Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/615 E. 2022/767 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/615 – 2022/767
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/615
KARAR NO : 2022/767

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : 1- …
2- …
3-…
VEKİLİ : Av…

DAVALILAR : 1-…
2- …
VEKİLİ : Av…

3-…
VEKİLİ : Av…

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 04/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.05.2017 günü meydana gelen trafik kazasında araç sürücüsü ……… sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya … …’ a çarpması sonucu ölümüne neden olduğunu, olayın meydana gelmesinde müvekkillerinin murisinin kusuru bulunmadığını, müteveffanın şok market unvanlı işyerinde çalıştığını ve aylık prim, fazla çalışma gibi süreklilik arz eden niletikte 2.500,00 TL geliri olduğunu, cenaze ve defin giderlerinin uzman bir bilirkişi aracılığı ile hesaplanmasını, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak 15 gün içerisinde ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile murisi annesi … … … için 500,00 TL, … … … için 500,00 TL ve … … için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının işleten … … ve sürücü ……… yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren yasal faizin altında kalmamak kaydı ile ticari faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, anne … … … için 40.000,00 TL, kızı … … için 70.000,00 TL ve oğlu … … … için 70.0000,00 TL manevi tazminatın davalılar … … ve ……’den olay tarihinden itibaren yasal faiz altında kalmamak kaydı ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili ıslah dilekçe ile; davacı … … yönünden 21.185,48 TL, H. … … yönünden 4.420,72 TL, … … yönünden 3.550,00 TL arttırdıklarını belirterek sonuç olarak anne … … yönünden 21.685,48 TL, H. … … yönünden 4.920,72 TL, … … yönünden = 4.050,00 TL
olmak üzere toplam 30.656,20 TL destekten yoksun kalma tazminatının (sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde ) sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren ,sigorta şirketi yönünden ise temerrüd tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar ……… ve … … vekilin cevap dilekçesinde; müteveffanın geçirmiş olduğu kaza ile müvekkillerinin sorumlu tutulmasına dair uygun nedensellik bağı bulunmadığını, belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacı anne … … için hesaplanan 19.594,33 TL, davacı çocuk … … … için 4.875,16 TL ve davacı çocuk … … için 3.989,09 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 27/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı … … için takdir edilen 10.000,00 TL, davacı … … … için 15.000,00 TL ve davacı … … için takdir edilen 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ……… ve … …’ten müşterek ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan kusur raporuna karşı itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, mahkemece yeniden kusur incelemesi yapılması gerektiğini, müteveffanın karşıya geçmesi için herhangi bir yaya yolu bulunmamasına rağmen %85 kusurun müteveffaya yüklenilmesinin kabul edilemeyeceğini, kusur oranlaması yapılırken yol çalışması yapan kurumun herhangi bir kusurunun olup olmadığını hususunun irdelenmediğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalılar ……… ve … … vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan kusur oranlarına kabul etmediklerini, kusur raporuna karşı itiraz dilekçelerinin mahkemece dikkate alınmadığını ve hatalı rapor doğrultusunda hüküm kurulduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için desteğin ispat edilmesi gerektiğini, dosya içerisinde davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını ve tazminat almalarını gerektiren herhangi bir bilgi ve belge görülmediğini, hükme esas alınan hesap raporunun hatalı olduğunu, söz konusu raporda destek pay oranlarının hesaplanmasında Yargıtay yerleşik içtihatlarına aykırı olarak hesaplama yapıldığını, dava konusu olayda manevi tazminat şartları oluşmadığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müteveffanın asli ve tam kusurlu olduğu kaza neticesinde geçirmiş oldukları dava sürecinde manevi anlamda yıpranan tarafın müvekkilleri olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla hükmedilen manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan hesap raporunda destek paylarının hatalı hesaplandığını, mahkemece hesap raporuna karşı yapmış oldukları itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi tarafından yapılan hesap hatası nedeni ile gerçek zarar hesaplaması yapılamadığını belirterek, hatalı hesap raporuna dayanılarak kurulan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazası ile uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen kararı davacılar vekili, davalılar ……… ve … … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalılar ……… ve … … vekili ile davalı … Sİgorta A.Ş vekilinin davacılar … … ve … … lehine hükmedilen maddi tazminata yönelik yapmış oldukları istinaf başvuruları yönünden yapılan incelemede;
6100 sayılı HMK’nun 341. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemelerinden verilecek olan hangi tür kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulacağı düzenlenmiştir. Buna göre; miktar veya değeri 5.390,00 TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. Aynı yasanın 346/1. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince verilen kesin nitelikteki karara karşı istinaf başvurusu yapılması halinde istinaf başvurusunun öninceleme aşamasında usulden reddedileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; dosyaya baktığımızda mahkemece maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile; davacı anne … … için hesaplanan 19.594,33 TL, davacı çocuk … … … için 4.875,16 TL ve davacı çocuk … … için 3.989,09 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 27/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
HMK’nın 346. maddesi gereğince kesin olan karara karşı istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi 352. madde gereğince Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin reddine karar verilebilir. Bu nedenle mahkemece davacı … … … yönünden kabul edilen kısım 4.875,165 TL, davacı … … yönünden kabul edilen kısım 3.989,09 TL olup, davalılar vekillerinin, davacılar … … ve … … lehine hükmedilen maddi tazminata yönelik istinaf başvurularının ilk derece Mahkemesi hükmünün bu davacılar bakımından kabul edilen kısım itibari ile kesin olması sebebi ile HMK 346. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacılar vekili ile davalılar ……… ve … … vekilinin kusura yönelik istinaf talepleri yönünden yapılan incelemede;
Taraf vekilleri kusur oranlarını kabul etmediklerini ileri sürmüş iseler de,
Dosya arasında mevcut kaza tespit tutanağında incelendiğinde, kazanın meydana gelmesinde davacıların desteği yaya … …’ın karşıdan karşıya geçmek isteyen yayaların yaya ve okul geçitleri ile kavşak giriş çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır kuralını ihlal ettiği gerekçesi ile asli ve kusurlu olduğu, davalı … plaka sayılı araç sürücüsü ………’in ise herhangi bir kusur ihlalinin bulunmadığı tespiti yapılmıştır.
Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından aldırılan … günlü kusur raporu incelendiğinde kazanın meydana gelmesinde davacıların desteği …’in kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, davalı …’in ise trafik işaret levhasıyla belirlenen hız limitinin üzerinde seyrettiği ve kazayı önlemeye yönelik zamanında etkili tedbir almadığından kazanın oluşumunda alt düzeyde tali kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Yine ceza dosyası içerisinde mevcut ATK Trafik ihtisas Dairesi tarafından düzenlenen 07/02/2018 günlü raporda davalı sürücü ……’in alt düzeyde tali kusurlu olduğu, davacıların desteği …’in asli kusurlu olduğu bildirilmiştir.
İşbu dava dosyasında ATK Trafik ihtisas Dairesinden aldırılan 20/01/2020 günlü kusur raporunda da davalı ……’in %15 oranında tali kusurlu olduğu, davacıların desteği yaya …’in ise %85 oranında asli kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Tüm bu tespitlere göre mahkemece aldırılan raporların dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun olduğu, raporlar arasında çelişki bulunmadığı, kazanın meydana gelmesinde davacıların desteğinin karşıdan karşıya geçiş yapmadan evvel seyir halinde olan araçların seyir durumlarını yeterince kontrol etmediği ve ilk geçiş hakkını davalı sürücüyü vermediği anlaşılmakla kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu kabul edilmiş olmasında, davalı sürücünün ise tali kusurlu bulunmuş olmasında herhangi bir yanlışlık olmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin kusura yönelik istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir.
Davacılar vekili her ne kadar kusur oranlaması yapılırken yol çalışması yapan kurumun da kusurunun bulunduğunu ileri sürmüş ise de, dosya içerisinde mevcut hiçbir kusur raporunda ve ceza dosyasında yolun bakım ve onarımından sorumlu kuruma kusur verilmediği anlaşılmakla davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
Davalılar ……… ve … … vekilinin davacıların destekliği ispatlayamadığı yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalılar vekili destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için desteğin ispat edilmesi gerektiğini, dosya içerisinde davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını ve tazminat almalarını gerektiren herhangi bir bilgi ve belge görülmediğini ileri sürmüş ise de,
