Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/709 E. 2022/752 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/709
KARAR NO : 2022/752

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVALI : 1- …
VEKİLLERİ : Av….
Av…
DAVALILAR : 2-…
3- …
VEKİLİ : Av…

DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 04/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … idaresindeki … plakalı otomobil ile müvekkili davacının kullandığı … plakalı motosikletin çarpışması sonucu müvekkilinin ciddi şekilde yaralandığını, kazanın gerçekleşmesinde … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’ın tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise kusursuz olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 500,00 TL maddi tazminat (Sigorta şirketi yönünden poliçe ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren ticari faiziyle, 7.500,00 TL manevi tazminatın ise yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 01.08.2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini maddi tazminat talebi yönünden davasını 36.845,02 TL’ye ıslah etmiş ve davalılardan avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 7.500,00 TL manevi tazminatın ise davalılar Burhan ve Orhan’dan yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 20/02/2015-2016 tarihleri arasında ZMMS ile sigortalı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusursuzluğu nedeniyle poliçe sorumluluğunun bulunmadığını, isnat edilen kusuru kabul etmediklerini, davacının motorsiklet kullanmak üzere gerekli koruyucu tedbirleri alıp almadığının araştırılması, gerekli tedbirlerin alınmadığının tespiti halinde zararı arttırıcı etkisi dolayısıyla hesaplanacak tazminattan indirim yapılması gerektiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motorsikletin takip mesafesini korumadan, hızını düşürmeden ve kurallara uygun dönüş yapmakta olan müvekkilinin kullandığı araca öncelik tanımadan geçiş yapmak istemesi neticesinde kazanın meydana geldiğini, olayda tüm kusurun davacı tarafa ait olduğunu, ancak 06/07/2015 tarihli yaralamalı trafik kazası tespit tutanağında her nasılsa davalı müvekkilinin sola dönüş kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle kusurlu olduğu belirtilmiş, davacı sürücüye herhangi bir kusur yüklenmediğini, 5 Ocak Şehit … … polis merkezi tarafından alınan ifadelerinde de anlaşılacağı üzere davacının kullandığı motosikletin davalı müvekkilin kullandığı aracın arkasında seyir halinde olduğunu, söz konusu tutanakta sinyal vererek dönüş yapmak isteyen davalı müvekkilinin kusurlu sayılıp takip mesafesini korumadan önündeki araca öncelik tanımadan hareket eden motosiklet sürücüsü davacıya kusur atfedilmemesinin oldukça çelişkili bir durum olduğunu, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin davacının kusurlu olması nedeniyle yersiz olduğunu, davacının elini kullanamadığı, çalışma gücünü kaybettiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davcının durumunun abartılı olduğunu belirterek, haksız, hukuka, yasaya ve usule aykırı olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; geçici ve sürekli iş göremezlikten doğan 36.130,95 TL maddi tazminatın davalı …. yönünden dava tarihi olan 22/07/2015 tarihiden, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 06/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, manevi tazminat yönünden ise davanın kabulüyle; 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan … ve …’dan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı … Sigorta vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkiler bulunduğunu, kısa karar sonrası tavzih ile hataların giderildiği belirtilerek gerekçeli kararda hükmolunan tutarların farklı hazırlanmış olduğunu, bu çelişkinin tavzih ile değiştirilebilecek hususlardan olmadığını, 20.05.2016 tarihinde ödenen 5.000,00 TL’lik geçici ödeme tutarının mahsup edilmemiş olması yada bu hususun infaz aşamasında değerlendirilebilmesi için hüküm kısmında belirtilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açılmakta olduğunu, hüküm kısmında ek bilirkişi raporu ile hesaplanan tazminat tutarlarından hükmolunan asıl alacağa ulaşıldığı belirtilmekte ise de karar verilen tutar ile bilirkişi raporunda tespit edilen tutarlarnın birbiri ile çeliştiğini, bilirkişi raporunda hesap hatası yapıldığı gibi, hükmolunan asıl alacağın tespitinde hesaplanan tutara nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığını, sigortalı araç sürücüsüne yüklenen %100 kusur oranının hatalı olup kusur değerlendirmesinin eksik olduğunu, davacı sürücünün belgesiz motosiklet sürücüsü olup, kazanın meydana gelmesi sonucu zararı arttırmış olduğunu, zararı arttırması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasının hukuka aykırı olduğunu, maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre hazırlanmamış olduğunu, maluliyet oranının olması gerekenden yüksek tespit edilmiş olup, iyileşme süresinin olması gerekenden uzun olarak belirtildiğini, manevi tazminat yönünden asıl alacak olarak müvekkili şirket sorumlu tutulmamış iken manevi tazminatın mahkeme vekalet ücretlerinden tüm davalıların sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı …. vekili istinaf etmiştir.
Davalı …. vekilinin hükme esas alınan kusur ve maluliyet raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Hükme esas alınan 24.01.2017 havale tarihli kusur raporu 06.03.2017 tarihinde ve yine hükme esas alınan 07.09.2018 tarihli ATK maluliyet raporu 17.10.2018 tarihinde usulüne uygun şekilde davalı ….’ye tebliğ edilmiş, ancak yargılama aşamasında süresi içinde ilk derece mahkemesine raporlara karşı herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
