayılı karar ile yetki itirazının reddine karar verilerek dosyanın yeniden arabuluculuk bürosuna gönderildiği, Diyarbakır Arabuluculuk Bürosu tarafından görevlendirilen arabulucunun ise yasa gereğince yeniden ilk oturum tutanağı düzenlediği anlaşılmaktadır.
Tüm bu tespitlere göre davacının 19/07/2019 gününde yapmış olduğu ilk başvuru üzerine yetkisizlik itirazı nedeni ile arabuluculuk sürecinin uzadığı, bu süreçte henüz son tutanağın düzenlenmediği, son tutanağın 18/10/2019 gününde düzenlendiği, dolayısıyla bu süreye kadar zaman aşımı süresinin durduğu anlaşıldığından mahkemenin davacının arabuluculuğa ilk başvuru tarihinin 08/10/2019 olarak kabulü ile davanın zaman aşımına uğradığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş olması yerinde değildir. Buna göre davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan mahkemesince dosya davalısı … Mühendislik Ltd. Şti bakımından yapım işinin adi ortaklık olarak yürütüldüğü, bu kapsamda adi ortaklığa dahil olan diğer kişi ya da kişilerin de davaya dahil edilmesi gerektiği, davacı tarafından sadece … Mühendislik Ltd. Şti’ne dava açılmasının hatalı olduğu belirtilerek husumet yokluğu sebebi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin … – … Esas Karar sayılı kararında belirtildiği gibi adi ortaklık halinde adi ortaklığa dahil olan tüm tarafların davaya dahil edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Bu yönü ile, dosya arasında bulunan … Yatırım İşleri Daire Başkanlığı Yapım Şube Müdürlüğü’nün 18/11/2019 günlü cevabı yazısında belirtmiş olduğu, davalı tarafından üstelenilen söz konusu yapım işinin 02/03/2017 günlü sözleşme ile … – … Mühendislik Ltd. Şti’ adi ortaklığına verildiği hususu dikkate alındığında adi ortaklığın diğer tarafı olan …’ın davaya dahil edilmesi için davacıya kesin süre verilmesi, …’ın davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması ve delillerin toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde taraf teşkili sağlanmaksızın husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır. Bu yönü ile de davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesinde, Mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış olması yada talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış olması ile anlaşılması gerekenin uyuşmazlığın çözülmesi için taraflarca gösterilen delillerden uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delilinin toplanmaması ya da deliller bütünü ile çözüme ulaşılabilecek hallerde bu bütünü oluşturan delillerden “birinin” toplanmamış olması halleri olduğu söylenebilir. Hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili nitelikteki deliller söz edilmekte olup bu özellikte delillerden “birinin” toplanmaması 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece öncelikle eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, bu nedenle HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre Mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmadığı anlaşılmakla yukarıda açıklanan nedenlere dayalı davacı vekilinin istinaf taleplerinin, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KABULÜYLE, kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.18/04/2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır