Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/523 E. 2022/950 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/523
KARAR NO : 2022/950

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat(Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/11/2017 tarihinde davalı … şirketine sigortalı … plakalı aracın Adana istikametinden Karataş istikametine seyir halinde iken sola dönüş yapmak istediği esnada iki yönlü yol olan yolda karşı istikamette Karataş Adana yönüne seyir halinde olan müvekkili sürücü …’ın kullandığı … plakalı motorsiklete çarpması neticesinde meydana gelen kazada müvekkilinin hayati tehlike geçirecek şekilde ciddi boyutta yaralandığını ve kalıcı sakatlık meydana geldiğini, kaza nedeniyle davalı … şirketine başvuru yapıldığını ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, oluşan bu kazada davalı … şirketi tarafından sigortalı olan araç sürücüsünün kusurlu olduğunu belirterek fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla kalıcı iş gücü kaybından dolayı 50,00 TL, geçici iş gücü kaybından dolayı da 50,00 TL olmak üzere toplam 100,00 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının başvurusu üzerine … nolu hasar dosyası açıldığını, davacıya herhangi bir ödeme yapamadıklarını, davacının maluliyet oranı konusunda heyet raporu alınması, kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir,

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile 39.548,00 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 11/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; 01.06.2015 tarihinden sonra düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında geçici iş göremezlik talepleri Sosyal Güvenlik Kurumunun Sorumluluğunda olduğundan talep edilen geçici iş göremezlik tazminatından müvekkil şirketin bir sorumluluğu bulunmadığını, yerel mahkeme kararında davacıda alt ekstremite kırığı olduğu, oluşan iş gücü kaybının kask takılmaması ile ilgisinin olmadığı, bu nedenle davacının kask takmaması nedeniyle indirim yapılmadığı şeklinde hüküm kurulmuş ise de davacının müterafik kusuru nedeniyle indirim yapılması taleplerinin sadece kask takmadığından değil hiçbir koruyucu ekipman kullanmamasından kaynaklı olduğunu, bu nedenlerle mahkemece müterafik kusurda indirim yapılmamasının hukuka aykırı olduğunu, dosyaya sundukları itiraz dilekçelerinde ayrıntıları belirtildiği üzere hükme esas alınan kusur hesap ve Adli Tıp raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, Adli Tıp raporunda davacının kaza tarihi olan 11.11.2017 tarihinden sonra trafik kazasına bağlı olan maluliyet durumunda zaman içerisinde gelişen bir durumun olup olmadığı yönünden ayrıca ve açıkça bir tespit veya değerlendirme de yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50 ve 54. maddeleri kapsamında trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin geçici işgörmezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesi 17/7/2020 Tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararı ile; Genel şartlar TTK’nın 1425, Sigortacılık Kanunu 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile genel şartların hükümleri uygulanacaktır. (Aynı yönde Yargıtay. 17 Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 sayılı kararı)
Açıklanan sebeplerle eldeki davada; iptal edilen Karayolları Trafik Kanun’un 90. maddesindeki “Genel Şartlar” ibaresi gereğince teminat dışı bırakılan geçici iş göremezlik tazminatı yönünden, yukarıda yazılı Anayasa Mahkemesi kararı gereği davalı … Şirketinin sorumluluğunda olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin müterafik kusura ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Dosya kapsamında davacının sunulan maluliyet ölçüsünü belirtir raporun incelenmesinde, maluliyetinin bacak bölgesinde kemik kırığına bağlı olduğu, maluliyetin kafa bölgesinde bulunmaması nedeniyle kask takılıp takılmamasının müterafik kusur yönünden somut olayda öneminin bulunmadığı, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken yönetmelikte dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmadığı, bu sebeple bu nedene dayanarak müterafik kusur indimi yapılması gerekmediği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin hükme esas alınan kusur, maluliyet ve hesap raporuna ilişkin yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Somut olayda; 11/11/2017 tarihinde sürücü dava dışı … idaresindeki … plakalı aracın seyri sırasında solla dönüş yapmak istediğinde, karşıdan gelen davacı … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile çarpıştığı, kazaya yönelik tutulan kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsünün şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymadığından kusurlu olduğu, davacının ise kusursuz olduklarının belirtildiği, mahkemece alınan 04.04.2019 tarihli kusur raporunda da davacının kusursuz davalının %100 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği, kaza tespit tutanağı ile raporun birbiri ile uyumlu olduğu ve olayın oluşuna uygun olarak düzenlendiği anlaşıldığından davalının bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Mahkemesince hükme esas alınan 30.10.2019 tarihli ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından ve 30.01.2020 tarihli ATK 2. Üst Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporlarının, kaza tarihi olan 11.11.2017 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, raporda tedavi ve muayane evraklarının irdelendiği, davacının kurulda muayenesinin yapıldığı, maluliyet raporunda kaza ile yaralanma ve maluliyet durumu arasında illiyetin kurulduğu, raporun hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Hükme esas alınan hesap raporunun usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olarak düzenlendiği, istinaf edenin tarafı dikkate alındığında davalı lehine olacak şekilde hesaplama yöntemi kullanıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 2.701,52 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 675,38TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 2.026,14 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.26/04/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.