Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/518 E. 2022/749 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/518
KARAR NO : 2022/749

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2- …
VEKİLLERİ : Av…
Av….
DAVALILAR : 3- …
4- …
VEKİLİ : Av…

DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 04/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.07.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yolcu olarak bulunduğu ve … … … sevk ve idaresindeki davalı …’ya KYZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı motosiklet ile davalı …’na ait olup …’in sevk ve idaresindeki davalı ….’ne KYMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın çarpışması sonucu davacının ağır şekilde yaralandığını, davacının hayatı boyunca bakıma muhtaç kalacak şekilde meslekte kazanma gücünü yitirdiğini, kazadan önce boyacı ustası olduğunu ancak artık çalışamayacağını veya aynı işi yaparken daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağını, davacının çok acı çektiğini ve manevi olarak zarara uğradığını, davalıların meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, davalılara müracaat edilmiş ise de herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek ve FİHS tutularak geçici ve sürekli iş göremezliği nedeniyle belirsiz olan zararın tespitini ve şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile …’ndan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 10.07.2020 tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin olarak dava değerini 175.324,11 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihi itibarıyla müvekkili nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, ancak davacının araç maliki sigorta ettiren konumunda olduğunu bu nedenle alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğini ve davanın reddi gerektiğini, davacının motosiklete binerken kask vb koruyucu tertibat kullanmadığının tespiti halinde müterafik kusur indirimi yapılmasını, davanın SGK’na ihbarını, davacının dava şartı olan davadan önce usulüne uygun olarak müvekkiline müracaat etmediğini, müvekkilinin … plakalı araç sürücüsünün kusuru oranında, poliçe limitleri ve davacının maluliyeti ölçüsünde sorumluluğun söz konusu olabileceğini, bu nedenle tarafların kusur oranları ile davacının maluliyet oranının ATK tarafından hesaplamanın ise yeni poliçe genel şartlarına göre belirlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığını ve bu zararların SGK yükümlülüğünde olduğunu, davacının SGK’dan rücuya tabi ödeme aldığının tespiti halinde bu ödemelerin tazminattan mahsubu gerektiğini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini beyan ederek, sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava şartı olan davadan önce usulüne uygun olarak müvekkiline müracaat etmediğini,kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihi itibarıyla müvekkili nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru, poliçe limitleri ve davacının maluliyeti ölçüsünde sorumluluğun söz konusu olabileceğini, bu nedenle tarafların kusur oranları ile davacının maluliyet oranının ATK tarafından hesaplamanın ise yeni poliçe genel şartlarına göre aktüer bilirkişi tarafından belirlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığını, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; maddi tazminat davası yönünden; davacının davasının ıslah talebi doğrultusunda kısmen kabulü ile Davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, 175.324,11 TL maddi tazminatın (geçici-kalıcı) ıslah talebi doğrultusunda davalı … ve … yönünden kaza tarihi olan 05.07.2018 tarihinden davalı … yönünden dava tarihi olan 12.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ilgili davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verildiği, manevi tazminat davası yönünden; davacının davasının kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı çerçevesinde aktüerya hesaplarında artık genel şartların uygulanmasının yasal olarak imkansız olduğunu, bu esaslara aykırı şekilde yapılan ve itiraz ettikleri aktüerya raporunun hükme esas alınmasınıh usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararı çerçevesinde maluliyet raporlarında 01/06/2015 tarihinden itibaren uygulanan genel şartlarla belirlenen “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerinin uygulanma imkanının kalmadığını, bu