Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/63 E. 2022/481 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/63
KARAR NO : 2022/481

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2020
NUMARASI : 2017/… Esas, 2020/… Karar

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
3- … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
DAVALI : … ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 01/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2022

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2020 tarih ve 2017/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/04/2016 tarihinde Mersin GMK Bulvarında …’nın kullanmakta olduğu … plakalı aracın tek taraflı karıştığı kazada araç içerisinde bulunan …’nin bir süre yoğun bakımda tedavi gördükten sonra vefat ettiğini, …’nin müvekkillerinden …’nın eşi, … ve …’in oğulları olduğunu, müteveffanın ölümünden sonra müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, kazaya karışan aracın 15/03/2016 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalandığını, davalı şirketin sigorta poliçesinde ölüm halinde ödemeyi taahhüt ettiği maddi tazminat ile sorumlu olduğunu, davalı şirkete destekten yoksun kalma tazminatının taraflarına ödenmesi için başvuruda bulunduklarını, hasar dosyasının açıldığını, ancak bu tarihe dek taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, müteveffanın sigortalı işçi olarak Yücesoy Seramik şirketinde çalıştığını, ölümüne kadar müvekkillerinin geçimini sağladığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir müvekkili için 500,00 er TL den toplam 1.500,00 TL maddi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir..
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 15.03.2016 – 2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, Müvekkili Şirketin Sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, destek iddialarının kanıtlanması gerektiğini, yaşları itibariyle müteveffanın çocuklarına destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanamayacağını, davacının müvekkili şirkete herhangi bir başvurusu olmadığından; müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini belirterek, öncelikle KTK 97. madde hükmü gereği başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın esasa girilmeksizin usulden reddine, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabülüne, davacı … için 96.378,80-TL, davacı … için 52.254,04-TL, davacı … için 161.367,15-TL olmak üzere toplam 309.999,99-TL destek tazminatının davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 06/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; Ceza dosyasındaki ifadelerde, araçtakilerin arkadaş olduğunun, hatır taşımasının mevcut olduğunu anlaşıldığıı, sürücünün alkollü olduğunun bilindiğinin açıkça ifade edildiğini, müteveffanın alkollü sürücünün aracında yolculuk ettiğini, yerleşik yargıtay kararları gereği bu hususun da indirim sebebi teşkil ettiğini, emniyet kemeri takılmaması ve hatır taşıması hallerinde her iki durum içinde en az %20 ‘şer den toplam %40 oranında indirim yapılması gerektiğini, ancak bu hususta herhangi bir indirim yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 53/3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasına ilişkin maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğine yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde;
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda BK.nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmakta ise de; bu indirimin yapılabilmesi BK.’nun 44. maddesi uygulamasındaki gibi resen gözetilmeyip davalının savunmasında bu hususu ileri sürmesi icap eder.(Yargıtay 17. Hd. 2016/14352 esas ve 2019/6316 karar sayılı ilamı)
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi içeriğinde hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğinden bahsedilmemiştir. Hatır taşıması savunmasının cevap dilekçesinde bildirilmeyip, süresinde olmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğine yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir.
Mersin 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/… esas sayılı görülmekte olan ceza dosyası ile soruşturma dosyası kapsamında verilen ifadeler irdelendiğinde, sürücü …’nın, arkadaşları olan … ve müteveffa … ile beraber arkadaşlarının evine gittiklerini, burada …’nın alkol aldığını, daha sonra buradan çıktıklarını beyan ettiği, her ne kadar … ifadesinde aracı kendisinin kullanıp kullanmadığını hatırlamadığını beyan etmiş ise de ceza mahkesinde yapılan yargılamada sürücünün … olduğu tespit ve kabul edilerek sürücü sanık hakkında ceza verildiği ve kararın Adana BAM 14. C.D’nin 11.02.2021 tarih 2020/339E, 2021/253 K sayılı kararı ile istinaf mahkemesince yapılan inceleme sonucunda kesinleştiğinin anlaşıldığı, sanık sürücü …’nın alkollüyken araç kullandığı ve müteveffa …’nin, alkollü olduğunu bildiği sürücü …’nın … plakalı aracına binerek yolculuk ettiği, sürücünün alkollü olduğunu bildiği halde müteveffanın bu araca bilerek binmek suretiyle zararın meydana gelmesinde müterafik kusurunun bulunduğu anlaşıldığından, TBK’nın 52.maddesi gereğince ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları gereğince belirlenen zarar miktarından %20 oranında indirim yapılması gerekirken bu husus gözardı edilerek hüküm kurulmuş olması hatalı görülmekle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda her bir davacının olay nedeniyle uğradıkları destekten yoksun kalma tazminat miktarlarının tespit edildiği, ancak poliçe limiti dikkate alınarak buna göre garameten paylaştırma neticesinde her bir davacının talep edebilecekleri tazminat miktarlarının belirlendiği anlaşılmaktadır. Müterafik kusur nedeniyle %20 oranında yapılacak indirim, her bir davacının olay nedeniyle uğradıkları destekten yoksun kalma tazminat miktarları üzerinden yapılması gerekmekle, buna göre yapılan hesaplama neticesinde belirlenen, davacı … için 147.943,47TL, Davacı … için 47.907,18TL ve davacı … için 88.361,32TL olmak üzere toplam 284.211,96 TL tazminatın ıslah talebinden ve poliçe limitinden düşük olduğu anlaşılmakla yeniden garameten paylaştıma yapılmasına ihtiyaç bulunmamakla davanın kısmen kabulüne, yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinden davalı vekili lehine müterafik kusur nedeniyle yapılan indirimden dolayı vekalet ücretine hükmedilmemesine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca müterafik kusur indirimi uygulanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2020 tarih ve 2017/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davacı … için 88.361,32 TL, davacı … için 47.907,18 TL, davacı … için 147.943,47 TL olmak üzere toplam 284.211,97 TL destek tazminatının temerrüt tarihi olan 06/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesine,
3-a-)Karar tarihi itibariyle alınması gereken 19.414,52 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harç ile 1.053,69 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 18.329,43 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-)İlk derece mahkemesince 02.10.2020 günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine, tahsil edilmiş ise bakiyesinin tahsilinin istenmesine,
4-Davacılar vekili tarafından dava açılırken yatırılan 31,40 TL başvuru harcı ile 31,40 TL nispi peşin harç ile 1.053,69 TL ıslah harcının toplamı olan 1.116,49 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar vekille temsil edildiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT’nin 13. maddesine göre 28.344,84 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Takdiri indirim nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi nedeniyle reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacılar tarafından yapılan tebligat, posta, müzekkere gideri ile bilirkişi ücretinden ibaret toplam 1.375,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri açısından;
9-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Davalı tarafından yapılan 57,30 TL istinafa dosya gönderme ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.01/03/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.