Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/723 E. 2022/1222 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/723 – 2022/1222
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/723
KARAR NO : 2022/1222

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 3- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 4- …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
Av…
Av…
DAVALI : 5-…

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)

KARAR TARİHİ : 07/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan … … … adına kayıtlı bulunan ve diğer davalılardan … … …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, 08.11.2017 tarihinde Adana İli, İmamoğlu İlçesi’ nde gerçekleştirmiş olduğu trafik kazasında … … ve … … vefat ettiğini, ilgili aracın ZMMS’i bulunmadığından … Hesabı olarak kuruma müracaat neticesinde yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda her iki çocuk için her iki hak sahibine 27.02.2018 tarihinde toplam 189.757.00. TL, ayrıca hak sahibi anne babanın cenaze ve defin giderleri için ikame ettikleri Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti’ nin 2018/21012 E. 2018/9158 K. Ve … E. … K. Sayılı kararları gereğince Ankara 16. İcra Müdürlüğü’ nün … ve … E. Sayılı dosyalarına da toplam 14.773,02. TL tazminat ödendiğini, Davalılardan … … … kusurlu olarak zarara neden olan aracın sürücüsü, davalı … … …’ın zarara neden olan aracın işleteni olması nedeni ile sorumlu olduğunu, davalı … … ve … İnş. San.tic.ltd.şti.’nin kusurlu olarak zarara neden olan aracın sürücüsü … … …’ı bu işte çalıştıran adi ortaklığın iki ortağı olarak Borçlar Kanunu’ nun 66. Maddesi gereğince gerekli özeni göstermemiş olması nedeni ile sorumlu olduğunu, Davalı Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün sürücü … … …’ı bu işte çalıştıran ve işin asıl sahibi olarak Borçlar Kanunu’ nun 66. Maddesi gereğince gerekli özeni göstermemiş olması nedeni ile sorumlu olduğunu belirterek takip dosyalarına itirazların iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada husumetlerinin bulunmadığını, 2017 ve 2018 yılları içerisinde … plakalı aracın hizmet alımı yoluyla temin edilen araçlar arasında bulunmadığını, kazayı gerçekleştiren sürücünün personelleri olmadığını, bu nedenle kazayla ilgileri bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı … … … vekili cevap dilekçesinde özetle; Olay sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağını kabul etmediklerini, Kozan Ağır Ceza Mahkemesininde bu tutanağı dayanak olarak alarak karar verdiğini, bu nedenle kusur raporunu kabul etmediklerini, ceza dosyasının henüz kesinleşmediğini bu nedenle ceza davasının sonucunun beklenilmesini talep ettiklerini,davalı ile davacı arasında ticari ilişki olmadığından avans faiz istenemeyeceğini, yasal faiz istenmesi gerektiğini, yargılamayı gerektiren bir alacak dolayısı ile icra tkibi yapılmasının hatalı olduğunu bu nedenle kendilerinden icra inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … … ve … İnş. Vekili cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin yörede su ve kanalizasyon işi yaptığını, kazayı yapan aracın bu işten çıkan hafriyatın taşınması esnasında çalıştığını, araç sürücüsü ve araç malikinin müvekkili şirket ile ilgisinin bulunmadığnı, hafriyat döküm yerini idarenin bildirdiğini, bu nedenle kendilerine kusur atfedilemeyeceğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın davalı … yönünden reddine, davanın diğer davalılar yönünden kabulü ile davacı tarafından davalılar aleyhine açtığı Adana 5. İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyalarındaki borca itirazların iptali ile takibin takip talebi şartlarında devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; Dosya içerisinde bulunan savcılık soruşturma evrakında ifadeleri alınan davalı … … ve Davalı … çalışanı … …’nın vermiş oldukları ifadelerinde söz konusu kazanın … tarafından 11.05.2017 tarihimnde davalı yüklenicilere verilen İmamoğlu İlçesi Kanalizasyon ve Yağmur Suyu Alt Yapı İnşaatı Yapım İşinin görülmesinde hafriyatın taşınması sırasında meydana geldiğini, bu konuda mahkemece delil olarak da bildirdikleri davalı …’ den söz konusu ihale evraklarının getirtilerek incelenmesi ve davalının sorumluluğunun takdir edilmesi gerekirken bundan sarfınazar edildiğini, davalı …’nin ihale ile yaptırdığı işin görülmesi sırasında meydana gelen kaza nedeni ile BK.’nun 66. Maddesi kapsamında adam çalıştıran sıfatı ile sorumlu olmasına karşın yerel mahkemece verilen ret kararının ortadan kaldırılarak, davanın