Destekten yoksun kalma tazminatı BK’nın 45/II. maddesinde (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi) düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
BK.nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı ne hısımlığa ne de nafaka hakkındaki hükümlere dayanır, olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre anne, babanın çocuklarına, çocukların da kendi anne babalarına destek olacakları karine olarak kabul edilmektedir. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacılardan … … ve … …’in 18 yaşından küçük oldukları, destek tazminatı talebinde bulunabilecekleri, yine aynı şekilde murisin annesi olan davacı … …’nın ölen kızından destek tazminatı isteyebileceği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince bu davacılar yönünden destek tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Davalılar tarafından karinenin aksi ileri sürüldüğüne göre davacılar … … e …’in anneleri olan davacı …’nin kızı olan …’in, davacılara destek olmadığı hususunun ispat külfeti bunu ileri süren davalılara aittir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden davalılar tarafından bu yönde bir delil sunulmadığına göre bu davacıların, anneleri ve kızı olan …’i vefatı nedeni ile destek tazminatı talep etmekte haklı oldukları kanaatine varılmakla davalıların bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalılar ……… ve … … vekili ve davalı sigorta vekilinin hesap raporuna yönelik istinaf talepleri yönünden yapılan incelemede;
Mahkemesince alınan aktüer bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun denetime olanak verir nitelikte olduğu, pay oranların Yargıtay içtihatları ile uyumlu şekilde belirlendiği, desteğin ve davacıların muhtemel bakiye yaşam süresinin Anayasa Mahkemesinin … Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı sonrasında Yargıtay 17. Ve 4. Hukuk Dairelerinin vermiş olduğu güncel içtihatlara uygun şekilde TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenerek tazminat miktarının hesaplandığı anlaşılmakla bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
Davalılar hesap bilirkişisi tarafından belirlenen pay oranlarının hatalı olduğunu ileri sürmüş iseler de, davacıların murisi olan destek … …’ın kaza tarihinde 44 yaşında olduğu, bekar ve iki çocuğunun olduğu anlaşılmaktadır. Kaza tarihinde desteğin eşinin bulunmaması nedeni ile pay oranlarının sadece çocuklara ve desteğin annesine verilecek şekilde paylaştırılmış olmasında herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır.
Davalılar …ve … vekili manevi tazminat şartlarının oluşmadığı, manevi tazminatın , tümü ile reddi gerektiğini ileri sürmüş ise de,
Davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan davalı …’ın işleteni olduğu … plaka sayılı aracın sebebiyet vermiş olduğu trafik kazası nedeni ile davacıların desteğinin hayatını kaybettiği, TBK’nın 56/2. Maddesine göre davacıların davalıdan bir miktar tazminat talep etmekte haklı oldukları anlaşıldığından bu yöndeki istinaf başvurularının reddi gerekmiştir.
Manevi tazminatın miktarı yönünden ise;
Davalılar …ve … vekili mahkemece hükmolunun manevi tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu ileri sürmüş ise de,
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda 27/05/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların desteği … …’ın vefat ettiği, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü ………’in %15 oranında tali, davacıların desteği …’in ise %85 oranında asli kusurlu olduğu, tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, ölenin ve davacıların yaşı, davacıların ölene yakınlığı, olay tarihi ve TMK’nın 4. Maddesi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yeterli ve yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalılar vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin tüm istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacılar vekili, davalılar ……… ve … … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacılardan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalı … Sigorta A.Ş’den alınması gereken 1.944,00 TL istinaf karar harcından, davalı … Sigorta A.Ş tarafından peşin yatırılan 485,99 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 1.458,01 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Harçlar Kanunu gereğince davalılar ……… ve … …’den alınması gereken 4.676,40 TL istinaf karar harcından, davalılar ……… ve … … tarafından peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 4.617,10 TL harcın davalılar ……… ve … …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Taraflarca yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 04/04/2022

Başkan Üye Üye Katip İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır