Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/703 E. 2022/1220 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/703 – 2022/1220
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/703
KARAR NO : 2022/1220

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …

VEKİLİ : Av…
DAVALI : 1- …

VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 3- …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 07/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalı tarafından düzenlendiğini, aracın işleteninin davalı … Otomotiv Ltd. Şti olduğunu, 19.11.2013 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın davalı … … … idaresindeki sigortalı araçla kaza yapması sonucu davacının yaralandığını, kazadan dolayı davacının uğradığı zararın karşılanmadığı ileri sürülerek fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 10.000 TL maddi tazminatın (2.620 TL tedavi gideri ve 7.380 TL kalıcı çalışma gücü kaybı ile geçici iş görmezlik zararı) tüm davalılardan ve 20.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki diğer iki davalıdan müteselsil olarak kaza tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı … Anonim Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın ZMM poliçesi davalı tarafından düzenlenmiştir. Tedavi gideri poliçe teminatı dışında kalmaktadır. Kusur ve maluliyet raporlarının Adli Tıp Kurumundan aldırılması gerektiği belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı … Otomotiv AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket uzun dönem araç kiralama işiyle iştigal etmektedir. Dava konusu aracın … Ecza Deposu AŞ’ye kiralanmış araç olduğunu, kaza yapan araç, uzun süreli kiralandığından davalının işleten sıfatının bulunmadığı belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı … … … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle olayda müterafık kusurlu olduğunu belirterek tazminattan %20 indirim yapılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, tedavi gideri isteminin reddine, geçici işgörmezlik ve kalıcı maluliyet tazminatına ilişkin davanın kabulü ile; 22.757,00 TL’nin müteselsil olarak davalılardan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen tutarın 19/11/2013 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizinden davalılar … … … ile … AŞ ‘nin ve dava tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizinden davalı … Anonim Sigortanın müteselsil sorumlu olmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; Yerel mahkemenin tedavi giderleri taleplerini kabul etmesi gerekirken belirttikleri gerekçe ile reddetmesinin hatalı olduğunu, belgeye dayanmayan tedavi giderlerinin, 6111 sayılı Kanun kapsamında olmadığını, belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmadığını, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğunun devam ettiğini, sigorta şirketlerinin ve … Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona ermesi için bu giderlerin belgeli olması gerektiğini, böyle bir durumda da bu giderlerin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması için SGK Başkanlığı’nın yasal hasım haline getirilip SGK Başkanlığı’nın davaya dahil edilmesi suretiyle bu giderler karşılanması gerektiğini, yerel mahkeme manevi tazminat taleplerini tamamıyla kabul etmesi gerekirken belirttikleri gerekçe ile kısmen kabul edilmesinin hatalı olduğunu, yerel mahkemenin manevi tazminat talebinin kısmen reddine ve buna bağlı olarak reddedilen miktar yönünden davalılara karşı vekalet ücreti ödenmesi kararının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … … … vekili; Maluliyet raporunda kaza ile illiyeti bulunmayan arazlar da tespit edildiğini, yine mevcut arazların da olması gerekenin çok üzerinde tespit edildiğini, bu halde tespit edilen maluliyet raporunun kabulünün mümkün olmadığını, dosyaya sunulan aktüerya raporunu da kabul etmediklerini, zira geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatları ZMMS kapsamında olduğundan tarafından talep edilmesinin doğru olmadığını, ayrıca davacı yan dava öncesi davalı şirkete başvuru yapmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmekte iken hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek koşulu ile işleyecek faizin davacı yanın talebi gibi olay tarihinden değil ,dava tarihinden işlemesi gerektiğini, kişinin olay anında kendisinin kusurunun da bulunduğundan, kemersiz vb seyahat etmesinden kaynaklı olarak müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının aldığı bir tazminat var ise hesaptan mahsup edilmeli iken bu durumun gözetilmediğini, davacının SGKdan geçici işgöremezlik ödemesi alıp almadığının araştırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … Otomotiv Servis Ve Ticaret A.Ş. Vekili; Müvekkili şirketin … plakalı aracı kaza tarihinde … Ecza Deposu San. ve Tic. A.Ş.’ ye uzun süreli olarak kiraladığını, işbu hususa ilişkin operasyonel kira sözleşmesi, kira kontratı, kira sözleşmesine ilişkin düzenlenen faturaların dilekçesi eki olarak halihazırda mahkeme dosyasında ibraz edildiğini, husumet yokluğu sebebiyle davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55. ve 56. maddeleri kapsamında trafik kazasına dayalı açılan, tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi-manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili, davalı … … … vekili ve davalı … Otomotiv Servis ve Tic A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin tedavi giderlerine yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde;
Yargılamadan önce 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” düzenlemesine; Kanun’un geçici 1. maddesinde de “Bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve … Hesabı’nın yükümlülüklerinin sona ereceği” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile, sigorta şirketlerinin belgeli tedavi giderleri yönünden sorumluluğu son bulmuştur.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil, ancak sözkonusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderlerleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir.
Somut olayda; davacı taraf, dosyaya örneklerini sunduğu ve kendisi tarafından karşılandığını ileri sürdüğü belgeli tedavi giderlerinin davalılardan tahsili istemiyle, 6111 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden sonra dava açmıştır.
Oysa, yukarıda ifade edilen 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler dikkate alındığında; 6111 sayılı Kanun ile KTK’da yapılan değişiklik gereği, trafik sigortacılarının ve trafik sigorta poliçesi gereği sigortacısına prim ödeyerek sorumluluğunu aktaran araç işleteni ile işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu araç sürücüsünün de sorumluluğunun son bulduğu belgeli tedavi giderleri yönünden davanın reddine karar verilmesi yerindedir. (Benzer mahiyete Yargıtay 17. HD’nin 2015/13029 E. 2018/7559 K. sayılı kararı)
Eldeki dava 24.05.2016 tarihinde, yani 6111 Sayılı Yasa’nın yürürlük tarihinden sonra aracın sürücüsü-maliki ve zorunlu trafik sigorta şirketine karşı açılmış olduğundan ve SGK dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmediğinden, dolayısıyla artık SGK dahili davalı olarak davaya dahil edilemeyecektir. (Benzer mahiyete Yargıtay 17. HD’nin 2016/7487 E. 2019/2665 K. Sayılı ilamı)
Belirtilen nedenlerle davacı vekilinin belgeli tedavi giderleri yönünden istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı … Otomotiv Servis ve Tic A.Ş vekilinin husumete yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur.
Kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hâkimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hâkimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hâkimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Bu durumda, taraflar arasında uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle, kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususlarının belirlenmesi gerekmektedir.
Davalı … Otomotiv Servis ve Tic A.Ş vekili cevap dilekçesi ile aracı kiralama sözleşmesi ile dava dışı … Ecza Deposu San ve Tic A.Ş’ne kiraladığını ve işleten sıfatı bulunmadığını ileri sürmüş, cevap dilekçesi ekinde bir kısım belgelerin bulunduğunu belirtmiş ise de dilekçe eklerinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Husumet dava şartlarından olup davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. Davalı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesi ekinde 07.05.2013 tarihli “Operasyonel Araç Kiralama Sözleşmesi” ile 36 ay süreli adi yazılı kira sözleşmesi ve aracın kiralama dönemine ilişkin aylık kira bedelinden ibaret düzenlenen bir faturanın dosyaya sunulmuş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece; davalı tarafça sunulan sözleşme koşulları irdelenmeli, kaza tarihinde davalı şirket ile dava dışı … Ecza Deposu şirketi arasında uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle, kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği araştırılmalı ve kazaya karışan aracın kaza tarihinde işleten sıfatının kimde olduğu tespit edilmelidir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf sebepleri haklı bulunmuştur.