tüm davalılar yönünden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı … … ve … İnş. San Tic Ltd. Şti vekili; Adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği ve vergi numarası bulunduğundan davanın adi ortaklık isimleri birlikte zikredilerek açılması gerektiğini, ayrı ayrı açılmasının usul hükümlerine aykırı olduğunu, araç sürücüsünün müvekkilinin işçisi veya çalışanı olmadığını, SGK kayıtları açıkça bunu gösterdiğini, müvekkilin dahil olduğu adi ortaklığın yörede Su ve Kanalizasyon işlerini yaptığını, kazayı yapan araç sahibinin ise çıkan hafriyatın taşınması ve hafriyatı yerinden alarak başka bir alana aktarmak için işi üstlendiğini, müvekkilin, çıkan hafriyatın alandan alınmasından sonra, herhangi bir yükümlülüğü ve sorumluluğu bulunmadığını, araç malik ve sürücüsünün, hafriyat nakil güzergahının dışına çıkarak, ölümlü kazaya sebep olmasının müvekkilin kusuru ve ihmali sayılamayacağını, bu bağlamda davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, araç sürücüsünün ve araç malikinin müvekkil şirket ile bir ilgisi bulunmadığını, araç işletenin sürücüsünün alkollü olmasının, İlçe Belediyesinin belirlediği, hareket güzergahı ve döküm yerinin dışında, müvekkilin iradesi dışında gelişen olaylardan dolayı sürücünün ağır kusuru nedeniyle müvekkile atfedilecek bir kusur ve ihmal olmadığını, nedenesellik(illiyet bağı) olmadan ve tüm davalıların kusur oranları belirlenmeden karar tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bir önceki döneme ait Zorunlu Karayolları Trafik Sigortasının istenilmesi ve buradaki limitlerin göz önüne alınarak keyfi olarak yapılan ödemelerin kendilerini bağlamayacağını, trafik kazasının oluşunda, bisiklet sürücüsünün hiç bir kusurunun olmadığının hususunda yeterli ve inandırıcı bir gerekçe gösterilmediğini, bisikletli bir kişinin aşırı hızlı olmasının, kendisinden önde olan bir kamyonu görmemesinin de mümkün olmadığını, bilirkişi raporunun maddi gerçeklere uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesi ile … Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi gereği, dava dışı 3. Kişilere destek tazminatı ve cenaze ve defin gideri ödeyen davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tazminine yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar … … ve … İnşaat Ltd.Şti. Vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf sebebinin incelenmesinde;
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde davanın müvekkili kurumla hiçbir ilgi ve alakası bulunmadığı belirtilmektedir.
Bir kısım davalılar tarafından eldeki davada ve soruşturma aşamasında alınan beyanlarda … ile aralarında yapılan sözleşmeden, soruşturma dosyasında bilgi sahibi beyanlarında İmamoğlu ilçesinde Kanalizasyon ve yağmur suyu inşaatı yapım işinden bahsedilmekte ise de dosyada buna ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu kazanın …’nin ihale ile yaptırdığı işin görülmesi sırasında meydana geldiği, bu nedenle davalı …’nin TBK’nun 66. Maddesi kapsamında adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olduğu iddiası karşısında, mahkemece davalı …’den söz konusu işin yapımına ilişkin ihale evrakları ve sözleşmelerin dosyaya celbi sağlanarak incelenmesi, davalı …’nin işin asıl sahibi olup olmadığının tespit edilerek sorumluluğunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Davalılar … … ve … İnş. San Tic Ltd. Şti vekilinin adi ortaklığa ilişkin istinaf sebebinin incelenmesinde;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.10.2003 tarih, 2003/12-574-564 sayılı kararında vurgulandığı üzere ortak girişim iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Adi ortaklığın kendisine ait bir tüzel kişiliği mevcut olmadığından, davada taraf olma ehliyeti yoktur. Bir başka ifade ile adi ortaklığın dava ve takip ehliyeti olmadığı gibi, ona karşı da dava açılamaz. Bu bağlamda adi ortaklığa karşı açılacak davalar adi ortaklığın kendisine karşı değil dava konusunun paradan başka bir şey olması halinde ortaklığı oluşturan ortakların tamamına, konusunun para olması halinde ise ortaklar arasında müteselsil sorumluluk esası geçerli olduğundan ortaklardan biri ya da birkaçı aleyhine yöneltilmelidir. Davada adi ortaklığı oluşturan davalılar … … ve … İnş. San Tic Ltd. Şti’ne husumet yöneltilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bur durum bulunmadığından bu yöndeki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalılar … … ve … İnş. San Tic Ltd. Şti vekilinin oluşan zarardan sorumlu olmadıklarına ilişkin istinaf başvurusunun incelemesinde;