Aynı yöndeki Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2017 gün ve 2015/3253 E.-2017/9419 K. Sayılı kararında özetle; “…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281/1. maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı düşünülmelidir…” denilmiştir. Aynı husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/8676 E, 2018/2775 K; 2013/11884 E, 2015/835 K; 2015/8056 E, 2017/2988 K sayılı içtihatlarında ve benzer içtihatlarda, Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin 2018/430 Esas, 2018/1093 K sayılı kararında da benimsenmiştir.
Bu nedenle davalı vekili yönünden süresinde kusur ve maluliyet raporuna itiraz edilmemekle kesinleşen rapora karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı …. vekilinin müterafik kusur indirimine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca ehliyeti olmayan sürücülerin araç kullanması yasaktır. Zira ehliyeti olmayan kimsenin gerekli eğitimleri almaması sebebiyle tehlikeli bir şekilde araç kullanma ve hata yapma riski yüksektir.
Somut olayda; davacının … plakalı motorsiklet sürücüsü olduğu ve dosya kapsamından ehliyetsiz olduğu tespit edilmiştir. Dosya içinde mevcut 17.04.2017 tarihli kusur bilirkişi raporuna göre davacının kazada kusurlu olmadığının tespit edilmiştir. Ancak bu husus, yani, ehliyetsiz bir kişinin trafiğe çıkmış olması trafik cezasını gerektiren eylem olup, müterafik kusur indirim sebebi olmadığından, davalı vekillerinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı …. vekilinin hükmün infaza elverişli olmadığına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
6100 sayılı HMK 297/2 md.si “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklindedir. Kurulan hükümde, TBK 76/1 md.si gereğince yargılama sırasında yapılan ön ödemenin tazminattan düşülüp düşülmediği ve yine geçici işgöremizlik tazminatı yönünden hüküm kurulup kurulmadığı hususunda tereddüt oluştuğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince, tespit edilen sürekli iş göremezlik (5.728,80 TL işlemiş dönem, 31.115,19 TL işleyecek dönem olmak üzere) miktarının 36.843,99 TL, geçici iş göremezlik miktarının 4.286,96 TL, toplam tazminat miktarının 41.130,95 TL olduğu, geçici ödeme miktarının 5.000,00 TL olduğu, bu ödemenin düşülmesi ile sonuç olarak bakiye geçici ve kalacı maddi tazminat toplamının 36.130,95 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davalı …. vekilinin manevi tazminatta hükmedilen vekalet ücretine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı …’nin manevi tazminattan sorumlu olmamasına rağmen, manevi tazminat için hükmedilen vekalet ücretinden sorumlu olacak biçimde karar verilmesi hatalı görülmekle, davalı …. vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Söz konusu hüküm infazında tereddüte olacak biçimde ve manevi tazminatta hükmedilen vekalet ücretinde yazılı şekilde karar verilmiş olmasının hatalı olduğu kanaatine varılmakla davalı …. vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun duruşma yapılmadan bu yönüyle kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABUL – kısmen REDDİ ile:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın kısmen KABUL, kısmen REDDİ ile;
3-Davacı …’e 5.000,00 TL geçici ödeme yapılmış olması nedeni ile bu miktar bakımından asıl alacak konusuz kalmış olduğundan bu miktar itibariyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
4-(TBK 76. maddesi gereği yapılan 5.000,00 TL geçici ödeme bedeli düşüldükten sonra) Geçici ve sürekli iş göremezlikten doğan toplam 36.130,95 TL maddi tazminatın davalı … yönünden dava tarihi olan 22/07/2015 tarihiden, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 06/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-Manevi tazminata ilişkin davanın kabulüyle; 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan … ve …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
Harç yönünden:
5-Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 2.468,10 TL karar harcından, peşin alınan 27,70 TL ve 621,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 648,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.819,40 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına
6-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 512,32 TL karar harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Yargılama giderleri yönünden:
7-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 27,70 TL peşin harç ve 621,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 676,40 TL’nin tamamının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 447,35 TL posta gideri, 900,00 bilirkişi ücreti, 772,00 TL adli tıp muayene ücreti olmak üzere toplam 2.119,35 TL yargılama giderinden davanın kabulüne tekamül eden 2.063,61 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmının davacının üzerinde bırakılmasına,
9-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
10-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, maddi tazminatın kabul edilen kısmı yönünden A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.419,64 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
11-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiklerinden, maddi tazminatın reddedilen kısmı yönünden A.A.Ü.T. uyarınca hesap olunan 714,07 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
12-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, manevi tazminat yönünden A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080,00 vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,

İstinaf giderleri açısından;
13-Davalı …. tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
14-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
15-Davalı …. tarafından yapılan 48,50 TL istinafa dosya gönderme ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
18-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 04.04.2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.