Davalı … … … vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Bilindiği üzere Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden alınacak rapora göre belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre 11/10/2008 tarihinden önceki kazalar için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemeleri Tüzüğü çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, 11/10/2008-01/09/2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu 01/09/2013 ile 01/06/2015 tarihleri arasındaki kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu (ATK tarafından bu yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenmesi olasılığının bulunmadığının bildirilmesi durumunda ise bu yine bu dönemde yürürlükte bulunan 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor alınması), 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki meydana gelen kazalar için 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu ve 20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar içinse Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacının yaralanmasına neden olan kaza 19.11.2013 gününde meydana gelmiş olup buna göre davacının maluliyet raporunun Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş (ATK tarafından bu yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenmesi olasılığının bulunmadığının bildirilmesi durumunda ise bu yine bu dönemde yürürlükte bulunan 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre) olarak alınması gerektiği halde davacının maluliyet durumuna ilişkin ATK 2. İhtisas Kurulunun düzenlediği 19.08.2019 tarihli raporun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlendiği anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi haklı bulunmuştur.
Kaldırma sebebi dikkate alınarak davalı … … … vekilinin sair istinaf sebepleri ve davacı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebepleri incelenmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece yukarıda belirtilen eksiklikler tamamlanmadan, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri esas alınarak maluliyet raporunun düzenlenmesi ve maluliyet raporunun alınmasının ardından maluliyet oranının değişmesi halinde kazanılmış haklar gözetilerek önceki rapor tarihi itibarı ile ek hesap raporu alınıp bu yönde istinaf yoluna başvuran taraf bakımından sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden ve aracın işleteninin tespiti ile uzun süreli kiralamaya konu edilip edilmediği tespit edilerek husumet yönünden değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerektiğinden, bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, bu nedenle davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davalı … … … vekili ile davalı … Otomotiv Servis ve Tic A.Ş vekilinin istinaf taleplerinin, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kısmen kabulüyle, kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı … … … vekilinin sair istinaf sebepleri ve davacı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebepleri incelenmeksizin karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … … … vekili ile davalı … Otomotiv Servis ve Tic A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince ayrı ayrı KISMEN KABULÜ İLE,
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.12.2020 tarih ve Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 21,4‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davalı … … … ile davalı … Otomotiv Servis ve Tic A.Ş tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
6-Davalı … Otomotiv Servis ve Tic A.Ş tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
7-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.07/06/2022

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.