Davalı … …’in soruşturmada alınan beyanında; … plakalı kamyon sürücüsü … … … ile aralarında yazılı sözleşme yapmadan karşılıklı güvene ve rızaya dayalı olarak aylık 5000TL artı KDV ödemek şartı ile Belediye’nin belirlemiş olduğu döküm sahalarına hafriyat taşıma yapmak üzere anlaştıklarını belirttiği, davalı sürücü … … …’ın davalı … İnşaat Ortaklığı ( … … ve … İnş. San Tic Ltd. Şti) adına aralarındaki sözlü anlaşma gereğince belirtilen hafriyat dökme işini yaptığı anlaşılmaktadır.
Adam çalıştıran, görülecek işe uygun fikri, mesleki bilgi ve yeteneklere sahip bir kişi seçmekle yükümlüdür. Seçeceği yardımcı kişinin göreceği iş için vasıflı, yeterli eğitim görmüş, yeni bilgi, yöntem ve tekniği, özümsemiş ve izlemiş olmasını arayacaktır (Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Prof. Fikret Eren, Cilt: 2-4 bası, sh.160). (HGK. 15.06.1994 gün ve 11-178 K.). Davalının bu en basit tedbirlere başvurmaması objektif özen görevini açıkça kötüye kullandığını kanıtlayan deliller olarak görülmelidir. Davalı, adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluktan kurtulabilmesi için, gerekli özeni göstermiş olması halinde de zararın gerçekleşeceğini ispat etmesi icap etmesi gerekecektir.
Bilindiği gibi adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmayıp, olağan sebep sorumluluğudur. Burada yasa adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü, bir gözetim ödevi yüklenmiştir. Adam çalıştıranın sorumluluğu kendisinin veya emrinde çalışan yardımcı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın, kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında, uygun illiyet bağının bulunması yeterli kabul edilmiştir.
Her ne kadar davalılar vekili tarafından sürücünün söz konusu hafriyatı nakil güzergahı dışına çıkarak taşıdığı esnada kazanın meydana geldiği, müvekkillerinin sorumluluğunun çıkan hafriyatın alandan alınmasından sonra herhangi bir yükümlülüğü kalmadığı, bu nedenle sorumlulukları bulunmadığı belirtilmiş ise de hafriyat taşınması işinin aralarındaki anlaşmanın bir parçası olduğu anlaşılmaktadır. Taşınan güzergahın belirlenen güzergah olmadığı, müvekkillerinin iradesi dışında başka bir yere taşındığı iddiasının ise ancak taraflar arasındaki iç ilişkide önem arz edebileceği anlaşıldığından davalılar … … ve … İnş. San Tic Ltd. Şti ‘nin sürücünün sebep olduğu kazadan kaynaklı adam çalıştıran sıfatı ile sorumlu olduğundan bu yöndeki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalılar … … ve … İnş. San Tic Ltd. Şti vekilinin kusura ilişkin istinaf başvurusunun incelemesinde;
Kazaya ilişkin tutulan kaza tespit tutanağı ile Mahkemece alınan 30.12.2019 havale tarihli bilirkişi raporu ve 04.05.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda, davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü … … …’ın %100 oranında asli kusurlu olduğu, müteveffa bisiklet sürücüsü … …’in ise kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Davalılar vekilince dosyaya bildirilen İmamoğlu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasına ilişkin UYAP sisteminden yapılan incelemede; dava dışı mirasçılar tarafından eldeki davanın davalılarına yönelik manevi tazminat talebiyle açılan davada, mahkemece Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 11.02.2021 tarihli raporda, dava konusu kazanın oluşumunda davalı sürücü … … …’ın %80 oranında asli, müteveffa bisiklet sürücüsü … …’in %20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği ve mahkemesince söz konusu raporun hükme esas alınarak manevi tazminat takdiri yoluna gidildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla söz konusu raporlar arasında çelişki bulunduğu, aynı kazaya ilişkin farklı kusur durumundan bahsedilemeyeceği, müteveffa bisiklet sürücüsü … …’in kusur durumunun tespitinin müteselsil sorumlu olan davalılar yönünden önem arz edeceği kanaatine varıldığından, Mahkemece İmamoğlu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası arasındaki kusur raporunun dosya arasına alınması, kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın … veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurum ve kuruluşlardan seçilecek uzman bilirkişi heyetine tevdii kusur raporları arasında yer alan çelişkinin giderilmesi, ceza dosyasının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak olayın oluşuna yönelik ceza dosyasınca esas alınan maddi olguların saptanması, ceza mahkemesi tarafından alınan kusur raporlarının dosyaya temini sağlanarak kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi aşamasında bu raporlardan da faydalanılması gerektiği düşünülmeksizin, bilirkişi raporunun hükme esas alınması yerinde görülmediğinden davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
Davalılar … … ve … İnş. San Tic Ltd. Şti vekilinin poliçe limitine yönelik istinaf başvurusunun incelemesinde;
Davacı … Hesabı tarafından dava dışı şahıslara ödenen asıl alacak miktarının, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen kaza tarihi itibariyle ölüm halinde kişi başına düşen teminat limiti olan 330.000,00TL limit dahilinde bulunduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, mahkemece davalı …’nin asıl iş sahibi olup olmadığının tespit edilerek sorumluluğunun belirlenmesi ve kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla yeniden kusur bilirkişi raporu alınması gerektiğinden, HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davacı vekilinin ve davalılar … … ve … İnş. San Tic Ltd. Şti vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca ayrı ayrı kabulüyle kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalılar … … ve … İnş. San Tic Ltd. Şti vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince ayrı ayrı KABULÜ İLE,
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.11.2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı ve davalılar … … ve … İnş. San Tic Ltd. Şti tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı ve davalılar … … ve … İnş. San Tic Ltd. Şti tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.07/06/2022

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.