nedenle davacının maluliyet oranın bu yönetmelik yerine kaza tarihinin 05/07/2018 olduğu dikkate alınarak “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlenmesinin gerektiğini, Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporuna istinaden karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı …. vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kararın harç ve masraflar yönünden usul ve yasaya aykırı olup kararın harç ve masraflara ilişkin 3 ve 7 nolu maddelerinin kaldırılmasının gerektiğini, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddi gerekirken esasa girilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, gerekçeli kararda davacı tarafın usulüne uygun başvurusu olup olmadığına ilişkin olarak dava şartının yerine getirilip getirilmediği hususunun değerlendirilmemiş olduğunu, davacı tarafça, davanın “belirsiz alacak” nevinde ikame edilmesinin usul hukuku kurallarına aykırı olduğunu ve bu nedenle davacının 10.07.2020 tarihli dilekçesinin iddianın genişletilmesi, değiştirilmesi yasağı kapsamında olduğunu, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın esasına girilmesi gerektiği kanaatinde dahi; 23.07.2019 tarihli maluliyete dair ATK 2. ihtisas kurulu raporunun kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle hüküm kurmaya elverişli olmadığını, maluliyete istinaden belirlenen oranın geçerlilik süresine ilişkin herhangi bir kayıt oluşturulmamış olmasının hatalı olduğunu ayrıca raporun geçerlilik süresine ilişkin de herhangi bir kayıt olmamasının hatalı olduğunu, maluliyet raporunun istanbul yetkili olan ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenmesi gerekirken rapor düzenleme yetkisi olmayan İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın esasına girilmesi halinde dahi; kusur raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, hesap bilirkişi raporunün hüküm kurmaya elverişli olmadığını, müvekkili sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından poliçe ve kaza tarihi itibariyle geçerli kanun hükmü ve genel şartlar gereği sorumlu olmadığını, müvekkili şirket aleyhine faize hükmedilebilmesi için temerrütün gerçekleşmesinin gerektiğini, ancak müvekkili şirketin mevzuata uygun şekilde temerrüde düşürülmediğinden faiz isteminin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müterafik kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmekle birlikte; esasa girilmesi halinde gerekçeli kararın hukuka, usul ve yasaya uygun şekilde verilmediğinden kararın kaldırılmasının gerektiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalılar … ve … vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; dosya içerisinde eksik inceleme bulunduğunu, söz konusu olayda kusur yönünden ihtilafın mevcut olup, müvekkillerine maddi ve manevi tazminat yöneltilmesinin haksız olduğunu, dosyada maddi tazminat hükmünü kabul etmemekle birlikte; hesaplanan miktarın çok yüksek olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu ayrıca travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle 1 yıl sonra kontrolün gerektiği, raporun buna bağlı olacağının belirtildiği ancak söz konusu kontrolun yapılmamış olduğunu, hükmün HMK m.321’in öngördüğü biçimde açıklanmamış, sadece hüküm özetinin tefhim edilmiş ancak bunun sebebinin kanunda öngörüldüğü gibi tutanağa geçirilmemiş olduğunu, hükmün bu yönüyle de usule aykırı olduğunu beyan ederek, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55 ve 56 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili, davalı … vekili ile davalılar … … ile … vekili istinaf etmiştir.
Maddi tazminat yönünden istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Davacı vekili UYAP üzerinden dosyamıza gönderdiği 25.03.2022 tarihli dilekçesi ile davalı …. ile yaptıkları ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri sonucunda maddi tazminat alacakları ile anlaşma sağlandığını ve dilekçesi ekinde ihtiyari arabuluculuk ”Anlaşma belgesi” kapsamında davalı …. tarafından maddi tazminat alacaklarının ödendiğini beyan ederek davanın konusuz kaldığını, bu nedenle de maddi tazminat talepleri yönünden davadan feragat edildiğinin beyan edildiği görüldü.
HMK’nın 310. maddesinde feragat veya kabulün hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda karar verileceği; 311. maddede ise feragatin kesin hükmün gibi sonuç doğuracağı düzenlenmiştir.
