Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/700 E. 2022/683 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/700
KARAR NO : 2022/683

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 2- … – …
3- … – ….
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : …
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.01.2016 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacının kullandığı mobilete çarptığını, çarpışma sonucu müvekkilinin yaralanarak beden gücü kaybına uğradığını, Özürlü Sağlık Kurul Yönetmeliğine göre davacının %19 oranında sürekli sakatlığının bulunduğunu, davalı … şirketine başvuru yapıldığını, başvuru neticesinde … numaralı hasar dosyasının oluşturulduğunu, dosyadan bir kısım ödeme yapıldığını, ancak yetersiz olduğunu, davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat talep ettiklerini, iş bu nedenlerle; 100,00 TL maddi tazminatın davalıların tamamından, 15.000.00 TL manevi tazminatın ise davalılar … ve …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 05.11.2020 tarihli dilekçesi ile dava değerini maddi tazminat talebi yönünden, 125.245,95 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa başvuruya istinaden ödeme yapıldığını ancak davaya konu bakiye tazminata ilişkin olarak müvekkillerine başvuru şartının yerine getirilmediğini, müvekkilleri nezdinde açılan … numaralı hasar dosyasına istinaden 23.06.2017 tarihinde davacı vekiline 38.221,00 TL ödeme yapıldığını, davacının borçlu olduğu İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına 935,00 TL olmak üzere toplam 39.156,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme ile müvekkillerinin ibra edildiğini ve sorumluluğun sona erdiğini, Kusur durumunun net bir şekilde tespit edilmesi için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesinden rapor alınması gerektiğini, davacının maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınması gerektiğini, Tazminat sorumluluğu doğacak ise hesaplamanın aktüer bilirkişi sıfatını haiz kişilerce hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının SGK tarafından ödenmesi gerektiğini, müterafik kusur hususuna dikkat edilerek çıkacak tazminatta indirim yapılması gerektiğini, sonuç olarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dosyasına ilişkin olarak … ile ilgili ihbar talebinde bulunduklarını, davacının kaza anında ehliyetsiz olduğunu, kaza anında motor üzerinde 3 kişi bulunduğunu ve davacı kazazedenin gerekli önlemleri almamış olması nedeniyle bedensel hasarın yüksek olduğunu ve zararın büyümesine etken harekette bulunduğunu, bu hususunda tazminat takdirinde göz önüne alınması gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; geçici yaralanma için açılan 50,00 TL değerli davanın reddine, kalıcı yaralanma için açılan bakiye tazminat davasının kabulü ile; 125.245,95 TL’nin üç davalıdan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bu tazminat tutarına davalılardan … A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 23/06/2017 gününden, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 20/01/2016 gününden itibaren yasal faiz uygulanmasına, manevi tazminat davasının kabulü ile; 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …den kaza tarihi olan 20/01/2016 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı … vekili verdiği 08.01.2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil sigorta şirketine başvuru Şartı gerçekleşmemiş olduğunu, dosyadaki mevcut raporlara göre maluliyet oranları arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, PMF Yaşam Tablosu kullanılarak hazırlanan raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, müterafik kusur indirimine gidilmeksizin hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili yönünden faiz başlangıç tarihinin hatalı olarak tespit edilmiş olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiş olup, ilk derece mahkemesince gerekli istinaf harcının yatırılmaması üzerine davalı vekiline muhtıra gönderildiği ve davalı vekilince harç eksikliğinin tamamlanmaması üzerine 09.02.2021 tarihli ek karar ile HMK.nun 344 ve 346. mad. uyarınca kararın istinaf edilmemiş sayılmasına karar verildiği görülmüş olup, davalı vekilince bu ek kararın 10.02.2021 tarihli dilekçesi istinaf edildiği ve dilekçede özetle; her ne kadar ilk derece mahkemesince taraflarına 2.335,75 TL üzerinden harç eksikliğine ilişkin muhtıra gönderilmiş ise de, sorumlu oldukları ve alınması gereken harç miktarının kendi hesaplamalarına göre 2.138,88 TL olduğu, ilk derece mahkemesince verilen kararın 4 no’lu hükmüne göre ise 2.019,74 TL olduğu ve her halükarda kendilerinden muhtıra ile istenilen miktarın hatalı olarak yüksek olduğunu ve dosyaya toplamda gerekli olan 2.159,30 TL istinaf karar harcını yatırdıklarını bu nedenle 09.02.2021 tarihli ek kararın kaldırılmasını beyan ederek, 08.02.2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesini tekrar etmiş, hem ek kararın hem de kök kararın kaldırılmasını ve davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55 ve 56 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı … A.Ş. vekili istinaf etmiştir.
İlk derece mehkemesince süresi içinde istinaf harcının ikmal edilmemesi nedeni ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına kararına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
İlk derece mahkemesinin … E. – … K. Sayılı ilamına karşı yasal süresi içinde 08.01.2021 tarihinde davalı … A.Ş. vekili olarak istinaf kanun yoluna başvurduğu, akabinde 2.335,75 TL nispi istinaf karar harcının tamamlanması istemiyle 19.01.2021 tarihinde muhtıra gönderildiği, İlk derece mahkemesinin 09.02.2021 tarihli ek kararıyla ise mahkeme kararının istinaf edilmemiş sayılmasına dair karar verilmiştir.
492 Sayılı Harçlar Kanunun 28. md.si gereği cismani zararlardan kaynaklanan tazminat davalarında nispi istinaf karar harcı hesaplanırken asıl alacağın binde 68,31 / 20 üzerinden hesaplama yapılarak tutar tespit edilmektedir.
İlk derece mahkemesi tarafından 125.245,95 TL (maddi tazminat) tutarındaki asıl alacak üzerinden müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulmuştur. 125.245,95 TL’nin binde 68,31 / 20 sonucunda nispi istinaf harcı 427,77 TL yapmaktadır. Oysa ki muhtıra ile taraflarından 2.335,75 TL nispi istinaf karar harcı talep edilmiştir. Muhtırada tespit edilen miktar hatalı olup, usulüne uygun olarak düzenlenmediğinden, muhtırada belirtilen miktarın süresi içinde yatırılmaması nedeniyle mahkeme kararının istinaf edilmemiş sayılmasına dair verilen ek karar da hatalı olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusu aşağıdaki gibi esastan incelenmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin davalı … şirketine usulüne uygun başvuru ve faiz başlangıç tarihine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelemesinde;
2918 Sayılı Yasanın 97 ve 99. md.leri gereği dosyaya baktığımızda; davacı vekili müvekkilinin 20.01.2016 gününde meydana gelen trafik kazası nedeni ile yaralandığını ve tam olarak iyileşemediğini belirterek davalı … şirketine karşı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile 24.03.2016 tarihinde, hastane evrakları ile kaza tespit tutanağı ve diğer ilgili evraklar ekli olacak biçimde maddi tazminat davası isteminde bulunduğu ve iş bu davanın yargılaması esnasında davalı … şirketi tarafından davacıya 23.06.2016 tarihinde 38.221,00 TL kısmi ödemede bulunulduğu ve nihayet Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında, davanın usulden reddine karar verildiği dikkate alındığında, ilk derece mahkemece Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası açılışı tarihinin, temerrüt tarihi olarak kabul edilmeksizin, davalının lehine olacak biçimde kısmi ödeme tarihi olan 23.06.2016 tarihinde davalı … şirketinin temerrüte düştüğünün kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, istinaf eden davalının lehine olduğundan, istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … A.Ş. vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelemesinde;
Eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince hükme esas alınan 29.06.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. ihtisas kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun, kaza tarihi olan 20.01.2016 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, bu yönü ile davacının kalıcı bir maluliyetinin %18 olarak tespit edildiği, başka bir anlatımla iş bu trafik kazasına bağlı olaşan cismani zarar arasında illiyet bağı kurularak kalıcı maluliyetinin usulüne uygun şekilde tespit edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … A.Ş. vekilinin hükme esas alınan hesap raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelemesinde;
Anayasa Mahkemesi 17/07/2020 tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararı ile; Genel şartlar TTK’nın 1425, Sigortacılık Kanunu 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile genel şartların hükümleri uygulanacaktır. (Aynı yönde Yargıtay. 17 Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 sayılı kararı)
Açıklanan sebeplerle eldeki davada; iptal edilen Karayolları Trafik Kanun’un 90. maddesindeki “Genel Şartlar” ibaresi gereğince , yukarıda yazılı Anayasa Mahkemesi kararı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/6271 Esas ve 2020/8104 Karar sayılı 03/12/2020 günlü kararlarında belirtilmiş olduğu gibi TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemine göre ve raporun hazırlanış tarihindeki asgari ücreti verileri kullanılmak sureti ile davacının zararı hesaplandığından davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … A.Ş. vekilinin müterafik kusura yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelemesinde;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca ehliyeti olmayan sürücülerin araç kullanması yasaktır. Zira ehliyeti olmayan kimsenin gerekli eğitimleri almaması sebebiyle tehlikeli bir şekilde araç kullanma ve hata yapma riski yüksektir. Ancak bu husus, yani, davacının ehliyetsiz bir şekilde trafiğe çıkmış olması trafik cezasını gerektiren eylem olup, müterafik kusur indirim sebebi olmadığından bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.555,55 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan toplamda 2.159,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 6.396,25 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.28.03.2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.