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. İstinaf edilen karar, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragat mümkündür. Davacının 25.03.2022 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebi yönünden davadan feragat ettiği anlaşılmakla davacı tarafından açılan davanın maddi tazminat talebine ilişkin kısmı yönünden feragat sebebi ile reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalılar … … ile … vekilinin hükme esas alınan kusur raporuna yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Trafik Kazası Tespit Tutanağında; Bu kazanın oluşumunda … plaka sayılı aracın sürücüsü … 2918 sayılı KYTK.’nun 57/1-a maddesini ihlal ettiği, diğer aracın sürücüsü … … … … ise aynı kanunun 52/1-a maddesini ihlal ettiği görüş ve kanaati belirtilmiştir.
Dosya içinde mevcut ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 30.04.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; kazanın oluşumunda … plaka sayılı aracın sürücüsü … %80 oranında, diğer aracın sürücüsü … … … … ise %20 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaati belirtilmiştir.
Dosya kapsamında mevcut; ifadeler, Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve bu tutanak içeriğindeki kaza yeri krokisi ile tüm veriler heyetimizce incelenip durum değerlendirmesi yapıldığında; davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile seyirle geldiği olay yeri kavşağa girişteki ‘DUR’ işaret levhası gereğince mutlak durup iki yönlü anayolun her iki tarafından gelen geçiş hakkına sahip araçların güvenli geçişini bekleyip trafiğin müsait anında girmesi gerekirken anılan hususların aksine kontrolsüzce girdiğinde istikametine göre sol taraftan kavşağa giren geçiş hakkına sahip sürücü sürücü … … … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletle çarpışması şeklinde neticelenen olayda dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı bu hareketleriyle %80 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücü … … … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile anayolu takiben yaklaştığı olay yeri kavşak alanına hız azaltarak müteyakkız girmemesiyle istikametine göre sağ taraftan kavşağa giren sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetle çarpmasıyla şeklinde neticelenen olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle %20 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığından, davalılar vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalılar … … ile … vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarı yönünden istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda 05.07.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı …’un sürücüsü, diğer davalı …’in işleteni olduğu aracın, davacının üstünde yolcu olarak bulunduğu motorsiklete çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının %23 oranında malul kalacak biçimde yaralandığı alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü ve işletenin % 80 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yüksek olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Söz konusu maddi tazminat talebi için sunulan feragat beyanı dikkate alınmakla, tarafların tarafın istinaf kanun yolu başvurusunun, duruşma yapılmadan, bu yönüyle kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi, sair istinaf sebeplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar … … ile … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABUL, kısmen REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABUL, kısmen REDDİNE,
3-Davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABUL, kısmen REDDİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın REDDİNE,
3-Maddi tazminat talebi yönünden davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
4-Manevi tazminat talebi yönünden davanın kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Harç yönünden:
5-Maddi tazminatın reddi nedeniyle Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Manevi tazminat yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 683,10 TL karar ve ilam harcından dava açılışında peşin olarak yatırılan 35,90 TL ve sonradan tamamlama harcı olarak yatırılan 598,48 TL olmak üzere toplamda 634,38 TL harçtan mahsubu ile bakiye 48,72 TL harcın davalılar … … ve …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
Yargılama giderleri yönünden:
7-Manevi tazminat yönünden davacı tarafından yapılan 670,28 TL harç giderinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Maddi ve manevi tazminat yönünden yapılan diğer tam yargılama giderlerinin davalı …. tarafından yapılan arabuluculuk anlaşması ile karşılandığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davalı …. tarafından yatırılan delil avansı kullanılmadığından karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde bu davalıya iadesine,
10-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
11-Maddi tazminat talebinin reddi yönünden davalılar …. ile … ve … lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Davalı … A.Ş.’nin kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen maddi tazminat davası yönünden hesaplanan 100.00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
13-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat davası yönünden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
İstinaf giderleri açısından;
14-Davacı ile davalılar …. ile … ve … tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
15-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
16-Davacı tarafından yapılan dosyanın istinafa gönderimi ve dosyamızdan çıkarılan tebligat ücretleri toplamı olmak üzere 66,00 TL yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 04.04.2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır